Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/3140 E. 2020/1813 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/3140
KARAR NO: 2020/1813
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/07/2018
NUMARASI: 2016/1002 E – 2018/879 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit-İstirdat
KARAR TARİHİ: 10/12/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının kullandığı işyerinde davalı şirket çalışanları tarafından yapılan kontrellerde harici hattan elektrik kullanıldığı gerekçesi ile 13.10.2016 tarih T/761901 seri numaralı tutanağına dayalı olarak tespit edilen güç üzerinden 1 yıl geriye gitmek sureti ile 20.472,30-TL kaçak elektrik faturası ile 47.950,00-TL kaçak ek tahakkuku olmak üzere toplam; 68.422,30-TL elektrik bedeli tahakkuk edildiğini, bu bedelin 19.999,00-TL’sinin ödendiğini, tahakkukun maddi dayanağının bulunmadığını, davacı şirketin faturanın fazlalığı nedeni ile 01.08.2016 tarihinde dava dışı … ile satış sözleşmesi düzenlediğini, Ekim ayına kadar anılan şirketten elektrik enerjisi alınarak bedelin ödendiğini, davalının teklifi üzerine Ekim 2016 ayında davalı ile abonelik sözleşmesi yapılması nedeni ile 1 yıl geriye giderek tahakkuk yapılamayacağını ilgili yönetmelik gereğince ve sürenin 90 gün en fazla 180 günü geçemeyeceğini ileri sürerek, 13.10.2016 tarih F/761905 seri nolu zabıt gereğince tüketim ile orantılı olmayacak şekilde 1 yıl geriye dönük olarak düzenlenen 20.472,30-TL kaçak tahakkuku ve 47.950,00-TL ek kaçak tahakkuku olmak üzere toplam; 68.422,30-TL borcun şimdilik 48.422,30-TL’sinden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle;yetkisizlik itirazı ile birlikte , harici hattan kaçak elektrik kullanması üzerine dava konusu faturanın düzenlendiğini, 24.04.2014 tarihinde aynı işyerinde yapılan incelemede de kaçak elektrik kullanıldığını, tespit edildiğini, davacının kaçak elektrik kullanmayı alışkanlık haline getirdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 03.11.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde 48.422,30-TL olan menfi tespit talebinin ıslah yolu ile artırarak 68.422,30-TL’ye yükselterek rapor gereğince 9.556,12-TL borç olmadığının tespitine, 26.10.2016 tarihinde yapılan 20.000,00-TL ödemenin istirdatını talep ederek ıslah harcını yatırmıştır. Daya konu kaçak tutanağında , davacının sayaç harici hat çekmek sureti ile kaçak elektrik kullanıldığı tespit edilmiştir. Mahekeme alınan bilirkişi raporuna itiraz üzerine başka bilirkişiden alınan raporda , davacının kaçak elektrik tüketim borcunun 1.806,36-TL olduğu, yapılan ödemeler dikkate alındığında davalının 20.177,18-TL fazla tahsilat yaptığı kaçak ek tüketim borcunun ise ödenmemesi gerektiğinin belirtildiğini, davanın istirdat yanında, menfi tespitine ilişkin olmasına rağmen kısa kararda menfi tespit konusunda karar verilmemesi nedeni ile bu hususta yeniden değerlendirme yapılmadığı, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmadığı,bilirkişi raporuna göre, davacının ıslahı da dikkate alınarak, davacı tarafından 26.10.2016 tarihinde tahsil edilen 20.000,00-TL ödemenin tüketime uygun olmadığı, işyerinde kurulu olan güç ile kaçak tahakkuku yapılabilecek süre dikkate alındığında bilirkişi raporu ile belirlenen kaçak tüketim bedelinin mahsubu sonrası fazladan ödenen 20.000,00-TL’nin tahsili gerektiği gerekçesiyle; “Davacının davasının ıslah edilmiş şekli ile kabulü ile; fazladan ödenen 20.000,00-TL ödemenin 26.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, hükmedilen tedbirin hükmün kesinleşmesine kadar devamına” karar verilmiştir. Kararı davacı vekili ile davalı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde ; davada hem menfi tespit hem istirdat talepleri olmasına rağmen sadece istirdat talebi konusunda hüküm kurulduğunu,bunun usul ve hukuka aykırı olduğunu beyanla,istirdat talebi konusunda da hüküm verilmesi yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde ; öncelikle menfi tespit ve istirdata ilişkin davada menfi tespit konusunda karar verilmediğini,bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini,rapordaki hesaplamaların hatalı olduğunu,kurulu güç hesabı yapılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkeme karar gerekçesinde , istirdat hakkında karar verilmesine rağmen menfi tespite yönelik hüküm kurulmadığını belirtmiştir. 6100 sayılı HMK’nın Hükmün Kapsamı başlıklı 297. maddesinin 2. bendi hükmüne göre; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli ve zorunludur. Dava konusu talepler hakkında hüküm verilmemesi, bahsi geçen kanun hükmüne açık bir aykırılık teşkil eder. Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 297. maddesinde hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiş olmakla, istirdata dönüşen talep dışında menfi tespit talebi hakkında bir karar verilmemesinin HMK 297, 355, 353/1a-6.maddelerine aykırılık oluşturması nedeniyle, davacının ve davalının istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile,353/1-a-6 maddesi uyarınca mahkeme kararının bu nedenle kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı ve davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edenlere isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/12/2020