Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/3006 E. 2020/1839 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/3006
KARAR NO: 2020/1839
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/07/2018
NUMARASI: 2016/178 E – 2018/775 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 10/12/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kreş ve gündüz bakım evi olarak 2007 yılında kiraladığı binanın su sayacının müvekkilin şikayeti üzerine bozulduğunun anlaşıldığı ve 11/11/2008 tarihinde değiştirildiğini, en son kontör yüklemesinin 12/05/2011 tarihinde yapıldığını, o tarihten sonra bozuk olduğu için kontör yüklemeden su vermeye devam ettiğini ve 25/12/2013 tarihinde bozuk olduğu gerekçesiyle tekrar değiştirildiğini, incelemeye gönderilen sayacın elektronik göstergesinin bozuk olduğu fakat mekanik sayaç kısmının doğru çalıştığı belirtilerek sayaçta toplam su kullanımınnı 1940 m3 olduğu belirtildiğini, bu durumda en son kontör yüklendiği tarihteki sayaç okuması olan 323 m3 ile son sayaç okumasının 1940 m3 arasındaki fark olan 1617 m3 suyun bedeli olarak müvekkilinden 12.416 TL olarak tahsil edilmek istendiğini, müvekkilinin gecikme cezası ile birlikte toplamda 14.536 TL borçlandırıldığını, daha sonra borçları ile birlikte su aboneliğinin taşınmazın sahibi …’dan müvekkili kiracı …’a borçları ile birlikte taksitlendirilerek devredildiğini, müvekkilinin normal kullanım bedellerinin sayaç bozulmadan önce ve yeni sayaç takıldıktan sonra aylık 40-50 TL cevarında olduğunu, sayacın bozuk olduğu dönemde (12/05/2011 – 25/12/2013) yaklaşık 32 ay süresince yaklaşık 14.536 TL lik su kullanımının fahiş bir şekilde hesaplandığını, çıkarılan borcu işyerinin suyunun kesilmemesi için kabul edip taksitlendirmeyi kabul ettiğini, ancak bu borcun doğru olmadığını, ortalama kullanıma göre borçlandırılmasını, müvekkilin davalı kuruma verdiği senetlerin tahsilinin ve davalı kurumca tahakkuk etirilen bu borcun ödemesinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir verilmesini, fazlaya ilişkin sair talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 3.000TL, borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bilahare ıslah dilekçesiyle müvekkilinden fazladan alınan 7.741,58TL. ödemenin ödeme tarihi olan 10.07.2015 tarihinden itibaren faizi ile birlikte istirdatına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili idarenin … adına kayıtlı abonenin elektronik sayacının 11/11/2008 tarihinde takıldığını, en son 50 TL’lik kontörün 12/05/2011 tarihinde yüklendiğini, o tarihten sonra hiç kontör yüklenmeyen sayacın 25/12/2013 tarihinde elektronik kısmının bozulduğunu ve kontör olmadığı halde su verdiği için sökülüp teknik incelemeye gönderildiğini, incelenen sayacın yedek mekanik sayaç kısmının çalıştığını ve sayaç göstergesinin en son kontör yüklendiğinde 323 m3 olduğunu, tamire geldiği gün ise 1940 m3 olduğunun anlaşıldığını, aradaki 1617 (1.940-323) m3 suyun sayacın bozuk olduğu 32 aylık dönemde kullanıldığı hesaplanarak aboneye 12.416 TL borç tahakkuk ettirildiğini, tahakkuk ettirilen borcun hukuka uygun olduğunu ileri sürerek davanın reddi talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; “1711 günde ortalama 0.373 Metre küp /gün su kullanıldığı, su sayacanın bozuk olduğu 943 günde ortalama 1.708 metre küp/ gün su kallanmış olması normalin 4.6 kat fazlası olduğu için teknik olarak doğru olmadığını, davacının sayacın bozuk olduğu dönemdeki su kullanımını ortalama su kullanım geçmişine ve benzer işyerlerindeki kişi başı su kullanım oranlarına bakılarak hesaplanması teknik olarak daha doğru olacağının ve 2.703,00 Tl gecikme cezası ve faizi ile birlikte bir borç çıkarılması daha uygun olacağı tespiti ile hesap bilirkişi tarafından önceki bilirkişinin tespitleri doğrultusunda 7.741,58 TL fazladan ödeme yapıldığının tespit edilmiş olması nedeniyle davacının tüketim durumu, ihtilaflı dönem ile ihtilafsız dönem tüketim ekstrelerinin karşılaştırılması sonucunda fazladan adına davalı tarafından tahakkuk çıkartıldığı, davalı tarafça hangi verilere dayanılarak bu tahakkukun çıkarıldığının tam olarak belirtilmemesi, bozuk olan sayaçta yer alan mekanik saat verilerinin esas alınması nedenleriyle davacının davasını ispat ettiği” gerekçesiyle davanın kabulü ile Davalı tarafından yapıldığı tespit olunan 15.326,92 TL miktarda tahakkuk bakımından davacının 12.971,12 TL davalıya İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … nolu takip bakımından borçlu olmadığının tespiti ile fazladan ödenen 7.741,58 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; davacıya tahakkuk ettirilen bedellerin hukuka ve yönetmeliklere uygun olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Uyuşmazlık, su aboneliği kullanım bedeli olarak tahakkuk ettirilen fatura nedeniyle menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir. Somut olayda Somut olayda İSKİ Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliğine göre sayacın arızalı olduğu dönemlere ait nasıl işlem yapılacağına dair Bilim Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğü’nün tamir ve ayar raporu varsa bu rapora göre işlem yapılacağı, böyle bir rapor yoksa sayacı durmuş veya işlememiş abonelerin tahakkukunda , arızalı sayacın geçmiş dönem tüketim ortalaması baz alınarak , kıyas yöntemi uygulanmak suretiyle hesaplama yapılacağı belirtilmiştir. Mahkemece bilgisine başvurulan ilk bilirkişinin inşaat yüksek mühendisi, ikinci bilirkişinin ise mali müşavir olduğu, bilirkişiler tarafından arızalı sayacın geçmiş dönem tüketim ortalaması baz alınarak, kıyas yöntemi uygulanmak suretiyle hesaplama yapılmadığı anlaşılmıştır. O halde mahkemece; öncekinden farklı konusunda uzman (makina mühendisi) bilirkişiden, denetime elverişli yeni bir rapor alınarak, tutanak tarihi itibariyle yürürlükte olan İSKİ Tarifeler Yönetmeliğinin ilgili maddeleri çerçevesinde yapılacak değerlendirmeleri içeren, açık ve anlaşılır şekilde hesaplamalarla duraksamasız şekilde kullanım miktarının belirlenmesi ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz, taraf ve yargısal denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüyle kararın HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/12/2020