Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/419 E. 2018/235 K. 28.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/419
KARAR NO : 2018/235
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/1367 E
DAVANIN KONUSU : Adi Ortaklıktan Çıkartılma -Kayyum Tayini
KARAR TARİHİ :28/02/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ve davalı arasında İSKİ Genel Müdürlüğü Asya Bölgesi 2013 yılı 4.Kısım müteferrik atık su kanalı, yağmur suyu kanalı ve dere ıslah inşaatı işi için adi ortaklık sözleşmesi imzalandığını,bu şekilde iş ortaklığı kurulduğunu, iş ortaklığı açısından yapılacak iş ile ilgili olarak davacı ve davalı tarafça aynı zamanda davalının çalışanı olan.. isimli şahsa vekaletname verildiğini, vekaletnamenin yalnızca üstlenilen iş için verilmiş olmasına rağmen bu şahsın vekaletnameyle kendisine verilmeyen bir kısım işlemler gerçekleştirdiğini, söz konusu vekaletname kullanılarak davacının bilgisi dışında adi ortaklık sözleşmesinin tadil edildiğini, tadil metninin müvekkili adına bu kişi tarafından imzalandığını ve adi ortaklık sözleşmesinde davalının pilot ortak olarak kararlaştırılmış olmasına rağmen sözleşmeye tadil metni ile 11.madde eklenmek suretiyle …’ın iş ortaklığını temsile yetkili kılındıklarını, bu şahısların düzenlenen imza sirküleriyle İSKİ Genel Müdürlüğü ve diğer kurumlar nezdinde çeşitli işlemler gerçekleştirerek hakedişleri tahsil ettiklerini, İsmail Kurtuluş’un, yaptığı işlemler nedeniyle davacı tarafından azledildiğini ve azil hususunun İSKİ Genel Müdürlüğüne de bildirildiğini, İsmail Kurtuluş tarafından yapılan tüm iş ve eylemlerin davalının bilgisi ve onayı ile gerçekleştiğini, ….’ın davalı şirket çalışanı ve …’un da davalı şirket yetkilisi olduğunu, davalının davacı aleyhine iş ve işlemler yapması, iş ortaklığını borçlandırması sonrası zarara uğradığından, davalının adi ortaklıktan çıkarılması ve ortaklığın yönetimine denetçi kayyım atanması ve aynı zamanda işveren durumundaki İSKİ Genel Müdürlüğüne yazı yazılarak bu dava kesinleşinceye kadar ortaklık hesabına para yatırılmasının tedbiren durdurulması ile ortaklık adına konulan haciz vs.ye dayalı alacaklılara ödeme yapılmaması yönünde ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin 28/09/2017 tarihli beyan dilekçesiyle, adi ortaklığı temsil yetkisinin adi ortaklığın pilot ortağı olarak davacıya verilmesi ve temsil ve ilzama yetkili kılınması, İSKİ nezdindeki tüm hakedişleri tahsil etmek dahil, iş ortaklığını ilgilendiren tüm iş ve işlemleri tek başına yürütmesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Mahkeme , davacı ve davalı tarafça dava dışı İsmail Kurtuluş’a verilen vekaletnamenin bu şahıs tarafından davacı adına hareket etmek suretiyle bu şahsa adi ortaklık sözleşmesini tadil etme yetkisi tanıyıp tanımadığı, davalı ortağın, adi ortaklığa ve dolayısıyla davacıya yaptığı iş ve eylemlerle zarar verip vermediği, adi ortaklığın tasfiyesinin gerekip gerekmediği hususlarına dair uyuşmazlıkta , taraflar arasında güven sorunu yaşandığı, her iki tarafın birbirini adi ortaklığa zarar vermekle suçladıkları, adi ortaklığı temsile yetkili tarafın kim olduğu hususunun da açıklanan nedenlerle uyuşmazlık konusu olduğu kabul edilerek davacı ve davalının oluşturduğu adi ortaklığa, ortaklık işlerinin denetlenmesi bakımından denetim kayyımı atanması ,ancak ihtiyati tedbir kapsamındaki diğer taleplerinin reddi gerektiği gerekçesiyle ;
“1- Davacı ve davalının oluşturduğu iş ortaklığına mahkememizce re’sen denetim kayyımı olarak …’nın atanmasına,
2-Kayyım için aylık 3.000,00 TL.ücret takdirine, davacı tarafça aylık olarak düzenli şekilde mahkeme veznesine depo edilmesine,
3- Davacının diğer ihtiyati tedbir istemlerinin reddine,
4-Kararın kayyıma ve taraf vekillerine tebliğine” karar vermiştir.
Mahkemenin bu kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, dava dilekçesinde talebin kesinlikle adi ortaklığın tasfiyesi olmayıp sadece davalı şirketin adi ortaklıktan çıkarılması olduğunu ,hakimin talep sonuçları ile bağlı olduğunu,davalının adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi talebiyle açtığı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/749 E. sayılı dosyasında mahkemenin, İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davanın tasfiye davası olmadığını, yargılamaya devam edildiğini,ihtiyati tedbir zımnında verilen denetim kayyımı kararının atanması için yeterli şartın oluşmadığını,davacının açtığı davanın kanunda öngörülen şartları taşımadığı ve davacı iddialarının yaklaşık olarak dahi ispat edilmediğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (BK) m. 633’te belirtilen şartların oluşmadığını,davacı ile davalı arasındaki ortaklığın, BK m. 620 tanımıyla bir adi ortaklık olup,adi ortaklığın tanımında, diğerlerinin yanında iki veya daha fazla kişi unsurunun yer aldığını, “Ortaklıktan çıkma veya çıkarılma” başlığı altında yer alan BK m. 633’te aynen “Bir ortağın fesih bildiriminde bulunması, kısıtlanması, iflası, tasfiyedeki payının cebrî icra yoluyla paraya çevrilmesi veya ölmesi hâlinde, sözleşmede ortaklığın diğer ortaklarla devam edeceğine ilişkin bir hüküm varsa, bu durumlardan biri gerçekleştiğinde, o ortak veya temsilcisi ya da ölen ortağın mirasçısı ortaklıktan çıkabilir veya diğer ortaklar tarafından yazılı olarak yapılacak bir bildirimle ortaklıktan çıkarılabilir” şeklinde bir düzenlemenin yer aldığını,adi ortaklıkta bir ortağın çıkarılabilmesi için:
– ilk olarak çıkarılan ortak haricinde yine iki veya daha fazla ortak bulunması,
-ikinci olarak bir ortağın fesih bildiriminde bulunması, kısıtlanması, iflası, tasfiyedeki payının cebri icra yoluyla paraya çevrilmesi veya ölmesi şartlarının gerçekleşmesi,
-Nihayetinde ise sözleşmede ortaklığın diğer ortaklarla devam edeceğine ilişkin bir hükmün bulunması şartlarının varlığına tâbi olduğu, davaya konu olayda BK m. 633’te belirtilen şartların hiçbirisinin gerçekleşmediğini,ayrıca BK m. 633’te belirtilen bir ortağın fesih bildiriminde bulunması, kısıtlanması, iflası, tasfiyedeki payının cebri icra yoluyla paraya çevrilmesi veya ölmesi şartları şeklinde bir olay veya olgunun söz konusu olmadığını, davanın tarafları arasındaki iş ortaklığı sözleşmesinde, BK m. 633’te belirtilen durumlarda ortaklığın diğer ortaklarla devam edeceğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığını, BK m. 633’teki hiçbir şartın gerçekleşmediği somut olayda, artık davalının ortaklıktan çıkarılmasına, kayyım denetimine tabi tutulmasına ve tedbire karar verilmesi mümkün olmadığından davanın reddi gerektiği, mahkemenin davacının hukukta yer olmayan bir talebine dayalı olarak haksız bir şekilde denetim kayyımı tayin ettiğini,denetim kayyımı tayininin işbu davada dayanağı bulunmamakla, yerel mahkeme kararı bozularak denetim kayyımı kararının kaldırılmasına karar verilmesinin zorunlu olduğunu,denetim kayyımı tayin edilebilmesi için, davacının iddialarını yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiğini,davacının bizzat adi ortaklığı ve davalıyı zarara uğrattığını,ihtiyati tedbir zımnında denetim kayyımı tayin edilebilmesi için ise, HMK m. 389 vd. yer alan şartların gerçekleşmediğini, ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmadığını,belirterek ihtiyati tedbirin şartları oluşmadığından mahkemenin denetim kayyımı atamasına dair ara kararının bozularak kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Adi ortaklılıktan çıkarma talebi, aynı zamanda adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsar.Somut olayda adi ortaklık 2 şirket arasında kurulmakla, ortaklıktan çıkarılmaya yönelik davada taraflar arasında güven ilişkisinin zedelendiği açıktır.Bu nedenle adi ortaklık işlerinin devamını sağlamaya yönelik olmak üzere davada HMK 389.madde gereğince ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleştiği görülmektedir.Bu açıdan bu madde kapsamında ihtiyati tedbir zımnında, adi ortalığa denetim kayyımı atanabilir.Adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin İst 9 ATM nin 2017 749 E.sayılı dava dosyasının ise bu dosya ile birleştirilmesi mahkemenin takdir ve değerlendirmesi kapsamındadır.
Mahkemenin adi ortaklığa denetim kayyımı atanması kararı bu nedenle usul ve hukuka uygun bulunmuştur.
Davalının istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1madde gereğince reddi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,
Peşin alınan istinaf karar harcının mahsubu ile yeniden alınmasına yer olmadığına ,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/02/2018