Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/42 E. 2019/1078 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/42
KARAR NO : 2019/1078
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2017
NUMARASI : 2014/1348 E – 2017/205 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 27/06/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket bünyesinde WIFI ağı kurmak amacıyla davalı şirket bayisine başvurduğunu, … nolu telefon no.su ile ilgili olarak şirket adresine GPRS-SMS paketi için gerekli modemin gönderileceğinin davalı şirket tarafından beyan edildiğini, tarihi bile belli olmayan bir sözleşmenin müvekkili şirkete imzalatıldığını, ancak hiçbir şeklide modem teslim edilmediğini, sözleşmenin iptalini hemen yazışmalarla istemelerine rağmen fatura tanzim edilerek, olmayan modemin faturası ile alacak talep edildiğini, sözleşmenin içeriğini tamamen doldurmadıklarını, bu şekilde yapılan sözleşmenin taraflar arasında hüküm doğurmadığını beyanla faturanın iptalini, davacının borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kurumsal abonelik kapsamındaki GSM numaralarının bir kısmını 30/06/2014 tarihinde başka bir operatöre taşıdığını, dava konusu GSM hattına ilişkin abonelik sözleşmesini ise 29/09/2014’de feshederek kampanya kapsamında vermiş olduğu taahhüdünü ihlal ettiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, taraflar arasında internet hizmet sözleşmesinin kurulduğunu, ancak davalının modemi kurmadığını, böylece davacının hizmetten yararlanmasını sağlamadığını, bunun “bayi hatası” savunması ile davalı tarafından da kabul edildiğini, bu sebeple, davacının 6098 sayılı TBK’nın 125/2. maddesine göre sözleşmeden dönme hakkının doğduğunu, öte yandan TBK 179. maddesinde cezai şartın, sözleşme tarafının haksız olarak sözleşmeden dönmesi durumunda ödeneceğinin düzenlendiğini , davacı sözleşmeden haklı olarak döndüğünden davalı tarafın fatura ettiği cezai şartın talep edilemeyeceğini, alınan bilirkişi kurulu raporunun da bu doğrultuda olduğunu belirterek, davanın kabulüne, İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında, davacının davalıya borcunun olmadığının tespitine karar vermiştir.Sözkonusu kararı davalı …vekili isinaf etmiştir. İstinaf sebepleri olarak özetle, yargılamada alınan bilirkişi kurulu raporunun eksik ve hatalı bulunduğu, rapora itirazlarının dikkate alınmadığı, davacı şirketin iki ayrı taahhütname imzaladığı, her iki taahhütnamenin konularının ve edimlerinin farklı olduğu, ilk taahhütnamenin 21/04/2014 tarihli olup, 24 ay süreli taahhüt karşılığı modem cihazı teslimini de içeren, “…. İş Ortağım Cepte WiFi taahhütnamesi, diğerinin ise 23/05/2014 tarihli “Alışveriş Puan Taahhütnamesi” olup, 24 ay süre ile fatura tutarının en az 750,00 TL olacağı taahhüdü karşılığında davacının 3.300,00 TL hediye çekini müvekkili şirketten aldığı, davacının taahhüdünün 24 ay süre ile aboneliğin devam ettirmesi, sözleşmeyi feshetmemesi veya hatlarını başka operatöre taşımaması olduğu, 21/04/2014 tarihli taahütname hükümleri gereği borçların ifa edilmemiş olmasının yalnızca bu sözleşme gereğince sözleşmeden dönme hakkını sağlayacağı, modem tesliminin yerine getirilmemesine ilişkin bedellerin davacı şirkete iade edildiği, bu sebeple mahkemenin davacı şirketin sözleşmeden haklı olarak döndüğü tesbit ve gerekçesinin yerinde olmadığı, kaldıki dava konusu faturanın da bu taahhütname ile ilgisinin olmadığı, ilk derece mahkemesince faturaya yansıtılan ücretin cezai şart olduğu yönünde hatalı değerlendirme yapıldığı, oysa gerek 23/04/2014 tarihli taahütnamenin 14. maddesinde yer alan bu husustaki düzenlemenin ve gerekse faturaya yansıtılan ücretin cezai şart olmadığı, davacıya temin ve teslim edilen hediye çeklerinin bir bedel karşılığında verilmediği ,bu kazanımların davacı tarafça ücretsiz olarak elde edildiği, faturaya yansıtılan bu bedelin de işte davacıya yapılan bu kazandırmanın iadesine ilişkin olduğu, dolayısı ile cezai şart niteliğinin bulunmadığı, davacının hediye çeki bedelini iade etmeyeceği kabul edilse dahi, davacının fatura sebebiyle 621,59 TL’yi ödemekle yükümlü olduğu ileri sürülmüş,kararın kaldırılması istenmiştir.HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, davacının aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası sebebiyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, taraflar arasında düzenlenen 2 adet taahhütname bulunduğu, ilk taahhütnamenin 21/04/2014 tarihli olup, 24 ay süreli taahhüt karşılığı modem cihazı teslimini de içeren “… İş Ortağım Cepte WiFi taahhütnamesi, diğerinin ise 23/05/2014 tarihli “Alışveriş Puan Taahhütnamesi” olup, 24 ay süre ile fatura tutarının en az 750,00 TL olacağı taahhüdü karşılığında davacının 3.300,00 TL hediye çeki tercihini kullandığı anlaşılmaktadır. Dava konusu edilen fatura içeriğinin incelenmesinde, fatura bileşenlerinden 73,17 TL’lik kısmının görüşme ücreti, 2.796,61 TL’lik kısmının taahhüt iptali, bakiyesinin ise feri ücretler olduğu şeklinde düzenlendiği görülmüştür. Mahkemece yargılama sırasında bilirkişi kurulu raporu alınmış ise de, bilirkişi kurulu raporu mevcut hali ile hüküm kurmaya yeterli görülmediğinden, ilk derece mahkemesinde rapor tanzim eden bilirkişi heyetinden ek rapor alınması gerekliliği sebebiyle, HMK 356. maddesi uyarınca tahkikat duruşması açılması gerekmiştir. Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sırasında alınan ek bilirkişi raporunda, davacı yanın fatura hesabı adı altında bulunan tüm hatlarını 30/06/2014 tarihinde başka bir operatöre taşıdığı için davalı tarafından davacıya cayma bedeli tahakkuk ettirildiği, davalının verdiğini iddia ettiği 3.300,00 TL’lik çekten ne tür bir harcama yapıldığı hususunun dosyadaki belgelere göre izaha ve ispata muhtaç olduğu görüşü beyan edilmiştir. Davalı taraf istinaf dilekçesinde, faturaya “taahhüt iptali ” adı altında yansıtılan bedelin ikinci taahütnamenin ihlali sebebiyle hediye çeki bedeli ile ilgili olduğunu, modem teslimi ve ilk taahhütname ile ilgili olmadığını ileri sürmektedir. HMK 355. maddesinde, istinaf incelemesinin, dilekçede ileri sürülen istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılacağı düzenlenmiştir. Bu kapsamda ve ek bilirkişi raporundaki “davalının verdiğini iddia ettiği 3.300,00 TL’lik çekten ne tür bir harcama yapıldığı hususunun dosyadaki belgelere göre izaha ve ispata muhtaç olduğu” değerlendirmesi de dikkate alınarak, davalı şirketten bu hususun sorulması gerekmiş, davalı şirkete yazılan yazıya verilen cevapta davacıya 3.300,00 TL hediye çeki verildiği, ancak davacı tarafından bu çekin kullanılmadığı bildirilmiştir. Dolayısı ile, davalı tarafça faturadaki taahhüt iptali olarak davacıdan istenen meblağın hediye çeki bedeli olduğu beyan ve kabul edildiğinden, davacının kullanmadığı hediye çeki bedelinden sorumlu tutulması sözkonusu edilmeyecektir. Ancak, dava konusu faturanın 73,17 TL’lik kısmının görüşme ücreti, 2.796,61 TL’lik kısmının taahhüt iptali, bakiyesinin ise feri ücretler olduğu, taahüt iptali dışındaki 73,17 TL’lik görüşme ücreti ile bu kısma isabet eden ÖTV, KDV vs tutarı olan 95,42 TL’lik kısımdan davacının sorumlu olacağı kuşkusuzdur. Bu sebeple, mahkemece davanın tümüyle kabulü doğru olmamıştır. O halde davacı tarafça her ne kadar, dava konusu edilen 3.418,29 TL faturanın tamamından borçlu olmadıkları iddiası ile faturanın tamamının iptali istenmişse de, dava konusu edilen faturanın 73,17 TL’lik kısım ve bu kısma isabet eden ÖTV, KDV vs tutarı toplamı 95,42 TL’lik kısımdan davacının sorumlu olduğu sonucuna varılmakla, davalının istinaf talebinin kısmen kabulü ile istinaf konusu ilk derece mahkeme kararının HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilmesi ile yeniden esas hakkında aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, istinaf konusu ilk derece mahkeme kararının HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilmesi ile yeniden esas hakkında; 1-Davanın kısmen kabulü ile, İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasındaki takibe konu 07/11/2014 son ödeme tarihli 3.418,29 TL’lik faturanın 3.322,87 TL’lik kısmında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine,2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 226,98 TL harçtan peşin alınan 58,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 168,58 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,3-Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,4-Davacı tarafça yapılan 1.500,00 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma göre takdiren 1.490,00 TL’lik kısmının ve davacı tarafça yatırılan 58,40 TL peşin harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,5-Davalı vekille temsil edildiğinden, reddedilen alacak talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/son maddesi uyarınca tayin olunan 95,40 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Davalının sair istinaf sebeplerinin reddineİstinaf incelemesi ile ilgili olarak;Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davalının istinaf sebebiyle yaptığı 934,01 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından ve davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair, HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile davacı tarafın yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/06/2019