Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/3156 E. 2019/182 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/3156
KARAR NO : 2019/182
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/04/2017
NUMARASI : 2016/1 E – 2017/430 K
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 14/02/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 5.000,00 TL’nin avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, 6446 sayılı EPDK’nın verdiği yetki ile bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararlarının ve belirlediği tarifelerin tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin talep edilemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile fazladan tahsil edilen 14.043,99 TL sayaç okuma bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.Söz konusu kararı davacı vekili ve davalılar vekilleri istinaf etmiştir.Davacı tarafça istinaf sebepleri olarak, dava konusu bedellerin Yargıtay içtihatlarına ve hukuka aykırı olarak tahsil edildiği, mahkemenin yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın Anayasa’ya aykırılığı ile ilgili olarak yapılan başvuruların sonuçlanmasının beklenmediği, bu yasanın getirdiği düzenlemenin kanunların geriye yürümezliği şeklindeki Anayasal ilkeyi ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği,yargı yetkisine sınırlama getirdiği, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, istinaf sebepleri olarak ileri sürülmüş, kararın kaldırılması istenmiştir.Davalı tarafça istinaf sebepleri olarak, dava konusu bedellerin 6719 sayılı yasanın yürürlüğünden önceki mevzuata göre de alınması gerekli bedeller olduğu, söz konusu yasanın bu duruma sadece açıklık getirdiği , 6719 sayılı yasa mahkemenin görevini sadece kayıp kaçak bedeli ile ilgili değil faturalardaki tüm kalemlerin geçmiş dönemler de dahil, tarifelere uygun olup olmadığının denetimi ile sınırlandırıldığı, dava konusu yapılan dönemlere ilişkin olarak davacının “Serbest Tüketim Belgesi” bulunmadığı, eksik inceleme ve değerlendirme ile verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Anılan yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı ve iptal başvurularına ilişkin Anayasa mahkemesi kararının beklenmesi gerektiğine ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde çok sayıda mahkemenin Anayasaya aykırılık başvurularının, istinafa konu kararın karar tarihi itibariyle yasal karara bağlama süresinin geçtiği ve henüz sonuçlanmadığı, bazı mahkemelerinin başvurularının da usulden reddedildiği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. (Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2) Aksi halde, Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve onun kararını beklemekte olan mahkeme, beklemeye son vererek, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırabilir. Dolayısıyla, mahkemenin, Anayasanın m. 152, III; Any. Mah.Kuruluş Kn m. 28,IV c,2 gereğince, Anayasa Mahkemesine başvurunun esastan incelenmesini beklemeksizin, yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması hukuka aykırı bulunmamıştır.Kaldı ki, Anayasa mahkemesince 28/12/2017 tarihinde muhtelif iptal başvurularının reddine karar verildiği ve yasal değişikliğin eldeki davalara da uygulanacağına ilişkin hükmün iptal edilmediği de gözetildiğinde, davalı taraf bu maliyet kalemlerini tahsil edebileceğinden, bu istinaf sebebinin de sonuca etkisi bulunmamaktadır. Davalı .. istinafı yönünden, istinaf harçlarının davalı …adına yatırıldığı, istinaf eden diğer davalı yönünden istinaf harcının yatırılmadığı, Dairemizin istinaf harcı eksikliğinin tamamlatılması yönünden geri çevirme kararı üzerine, davalı … tarafından gerekli istinaf harçları tamamlanmadığından, …nun 344/2.maddesi uyarınca başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmiştir.Davalı … istinaf talebinin incelenmesiyle,davacı tarafın kayıp kaçak vs bir kısım bedellerle ilgili talebi dava konusu bedellerin haksız alındığı, hiç alınmaması gerektiği iddiasına dayalı olduğundan, iddianın ileri sürülme şekli, mahkemenin taleple bağlılığı ilkesi uyarınca, mahkemenin talebi aşarak, davacı tarafça bu alacak kalemi ile ilgili olarak, dava dilekçesinde ayrıca ve açıkça bir talebi bulunmadığından, 14.043,99 TL sayaç okuma bedeline hükmedilmiş olması usul ve hukuka aykırı olduğundan davalı …. istinaf talebinin kısmen kabulü ile, istinaf konusu karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında “davanın reddine ” dair aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;A-Davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, B-Davalı …. HMK 344/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusu yapmamış sayılmasına, C-Davalı … istinaf talebinin kısmen kabulü ile, istinaf konusu karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,1-Davanın REDDİNE, 2-Alınması gerekli 31,40 TL harcın peşin alınan 85,39- TL ile tamamlama harcı olarak alınan 232,00-TL harçtan mahsubu ile bakiye 146,61 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,3-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden ve red sebebi aynı olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesap olunan 1.980,00-TL maktu vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalılara verilmesine,4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5-Davalı taraflarca yapılan 65,-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak ,davalılara verilmesine,6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın, HMK’nın 333.maddesi uyarınca, kararın kesinleşmesinden sonra ve istek halinde taraflara iadesine,Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalı … isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davalı … istinaf sebebiyle yapmış olduğu 40,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/02/2019