Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/3054 E. 2019/846 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/3054
KARAR NO : 2019/846
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2017
NUMARASI : 2016/1096 E – 2017/922 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/05/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatif aleyhine sicilden terkin edilmesi nedeniyle aleyhine dava açamadıkları … tarafından Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün…. E. sayılı dosyası ile 400.000.000,00 TL miktarındaki alacak için takip başlatıldığı, dosyada diğer davalılardan …’ın 125.000.000,00 TL’sini temlik aldığını, … Faktoring’in ise 150.000.000,00 TL’sini temlik aldığını, takip dosyası ile temlik işlemlerinden sonra müvekkili adına kayıtlı toplam beş adet bağımsız bölümün dava dışı kişilere satıldığını, takip alacaklısına borçlarının olmadığını, takibi başlatan … ile kooperatif eski yöneticisi … arasında organik bağ bulunduğunu, takibin hukuka aykırı olarak kesinleştirildiğini, Ümraniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/32 E. sayılı dosyası ile açtıkları menfi tespit talepli davanın kabul edilerek takibin iptaline karar verildiğini ileri sürerek taşınmazların satışı nedeniyle zarara uğradıklarınıdan belirsiz alacak davası olarak 50.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faize hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Buna göre, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün… E. sayılı dosyasında, takibin dava dışı … tarafından davacı-borçlu kooperatif aleyhine istihkaklardan doğan alacak açıklamasıyla 400.000.000.000,00 TL (eski para) alacağın tahsili talebiyle takip başlatıldığı, Ümraniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/32 E-2011/350 K sayılı dosyasında davacı kooperatif tarafından davalı-alacaklı … ile feri müdahiller … ve … Factoring’in alacağın bir kısmını temlik aldıkları, temlik gerekçesinin dosya içeriğinden belirlenemediği ve borcun muvazaalı olarak oluşturulduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı dosyası ve Ümraniye …İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyaları nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verildiği görülmüştür.Alacağın temlikinde; Alacaklı, bir borç ilişkisinden doğan alacağını üçüncü bir kişiye (temlik alan/temellük edene) devretmekte, alacak, temlik edenden üçüncü kişiye geçerken borç ilişkisinin aktif tarafı değişmekte, temlik eden borç ilişkisinden çıkarak onun yerine alacaklı sıfatıyla, alacağı devralan üçüncü kişi geçmektedir.Temlik, mevcut bulunan bir alacağın varlık ve tutarını üçüncü kişiye aktaran bir işlem olup, yeniden borç doğurmaz (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 13.4.1972 gün ve 1976 E – 3333 K. sayılı ilamı)Temlik ile birlikte üçüncü kişi, alacağı tamamen veya kısmen, alacaklı ile borçlu arasındaki borç ilişkisinin koşullarıyla iktisap etmektedir. Burada değişen sadece borç ilişkisinin tarafı (süjesi) olup, konusu (objesi) değildir (A. Kılıçoğlu-Borçlar Hukuku, 4. Bası, Syf.596 vd.). Temlik eden, her şeyden önce alacağın temlik zamanındaki varlığından sorumlu bulunmaktadır. Alacağın tahsil amacıyla temlik edilmesi halinde de (BK. 170. md.) temlik edene bir garanti borcu öngörülmüştür. Temellük eden (üçüncü kişi), borçluya karşı, alacağın kendisine temlik edildiğini ve alacağın varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Üçüncü kişi bunu ispat edebilmek için, alacaklının elinde bulunan ve alacağın varlığını gösterir bilgi ve belgelere dayanabilecektir. Üçüncü kişi ile borçlu arasındaki ilişki, alacaklı ile borçlu arasında borcun doğumuna yol açan borç ilişkisine dayanmaktadır. Borçlu, temliki öğrendiği zaman temlik edene karşı haiz olduğu defileri üçüncü kişiye karşı da ileri sürebileceği gibi, alacak hakkının doğumunu önleyen olaylarla, alacak hakkını ortadan kaldıran olayları da itiraz olarak ileri sürebilir. Borçlunun ileri sürdüğü itirazlar sabit olduğu takdirde, yapılan temlik işlemi geçerli olmayacaktır. Buna göre uyuşmazlık haksız icra takibi nedeniyle, takipte davacıya ait taşınmazların satışı nedeniyle uğranılan maddi zararın tahsili talebine ilişkindir. Yoksa, davalılara yapılan ödemelerin iadesi istenmemiştir. Takip alacaklısı davada taraf olmasa da takip dosyasında alacaklıdan alacağı temellük eden davalıların, takip işlemlerine devam ettikleri, halefiyet ilkesi dikkate alındığında uyuşmazlığın niteliğinin değişmeyeceği, taşınmazın, menfi tespit davası sonucu iptaline karar verilen takip sırasında satıldığı, bu sebeple sebepsiz zenginleşmeden söz edilemeyeceği anlaşılmıştır. Takip, satılan taşınmazların rayiç değerlerinden ibaret olup, uğranılan zarar istenmektedir. Bu nedenlerle; uyuşmazlığın haksız fiilden, (haksız icra takibi nedeniyle) kaynaklandığı anlaşıldığından, Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 25/10/2018 tarihli ve 1666 sayılı İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri işbölümüne ilişkin kararı gereğince “Tarafların sıfatına bakılmaksızın (tacirler dâhil), haksız eylemden kaynaklanan (suç teşkil eden eylemler, haksız haciz, haksız ihtiyati tedbir, haksız şikâyet vb. dâhil) davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararlar,”a karşı istinaf inceleme görevinin 4. Hukuk Dairesi’ne ait olduğu belirlendiğinden, dairemizin bu istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı kanaatiyle dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine, aynı daire tarafından daha önce görevsizlik kararı verilerek dosya dairemize gönderilmiş olduğundan olumsuz görev uyuşmazlığı nedeniyle, dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu’na tevdiine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352. maddesi gereğince ;1-İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu’nun kararı gereğince istinaf başvurusunu incelemeye dairemiz görevli bulunmadığından, işbölümü yönünden dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, istinaf başvurusunun incelenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,2-Ancak iki daire arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adiye Mahkemesi Başkanlar Kuruluna GÖNDERİLMESİNE Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi. 16/05/2019