Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/437 E. 2018/401 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/437
KARAR NO : 2018/401
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2017
NUMARASI : 2016/689 E – 2017/1023 K
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 05/04/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında elektrik abone sözleşmesinin bulunduğunu, davalı şirketin düzenlediği faturalarda hizmet karşılığı olmayan kayıp kaçak, iletim, dağıtım, perakende satış hizmet bedeli ,sayaç okuma bedeli, %2 TRT payı, %18 KDV bedelinin haksız ve hukuksuz alındığını beyanla, bu bedel tespit olunarak şimdilik 3.500,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın yargılaması sırasında 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa ile 6446 sayılı yasaya getirilen yeni düzenlemeler gerekçe gösterilerek, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına davacı lehine masraf ve vekalet ücreti taktirine karar verildiği görülmüştür.
Mahkemenin kararına karşı davalılardan … Tic. AŞ vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacı şirket ile bu davalı arasında 26/08/2013 tarihinde depo kiralama sözleşmesi imzalandığını, davacının davalının deposunu kullandığı sürece davacıya özgülenen sayaç ve elektrik kullanım bedelinin ölçülerek ilgili kuruma ödendiğini,davalının ise ödenen bu fatura bedellerini davacıya yansıttığını, bu nedenle istinaf eden bu davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, husumet itirazları konusunda mahkemece de bir karar verilmediğini,davalının dava açılmasına sebebiyet vermediğini,gerekçe gösterilmeden davalıya kusur yöneltilerek vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu beyanla, kararın kaldırılarak lehlerine masraf ve vekalet ücretine karar verilmesini istemiştir.
İstinaf sebepleriyle sınırlı olarak ilk derece mahkemesinin kararının incelemesiyle; 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır,” hükmünü içermektedir. Hal böyle olunca, dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişiklikleri, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalarda) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. geçici 19. ile 20. maddeleri, iptal edilmedikleri veya yürürlükten kaldırılmadıkları sürece uygulanacaktır. O halde, davalı dağıtıcı şirket, mevcut yasal düzenleme ile dava konusu bedellerin tahsilini talep edebilecektir.
Davalı … Tic.A.Ş ‘nin abone olduğu ve dava konusu dönemler için davacının bu davalıdan kiraladığı depo yönünden özgülenen sayaç sonrası dağıtım şirketi diğer davalı tarafından istinaf eden davalıya kesilen faturaların davacıya yansıtılması sebebiyle ,bu davanın davalı ….A.Ş. ye karşı da açılabileceği gözetilerek,bu davalının husumet itirazı yerinde bulunmamıştır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin benzer davalarda, eldeki davalara yönelik, yürürlüğe giren bu yasa nedeniyle davanın konusunun kalmadığına dair karar verilmesi gerektiği yolundaki emsal 2017/13140 E – 2017/16544 K sayılı ve 2017/13142 E – 2017/16545 K sayılı kararlarındaki gibi davanın konusunun kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve hukuka uygun bulunmuştur.
Davalı … A.Ş istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir. Somut davada; dava açıldığı tarihte davacının, dava açmakta haklı olduğu, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davalı taraf lehine masraf ve vekalet ücreti taktir edilmemesine ilişkin karar usul ve yasaya uygun olup bu nedenle davalı lehine masraf ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden davalı …Tic.A.Ş bu konudaki istinaf talebinin de HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddi gerekmiştir.
Buna göre istinaf eden davalı ….A.Ş istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı …. AŞ’nin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,
Alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına ve davalı üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 05/04/2018