Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/3009 E. 2018/1815 K. 17.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/3009
KARAR NO : 2018/1815
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2018
NUMARASI : 2017/1093 E – 2018/977 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/12/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında elektrik satım sözleşmesi imzalanmış olduğunu, davalının borcunu ödememesi üzerine İstanbu .. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının itiraz ederek haksız olarak takibi durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılması dava şartı olmasına karşılık, yetkili icra dairesinde yapılmamış olduğunu, dava şartı yokluğundan esasa girilmeksizin davanın usulden reddine karar verilmesini, müvekkili şirketin merkez adresinin Bakırköy olduğunu, Bakırköy İcra Dairesinin yetkili olduğunu, mahkemenin de yetkisiz olduğunu bildirmiş, esasta da haksız ve hukuksal mesnetten yoksun davanın reddini ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; genel yetkili icra dairesinin davalı adres yerindeki icra dairesi olduğu ve davalı tarafça süresinde ve doğru şekilde yapılan yetki itirazında bu hususun belirtildiği ve yetkili icra dairesinin davalının ikametgahı olan Bakırköy olduğu, davacının takibi yetkili yer icra dairesinde yapmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; gerekçeli kararın tefhim edilen kısa karara aykırı olamayacağını, taraflar arasında abonelik sözleşmesinin bulunduğunu, davalının sözleşmeye ilişkin itirazlarının yersiz olduğunu, takibin yetkili dairede yapıldığını ve davanın da yetkili mahkemede bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığını ileri sürerek kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Dava, ödenmeyen elektrik enerji bedelinin tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İcra dosyasının incelenmesinde; davacı-alacaklı tarafından İstanbul … İcra Dairesinin …sayılı dosyasında borçlular …. Ltd. Şti. aleyhine başlatılan icra takibinde davalı borçlu …’a 21.06.2016, borçlu şirkete Tebligat Kanunu 35. maddesine göre 30.07.2016 tarihinde ödeme emri tebliğinin yapıldığı, borçlu … vekilinin 24.06.2016 tarihinde borca itiraz ettiği, borçlu şirketin ise itiraz etmemesi nedeniyle hakkındaki takibin kesinleştiği anlaşılmıştır .
Dairemizce icra dairesine yazı yazılarak borçlu davalı şirketin, borca itiraz edip etmediği sorulmuş, icra dairesince itiraz talebinin tespit edilemediği bildirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; davalı borçlunun icra takibine süresinde yapmış olduğu bir itiraz bulunmadığından takip kesinleşmiştir. Bu durumda kesinleşen takipten dolayı itirazın iptali davası açmakta davacının hukuki yararı yoktur. Hukuki yarar, dava şartlarından olup (HMK 114), davacının dava açmakta hukuken korunmaya değer bir yararının bulunması gerekir. Davada davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığı mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacak hususlardandır. Dava şartları kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Mahkemece, dava şartı noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verilir. (HMK 115/2)
Bu itibarla, belirtilen itirazın iptali isteminin hukuki yarar yokluğundan HMK 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın yetki nedeniyle usulden reddi yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacının istinaf başvurusunun kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararı düzeltilerek davanın hukuki yarar ve dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar düzeltilerek yeniden esas hakkında,
1-Hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 5.005,82 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.969,92 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 7,25 TL vekalet pulu, 4,60 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 11,85 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
Davacı tarafça istinaf sebebiyle yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/12/2018