Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2982 E. 2018/1784 K. 11.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2982
KARAR NO : 2018/1784
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2018
NUMARASI : 2016/399 E – 2018/658 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/12/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında elektrik abone sözleşmesinin bulunduğunu, davalı şirket tarafından davacıya kesilen faturalarda haksız olarak tahsil edilen kayıp kaçak sayaç okuma bedeli, (PSH) perakende satış hizmeti, dağıtım bedeli, iletim bedellerin haksız ve hukuka aykırı olarak alındığını beyanla bu bedellerden şimdilik 60.000 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın reddine, davacı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davalı yargılama gideri ile davalı lehine nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verildiği görülmüştür.
Mahkemenin kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İstinaf dilekçesinde; hükme esas alınan yasanın evrensel normlara aykırı olduğunu, kabule göre de, davanın yargılaması sırasında yürürlüğe giren yasa nedeniyle davanın konusunun kalmadığını, ancak mahkemece davanın reddine karar verildiğini, yine benzer davalarda konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiğinde, ayrıca davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedildiğini beyanla davacının dava tarihinde haklı olduğu gözetilerek davalı lehine nispi vekalet ücreti taktirinin de hatalı olduğunu belirterek kararın bu yönlerden kaldırılmasını istemiştir.
İstinaf sebepleriyle sınırlı olarak ilk derece mahkeme kararının incelemesiyle; 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Hal böyle olunca, dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişiklikleri, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalarda) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. geçici 19. ile 20. maddeleri, iptal edilmedikleri veya yürürlükten kaldırılmadıkları sürece uygulanacaktır. O halde, davalı dağıtıcı şirket, mevcut yasal düzenleme ile dava konusu bedellerin tahsilini talep edebilecektir. Kaldı ki, 6719 sayılı kanuna yönelik Anayasaya aykırılık iddiaları, Anayasa Mahkemesi’nce reddedilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin benzer davalarda, eldeki davalara yönelik, yürürlüğe giren bu yasa nedeniyle, yürürlüğe giren geçmişe etkili 6719 sayılı Kanun nedeniyle, davanın konusunun kalmadığına dair karar verilmesi gerektiği yolundaki emsal 2017/13140 E – 2017/16544 K sayılı ve 2017/13142 E – 2017/16545 K sayılı kararlarındaki gibi “davanın konusunun kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerektiği halde davanın reddine karar verilmesi hukuka uygun bulunmadığından davacının buna dair istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek “konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar vermek gerekmiştir.
Davacının vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik istinaf sebeplerine gelince; somut olayda; davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E – 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Dolayısıyla, davacı mevzuat değişikliği sonrası haksız çıkmış olsa da, dava tarihi itibariyle, uygulamanın haksız olduğu iddiası ile açmış olduğu bu davasında, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, mahkemece, yasa değişikliği nedeniyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinden, vekalet ücreti yönünden ise davacı mevzuat değişikliği sonrası haksız çıkmış olsa da, dava tarihi itibariyle, uygulamanın haksız olduğu iddiası ile açmış olduğu davasında, dava tarihinde haklılığı (Baki Kuru dördüncü cilt sayfa 3687) göz önünde tutularak, anılan yasa maddeleri ve 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesi gereğince, davacı lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmemesinin yanısıra davalı lehine yargılama giderine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf talebinin kısmen kabulü ile, HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararı düzeltilerek, yeniden esas hakkında; “Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine takdiren 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının yaptığı yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına ve karar şekline göre davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına ” karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar düzeltilerek yeniden esas hakkında;
1-Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının dava başında yatırdığı 1.024,65 TL harçtan, 35,90 TL karar harcının mahsubu ile bakiye 988,75 TL harcın isteği halinde davacıya iadesine,
3-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT gereğince 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı 931,50 TL yargılama gideri ile yatırdığı 35,90 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına ve karar şekline göre lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Tarafların yatırdıkları gider avansının bakiyesinin, karar kesinleşince taraflara iadesine,
Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
Davacı tarafça istinaf sebebiyle yapılan 28,00 TL masrafın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 11/12/2018