Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/411 E. 2019/1892 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/411
KARAR NO : 2019/1892
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2017
NUMARASI : 2015/1731 E – 2017/507 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 03/12/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının aracını tamir için müvekkiline getirdiğini, proforma faturanın kabulü ile aracın bakım ve tamirinin yapıldığını, ilgili faturaların defterlere işlediğini, fatura tutarı kadar alacaklı olduklarını, fatura bedelleri ödenmeyince davalı hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalının borca itiraz ederek takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini ve takibin devamını talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesi sunmamış ve yargılamanın hiç bir aşamasına katılmamıştır. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “davalı tarafın 26/06/2014 tarihli servis formundaki imzayı ve içeriğini kabul etmiş sayıldığı, bu servis kabul formunun 26/06/2014 tarihli … nolu 1.470,58 TL bedelli fatura ile uyuştuğu, dolayısıyla 1.470,58 TL bedelli faturada yazılı hizmeti davacının davalıya verdiğinin kabulü gerektiği, cari hesap kaydı ve bilirkişi raporu incelendiğinde; davalıya 26/06/2014 tarihli faturadan önce alacak verecek bulunmadığı, bu tarihten sonra davalının 900.00 TL ödemesi bulunduğu, dolayısıyla 900,00 TL’lik ödemenin mahsubuyla davacının 570,48 TL bakiye alacağının bulunduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında itirazının 570,48 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,50 ve bu oranı geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine, davalının hükmedilen tutarın %20’si oranında 114,10 TL inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf başvurusunda özetle; alacağın müvekkili şirketin usulüne uygun tutulan, birbirini doğrulayan, delil vasfına haiz ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, davalının ihtarata rağmen defterlerini sunmadığını, fatura konusu hizmetin verildiğinin tanık dahil her tür delille ispatının mümkün olmasına rağmen bildirdikleri tanıkları dinlenilmeden karar verildiğini, mahkemece kabul edilmeyen faturanın isticvap davetiyesinde yer aldığını, davetiyenin usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen icabet edilmemesinin sonuçlarına her iki faturanın dahil edilmesi gerektiğini, mahkemece sadece üzerinde isim ve imza bulunan fatura yönünden değerlendirme yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yemin delilinin hatırlatılmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava; eser sözleşmesine dayalı araç tamir bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.TMK’nın 6. maddesine göre; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. TBK’nın 470. ve devamı maddelerinde (BK’nın 355. ve devamı maddelerinde) düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda; işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise, iş sahibine düşer. Davacının, genel kurallar içinde davalıya ait aracı tamir ettiğini kanıtlaması gerekir. Taraflar arasında araç tamirine dair yazılı bir sözleşme bulunmadığı sabittir. Davacı, iddiasını ispat için tanık, fatura, icra dosyası, posta alındı belgesini delil olarak göstermiştir. Fatura; tek taraflı ve davacı tarafından düzenlenmesi her zaman mümkün olan bir belgedir, bu nedenle, davacının iddiasını ispat için yeterli değildir. Bu durumda; ön sorun olarak, akdin varlığını ispat yönünden davacıya olanak tanınması gerekir. Dava konusu olayda, miktar itibariyle tanık ile ispat mümkün değildir. Tarafların her ikisinin tacir olduğu açıktır. Davacının 2 adet faturaya dayalı tamir ilişkisinden doğan ödenmeyen alacağını dava konusu yaptığı sabittir. Fatura tek başına alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Ancak davacı, faturasal alacağı ile ilgili, her iki tarafın tacir olduğu beyanı ile delil listesinde ve dava dilekçesinde tarafların ticari defter ve kayıtlarına, bu kayıtlar üzerindeki bilirkişi incelemesine delil olarak dayanmıştır. Buna göre, her iki taraf deferleri üzerinde servis ve iş emirlerine dayalı olarak düzenlendiği iddia olunan faturaların kayıtlı olup olmadığının usulünce incelenmesi, defterlerin inceleme gününde ibrazı yada yerinde inceleme talebi üzerine incelenmesi sağlanarak, tarafların her ikisine birden verilen inceleme gününde defterlerini incelemeye hazır etmesi hususunda HMK’nın 222/3 maddesi uyarınca ihtarat yapılması ve ibraz etmemenin müeyyidelerinin hatırlatılması gerekirken buna uygun davalıya ticari defterlerini ibraz konusunda meşruatlı davetiye tebliğ edilmediği halde davalının defterlerini ibrazdan kaçındığı hükmü işletilerek davacı ticari defterleri esas alınmak suretiyle karar verildiği, davacı tarafça taraf defterlerine dayanıldığı halde, davalı defterlerinin usulünce delil olarak celbi sağlanmadan ve bu hususta muhtıra tebliği yapılmadan davanın sonlandırıldığı anlaşılmıştır. Ayrıca yargılama devamında davalının, Ticaret Sicil Müdürlüğünden getirtilen sicil kaydına göre adres değişikliği yaptığı, yeni adresin Büyükdere Caddesi-Mecidiyeköy olduğu, bu adrese öncelikle usulünce tebligat yapılmaksızın direk TK 35. maddesi hükümlerine uygun tebliğ yapılarak isticvap tutanağının gönderildiği, oysa bu gönderinin TK hükümlerine uygun tebliği sağlanmaksızın yapıldığı anlaşılmıştır. İlaveten davacı açıkça delil listesinde yemin delilline dayandığı halde, kabule göre de, red edilen kısım nedeniyle yemin delilinin kullanıp kullanılmayacağı hususunun davacıya sorulmadığı anlaşılmıştır. İstinaf incelemesi sırasında davanın itirazın iptali davası olmasına karşın celp edilen icra dosyasının onaylı suret alınmadan yada UYAP taraması sağlanmadan ilk derece mahkeme kararından sonra merciine iade edildiği ve istinaf incelemesinde bu sebeple bu delilin muhafaza edilmediği ve bulunmadığı görülmüştür.Bu durumda, öncelikle her ikisi tacir olan taraflar yönünden 2 adet fatura alacağına dayanılmakla ve davacının kendi defterlerindeki lehe olan hükümlerden faydalanabilmesi için davalı taraf ticari defterlerine de delil olarak dayandığı halde, usulünce, davalının tespit edilen ticaret sicil adresine TK hükümlerine uygun HMK 220-222 maddelerine göre muhtıra yazılarak geçerli bir mazeret olmaksızın ibrazdan kaçındığı takdirde sonuçları da yazılarak tebligat çıkartılıp ibrazı halinde bu delilin bilirkişi incelemesine tabi tutulması ve karşılıklı ticari defterlerde bu faturaların ve varsa ödemelerin karşılaştırılmasının yapılması, servis formları ve fatura altındaki imzalar yönünden isticvap davetiyesi çıkartılması halinde de, bu davetiyenin yine öncelikle davalının son sicil adresine usulünce tebliği yapılıp, tebliğ yapılamama halinde bunun nedenlerini içerir tebligat şerhine göre şartları varsa TK 35 hükümlerinin uygulanması ve bunun sonucuna göre işlem yapılması gerektiği halde bunlara uyulmaksızın ve bu deliller hiç toplanmayıp, karar gerekçesinde de hiç değerlendirilmediğinden ve tüm bunların ardından gerek duyulduğu takdirde davacının yemin delilinin kullanıp kullanılmayacağı davacıya sorup açıklattırılmadan karar verilmiş olması, ayrıca delil ve dava dayanağı icra dosyasının merciinden getirtilip onaylı sureti veya UYAP taramalı sureti dosyada muhafaza edilmeden karar verilmesi oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunmadığından ilk derece mahkeme kararının HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, bu hususlara uygun yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmesi, bu defter incelemeleri sonucunda, aktin varlığının tespiti halinde, düzenlenen fatura içeriği ile araç üzerinde yapılan işlemlerin kadri maruf olup olmadığı hususunda da uzman bilirkişi incelemesi yapılarak bir karar verilmesi yönüyle dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılması ile, yukarıdaki hususlara uygun yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/12/2019