Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/3059 E. 2020/1094 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/3059
KARAR NO: 2020/1094
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/10/2018
NUMARASI: 2017/49 E – 2018/958 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; T.C. Turizm Bakanlığı’ndan Turizm işletme belgeli … tesisinin 16/01/2007 – 16/07/2009 dönem elektrik tüketimlerinin 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununa aykırı olarak tarifesi sanayi tarifesi birim değeri yerine ticarethane tarifesi birim değerinin uygulanması sebebiyle müvekkili şirketten yasaya aykırı ve batıl olan tahakkuka bağlı olarak haksız yere tahsil edilen bedelin her bir faturaya ilişkin ödemenin ödeme tarihinden itibaren avans faizi oranında işlemiş faizi ve dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve dava masraf va avukatlık ücreti ile birlikte davalıdan istirdadına ve tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bilahare 11/07/2017 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını artırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada İdari Yargının görevli olduğunu, husumet itirazının (Tedaş Genel Müdürlüğü) olduğunu, esasa ilişkin olarak yatırımlarda Devlet Yardımları hakkında kararın uygulanmasına ilişkin tebliğlerde izlenmesi gerekli usul davacı yanca izlenmediğini, Turizm Yatırım veya Turizm İşletmesi Belgesi işletmelerinin tarife farkının Hâzinece karşılanması için belge sahiplerinin ilk müracaatını Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğüne başvurması enerji desteği ödemelerinin başlamasını müteakip her dönem için yatırımın bulunduğu yerdeki Dağıtım Müdürlüğüne başvurması gerektiğini, davacı şirketin enerji desteği için başvurusunun olup olmadığının belirlenmesi, 4736 sayılı yasa Bakanlar Kuruluna kimlerin ücretsiz ya da indirimli tarifeden yararlanacakları konusunda yetki verdiğini, 12.04.2002 tarih ve 2002/4100 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile bir kısım indirimli tarifelerin belirlendiğini, 4736 sayılı kanunun 1.maddesi ve 08.06.1984 tarih ve 233 sayılı KHK 35.maddesine göre kararlaştırıldığını, bu maddeye göre görev zararının Hazine tarafından karşılanacağını, Müvekkili idare ve TEDAŞ’ın 233 sayılı KHK kapsamından ve 35.madde uygulamasından çıkarıldığı, özelleştirme kapsam ve programına alındıkları 02.04.2004 tarihinden sonra Uygulanmaması ve ait oldukları abone grubu tarifesinin uygulanmasına TEDAŞ Yönetim kurulu tarafından karar verildiği ve talimata bağlandığı, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kapsamından çıkartılması ve özelleştirme kapsamına alınmaları nedeniyle Hazine tarafından görev zararı konusunda herhangi bir ödeme yapılmayacağı şeklinde görüş bildirilmiş olmakla Turizm belgeli abonelere vs indirimli tarife uygulanmasına son verildiği ve yapılan uygulamanın yasaya uygun olduğunu, davacının tesisatın Turizm Belgeli Yatırım ve İşletme olduğunu ispatlama ve ödediğini iddia ettiği fatura ve bedellerini ispatlaması gerektiğini, davacının fazladan ödediğini iddia ettiği faturaları rızaen ödediğini, İhtirazı kayıtla ödeme iddiası varsa ispatlaması gerektiğini ileri sürerek nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava Ekonomi Bakanlığı ile Başbakanlık Hazine Ve Dış Ticaret Müsteşarlığına ihbar edilmiştir. İDM tarafından yapılan yargılama sonunda; ” Davacı şirketin Turizm Teşvik belgeli işletmeye sahip olduğu ve 15/02/2007 ve 16/07/2009 tarihleri arasında düzenlenen faturalarda ticarethane tarifesinin uygulanmasından dolayı fazla ödediği bedellerinin istirdatını istediği, faturalar ödeme belgeleri v.s. Üzerinde yaptırılan ayrıntılı bilirkişi incelemesi sonucunda Yargıtay 19 HD ve 3 HD içtihatlarına atfen 16/07/2009 tarihinden önce Turizm Teşvik kanunun 16 Md. Aykırı olarak yüksek tarifeden tahsil olunan enerji bedellerinin davalıdan tahsilinin talep edilebileceği” gerekçesiyle 83.417,86-TL olduğu anlaşılmakla ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; husumetin müvekkili şirkete değil, Hazine’ye yöneltilmesi gerektiğini, davanın TEDAŞ yönetim kurulu kararı gereği uygulanan işleme dayalı olması nedeniyle idari yargı yerinin görevli olduğunu, belirsiz alacak davası açılmasının usulen mümkün olmadığını,kararın eksik incelemeye dayalı verildiğini, bilirkişi rapor ve ek raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmediğini, Hazine Müsteşarlığının 14.05.2004 tarihli yazısı ile 02.04.2004 tarihinden sonraki görev zararlarının Hazine Müsteşarlığı bütçesinden karşılanma olanağının kalmadığının bildirildiğini, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 14.7.2005 tarih ve 518 sayılı kararı ile de Turizm Teşvik Yasası ile getirilen indirimli tarife uygulamasının kaldırıldığını, ticarethane tarifesinin uygulanması esasının getirildiğini, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 23.maddesi doğrultusunda hatalı tahakkuk olduğunu iddia eden abonenin faturaya son ödeme tarihine kadar itiraz etmesi gerekirken itiraz etmediğini, davacının öncelikle ihtirazi kayıtla ödeme yaptığını da ispatlaması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Dava; Turizm Teşvik Belgesine sahip işletmenin, dava dilekçesinde talep edilen dönemler arasında kullandığı elektriğin bedelinin 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nun 16. maddesine aykırı şekilde ticarethane tarifesi üzerinden ücretlendirilerek davacı aboneden fazla para tahsil edildiği gerekçesiyle açılmış istirdat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığa ilişkin mevzuat hükümleri incelendiğinde, 2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 16. maddesi “Turizm belgeli yatırım ve işletmeler elektrik, gaz ve su ücretlerini o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden öderler” hükmünü içermektedir. Ancak, 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1. maddesinde, “Genel bütçeye dahil daireler ile katma bütçeli idareler, bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan fonlar, kefalet sandıkları, sosyal güvenlik kuruluşları, genel ve katma bütçelerin transfer tertiplerinden yardım alan kuruluşlar, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları ile müesseseleri, il özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmeler, özel bütçeli kuruluşlar, özelleştirme işlemleri tamamlanıncaya kadar, 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanuna tabi kuruluşlar ve özel hukuk hükümlerine tabi, kamunun çoğunluk hissesine sahip olduğu kuruluşlar, kamu banka ve kuruluşları ile bunlara bağlı iş yerleri ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca üretilen mal ve hizmet bedellerinde işletmecilik gereği yapılması gereken ticari indirimler hariç herhangi bir kişi veya kuruma ücretsiz veya indirimli tarife uygulanmaz. Bakanlar Kurulu birinci fıkra hükmünden muaf tutulacak kişi veya kurumları tespit etmeye yetkilidir. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce üçüncü fıkrada belirtilen kanunlar dışında; kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik, genelge ve benzeri düzenleyici işlemler ile diğer idari işlemlerle tesis edilmiş bulunan ücretsiz veya indirimli tarife uygulamalarına 31/12/2001 tarihinden itibaren son verilir.”şeklinde düzenleme yapılarak 31.12.2001 tarihinden itibaren Kanunda sayılan istisnalar dışında indirimli tarife uygulamalarına son verilmiş ve muafiyetler konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir. Bunun üzerine, Bakanlar Kurulunun 23.05.2002 gün ve 24763 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 12/4/2002 gün ve 2002/4100 sayılı Kararı ile indirimli tarifeden yararlanacak kişi ve kurumlar düzenlenmiş, adı geçen kararının 2. maddesinin (b) bendinde 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca turizm belgeli yatırım ve işletmelerin de indirimli tarifeden yararlanacağı kararlaştırılmıştır. Bakanlar Kurulunun 29.06.2010 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 24.05.2010 tarih ve 2010/478 sayılı kararında ise; 12.04.2002 tarih ve 2002/4100 sayılı Kararnameye ekli kararın turizm belgeli yatırım ve işletmelerle ilgili olan 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi yürürlükten kaldırılarak, Kültür ve Turizm Bakanlığından Turizm Yatırım Belgesi veya Turizm İşletme Belgesi almış olan yatırım veya işletmelerin tükettikleri elektrik enerjisi bedellerinin bir kısmının bütçeden karşılanmasının esasları düzenlenmiştir. 2010/478 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 8. maddesinde ise kararın 16/07/2009 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir. Yukarıda açıklanan tüm bu düzenlemeler göstermektedir ki; Bakanlar Kurulunun 2002/4100 sayılı kararı ile turizm belgeli yatırım ve işletmelerin indirimli tarifeden yararlanacakları kararlaştırılmış iken, 16.07.2009 tarihinde yürürlüğe giren 2010/478 sayılı kararla turizm işletmeleri hakkındaki indirimli tarife uygulaması yürürlükten kaldırılarak, turizm belgeli yatırım ve işletmelere yaptıkları elektrik enerjisi sarfiyatının bir kısmının enerji desteği olarak ödenmesi kararlaştırılmıştır. Davalı tarafın istinaf sebepleri yukarıdaki yasal düzenlemeler ışığında incelendiğinde, davacı tarafça husumetin Hazineye yöneltilmesi ileri sürülmüş ise de, dava konusu edilen alacağın ait olduğu dönemler itibarıyla, yukarıda açıklanan Bakanlar Kurulu kararına göre yüksek tarifeden tahsil olunan enerji bedellerini tahsil eden tedarikçi şirket olan davalıya husumetin yöneltilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davada abonelik sözleşmesinden kaynaklı, uygulanması gereken tarife dışında fazla tahsil edilen kısmın iadesi talep edilmekle; TBK 146.madde kapsamında dava konusu alacak 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan, ıslah tarihi itibarıyla ıslah edilen dönemler için de zamanaşımının dolmadığı anlaşılmıştır. Ancak; BK.101/1. maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Bu nedenle, gecikme faizi yürümesi için borçlunun yani haksız mal edinenin ya bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Somut olaya gelince; davacı, davalıyı davadan önce temerrüde düşürmemiş olup; davanın açılmasıyla davalı temerrüde düşmüştür. Bu nedenle mahkemece dava tarihinden itibaren itibaren davalının temerrüde düştüğü kabul edilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken ödeme tarihlerinden itibaren avans faizine hükmedilmiş ise de davalının bu hususta açık bir istinaf sebebi bulunmadığından HMK’nın 355. Maddesi gereğince bu hususta karar verilmesi mümkün değildir. Bu itibarla; davacının turizmi teşvik belgesinin talep edilen dönemler için geçerli olduğu, Turizm Teşvik Kanunu’nun 16. maddesine aykırı olarak yüksek tarifeden tahsil olunduğu ve dava konusu dönem için davacıya herhangi bir katkı ödemesi yapılmadığı da anlaşıldığından dosya kapsamı, delil durumu, ilk derece mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 5.698,27 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.424,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.273,77 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/10/2020