Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2980 E. 2018/1761 K. 10.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2980
KARAR NO : 2018/1761
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2018
NUMARASI : 2016/209 E – 2018/187K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 10/12/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 1.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren değişken yasal faiz oranı uygulanarak hesap edilecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, 6446 sayılı EPDK’nın verdiği yetki ile bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararlarının ve belirlediği tarifelerin tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin talep edilemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle dava konusuz kaldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Söz konusu kararı davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu bedellerin Yargıtay içtihatlarına ve hukuka aykırı olarak tahsil edildiğini, ayrıca karar tarihindeki AAÜT’ye göre takdir olunması gereken vekalet ücretinin 1.980,00 TL olması gerektiğini beyanla, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu bedellerin 6719 sayılı yasanın yürürlüğünden önceki mevzuata göre de alınması gerekli bedeller olduğunu, söz konusu yasanın bu duruma sadece açıklık getirdiğini, davacının dava başında da haklı olmadığını, kararda aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması ve kendileri lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını ve lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.
Dava dosyası daha önce dairemize gelmiş, 2018/1738 esas nosunu almış, 13/09/2018 tarihli karar ilamı ile, katılma yoluyla istinaf eden davacının istinaf başvuru harcı ile istinaf karar harcının yatırılmasının sağlanması için ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş, davacı tarafa muhtıra çıkmadan, davacının istinaf başvuru ve karar harcını yatırmış olduğu görülmüştür.
Dosyanın incelenmesinde gerekçeli kararın davacı vekiline 13.04.2018 tarihinde tebliğ edildiği ve istinaf başvuru süresinin 27.04.2018 tarihinde dolduğu, davacının ise istinaf başvurusunu süresinin bitiminden sonra 30.04.2018 tarihinde dilekçe sunarak katılma yoluyla yaptığı, harçlarını ise 12.10.2018 tarihinde yatırdığı görülmüştür.
Davalı yönünden yapılan incelemede, dava değerinin 1.000,00 TL olduğu, yargılama sürecinde ıslah talebinin de olmadığı, bu haliyle dava değerinin karar tarihi itibariyle HMK 341. maddesi uyarınca davalı yönünden kesinlik sınırı içinde olduğu anlaşılmakla, HMK 341, 346 ve HMK 352/1 maddesi uyarınca istinaf dilekçesinin miktar itibariyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı yönünden ise; davacının istinaf başvurusunun süresinde olmadığı, davalı taraf yönünden de kararın kesin olduğu, bu haliyle davalının istinaf talebine katılma yoluyla da davacının hükmü istinaf etmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, davalının istinaf dilekçesi kesinlikten dolayı reddedildiğinden, HMK 348/2 maddesi dikkate alınarak, davacının katılma yoluyla istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Davalı yönünden istinaf dilekçesinin, karar kesinlik sınırı altında kaldığından, HMK 341, 346 ve 352/1-b maddesi uyarınca reddine,
B-Katılma yoluyla istinaf eden davacının istinaf başvurusunun ise, istinaf dilekçesinin kesinlikten dolayı reddedilmekle, HMK 348/2 maddesi dikkate alınarak, HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine
Davacıdan Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına ve istinaf eden davacıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
Davalıdan peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/12/2018