Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/3122 E. 2019/119 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/3122
KARAR NO : 2019/119
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/03/2018
NUMARASI : 2016/455 E – 2018/308 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/02/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; davacının 2014 yılından itibaren davalıdan elektrik enerjisi aldığını belirterek haksız alındığı iddia olunan kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, dağıtım bedeli ve iletim bedeli adı altında tahsil edilen bedellerin şimdilik 5.000,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsili talep edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, faturalara yansıtılmış bedellerin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yansıtılan bedeller olduğunu, bu bedellerin elektrik üretim ve dağıtım şirketlerine aktarıldığını, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlenen faturalar aracılığıyla tüketicilerden toplanan bu bedellerin aracı sıfatıyla toplanarak diğer şirketlere aktarıldığını, davalının bu bedelleri tahsil edip etmeme insiyatifinin bulunmadığını, davacı tarafın abonelik sözleşmesi imzalarken bu bedellerin tahsilini kabul ettiğini, talep edilen bedellerin iadesi konusunda yasal dayanağın bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmişlerdir.Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmiştir.Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesinin 6719 sayılı Kanun hakkındaki iptal kararını 28/12/2017 tarihinde verdiğini, kararın 15/02/2018 tarihinde yayımlandığını, Anayasa Mahkemesinin kayıp kaçak gibi tahsil edilen bedellerin Anayasaya aykırı olmadığına karar verdiğini, Anayasa Mahkemesinin bedellerin hangi oranda ve neye göre kesileceği ilkelerini incelemediğini, şeffaflık ilkesine değinmediğini, Anayasa Mahkemesinin sadece 6446 sayılı Kanunun 17. maddesine eklenen 19 numaralı fıkrayı iptal ettiğini, iptal edilen kısmı hak arama özgürlüğüne ve ölçülülük ilkesine aykırı görerek iptal ettiğini, iptal edilen bu kısmın uygulamada bazı tereddütlere yol açtığını, Anayasa Mahkemesinin kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini kanunileştiren düzenlemenin derdest davalara da uygulanmasını hukuka uygun bulduğunu Anayasa Mahkemesinin söz konusu iptal kararıyla derece mahkemelerinin kayıp kaçak ve diğer bedeller bakımından Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarifelerini ve bunları uygulayan elektrik şirketlerinin faturalara yansıtmasını esastan denetlemesini ve karara kavuşturmasını beklediğini, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesini eğer mahkeme aksi kanaatte ise davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığı kararının verilmesini, lehlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf cevap dilekçesi vermiş, davacının iddialarının hukuka aykırı ve yersiz olduğunu belirtmiş, davacının davayı açarken haklılığından bahsedilemeyeceğini bu sebeplerle istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında yayımlanarak yürürlüğe giren 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür. Karar tarihinde Anayasa Mahkemesi bedellerin maliyet unsuru olarak alınmasını yasal hale getiren hükümlere dair iptal başvurularını reddetmiştir.Kararın Resmi Gazete’de yayımlanması 15/02/2018’dir. İptal kararı ise 28/12/2017 tarihi olup, karar tarihinden öncedir. O halde, bu istinaf sebeplerinin sonuca etkisi yoktur.Davacı tarafın Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarifelerini ve bunları uygulayan elektrik şirketlerinin faturalara yansıtmasını esastan denetlemesi yönündeki istinaf başvurusu yönünden yapılan değerlendirmede ise; davacı tarafın dava başındaki talebi dava konusu bedellerin haksız alındığı, hiç alınmaması gerektiği iddiasına dayalı olmakla ve davacı tarafın yargılama aşamasında tarifelere uygunluk denetimi yapılması yönünden talebi ve bu yönden ıslahı da bulunmadığı gözetildiğinde, iddianın ileri sürülme şekli, mahkemenin taleple bağlılığı ilkesi sebebiyle bilirkişi incelemesinin davaya katkı sağlamayacağı kanaati ile davacı tarafın bu yöne ilişkin istinaf talebinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle istinaf konusu kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu anlaşılmakla, HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince sınırlı sebeplere dayalı yapılan inceleme sonucu istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine,
Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/02/2019