Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2999 E. 2018/1847 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2999
KARAR NO : 2018/1847
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/05/2018
NUMARASI : 2016/277 E – 2018/649K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 19/12/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik toplam 33.065,75 TL’nin faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekillerince verilen cevap dilekçelerinde özetle, kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, 6446 sayılı EPDK’nın verdiği yetki ile bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararlarının ve belirlediği tarifelerin tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin talep edilemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle dava konusuz kaldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Söz konusu kararı davalı … vekili istinaf etmiştir. Davalı tarafça istinaf sebepleri olarak, 6719 sayılı kanun hükme esas alınsa da bu kanunun yenilik getirmediği, açıklama getirdiği, önceki mevzuata göre de (6446 Sayılı Kanun) ve kurul kararına göre bu bedellerin alınabildiği, yargı kararları ile kaos oluşunca yasanın zorunlu olarak çıktığı, o nedenle davacının dava başında da haksız olduğu, kararın “red” olması gerektiği, kabule göre de aynı gerekçeyle davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirinin hatalı olduğundan kaldırılması, lehe karar verilmesi, ayrıca davacı dilekçede kabul halinde müşterek müteselsil talepte bulunmadığı halde, yargılama gideri ve vekalet ücretine, müşterek müteselsil karar verilmesinin hatalı olduğu, kanundan kaynaklanan teselsül olmadığı, bu bedellerden kabule göre de eşit oranda sorumluluk esas alınması gerektiği, o nedenle kararda “davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine” denilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.
HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Davalı tarafın istinaf taleplerinin incelenmesiyle; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Bu sebeple mahkemece tespit hükmünde “dava konusuz kaldığından; esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve HMK 331/1 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve bu kapsamda maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesinde usul ve hukuka aykırlık bulunmamaktadır. Çünkü davacı, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden, davalı tarafın bu yönlere ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Ancak, davacı tarafça dava dilekçesinde, alacağın müştereken ve müteselsilen tahsiline ilişkin talepte bulunulmamasına rağmen, mahkemece vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin tahsilinde teselsül uygulanmasının usul ve hukuka aykırı olması sebebiyle davalının bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görüldüğünden, talebin kabulü ile, HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca karar bu yönlerden düzeltilerek, esas hakkında yeniden aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı …’ın istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün “davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili” kısmı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince “davalılardan tahsili” şeklinde düzeltilerek yeniden esas hakkında,
1-Davanın konusuz kalması nedeni ile esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-Harçlar Kanununca alınması gerekli 35,90 TL ilam harcının peşin yatırılan 564,22 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 528,32 TL harcın davacıya iade edilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 35,90 TL karar ilam harcı, 300,00 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 365,10 TL yargılama giderlerinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalılarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avanslarının taraflara iadesine,
Sair istinaf sebeplerinin reddine,
Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
Davalının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 36,00 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19/12/2018