Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/3042 E. 2018/1817 K. 17.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/3042
KARAR NO : 2018/1817
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2018
NUMARASI : 2017/257 E – 2018/724 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/12/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun … Gaziosmanpaşa/İstanbul adresindeki ticarethanesinde abone olmaksızın bir kısım elektrik faturalarını ödemediği tespit edildiğini, bu tüketim tutarlarının ve gecikme zammının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğunu, icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini beyan ederek, itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağının gerçeği yansıtmadığını, buna ilişkin İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde tespit davası açıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, mahkemenin görevsizliği sebebiyle 6100 sayılı HMK’nun 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davalı vekili istinafında, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile dava konusu aboneliğin bulunduğu yerde davalıya ait olmayan ticarethane niteliğinde bir tekstil firması olduğunu, gerek HMK gerekse TTK’nın ilgili maddeleri gereği görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu beyanla, görevsizlik kararının kaldırılarak görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olarak belirlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Dava; usulsüz elektrik kullanıldığı iddiasıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemesince görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, verilen karar davalı tarafça istinaf edilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
T.T.K.’nun 14.maddesine göre “bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Yasa’nın 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanun’unun 3. maddesinde, esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nun 1463.maddesinde de, önce 17. maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
Somut olayda; dosya kapsamında yer alan belgeler incelendiğinde dava konusu yerin “ütü paket, işyeri” olarak belirtildiği; niteliği itibariyle ekonomik faaliyetini ve çalışmasını daha ziyade bedeni çalışmasına dayandırması ve gelir miktarı karşısında, davalının sahip olduğu ütü-paket işletmesi esnaf faaliyeti kapsamında kabul edilmiştir. Kaldı ki, davalı da vekili istinaf başvurusunda dava konusu yerdeki tekstil firmasının müvekkiline ait olmadığını belirtmiştir. Bu durumda, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygundur.
Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine,
Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına ve istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a-3 kıyasen uygulanarak HMK 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/12/2018