Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2979
KARAR NO : 2020/2039
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 01/06/2018
NUMARASI : 2016/289 E – 2018/722 K
DAVANIN KONU: Alacak
KARAR TARİHİ 29/12/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkilinin davalı ile serbest tüketici sıfatıyla TEM Otoyolu Tütünçiftlik Mevkii Km 76+000 Körfez/Kocaeli adresinde bulunan Otoyol Hizmet Tesisleri vasıflı işyerinin 01/07/2014-30/06/2015 tarihleri arasında elektrik enerjisi ihtiyacını karşılamak üzere Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi ve Ticari Uygulama Protokolü’nü imzaladığını, müvekkili ile davalı arasındaki bu ticari ilişkinin 17/09/2012 tarihinde başladığını sözleşmenin her yıl taraflarca yenilenerek satıcı müşteri ilişkisini sürdürdüklerini müvekkili ile davalı arasında 01/07/2015-30/06/2016 dönemine ilişkin indirim oranı konusunda yapılmış görüşmelerin olumsuz sonuçlanması üzerine müvekkili tarafından sözleşmenin 7.1 maddesi uyarınca davalıya gönderilen ihtarname ile 30/06/2015 tarihi itibarıyla sözleşmenin yenilenmeyeceğinin ihtar edildiğini, ihtarnamenin davalıya 24/03/2015 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının 10/06/2015 tarihli yazı ile sözleşmenin, sözleşme ile belirlenen sürenin sonunda sonlandırılması aksi durumda ceza-i durum ile karşılaşılabileceğini bildirdiğini, müvekkilinin 01/07/2015 tarihinde sonraki dönemler için başka tedarikçi şirket ile sözleşme imzaladığını, bu şirketin aboneliğin devri için davalıya müracaat ettiğinde müvekkili şirketin güvence bedeli yatırmadığı gerekçesiyle talebin geri çevrildiğini, müvekkilinin davalıya 24/06/2015 tarihinde 35.308,00 TL ve 28.640,00 TL olmak üzere 63.948,00 TL güvence bedeli yatırdığını, Haziran ayı fatura bedelinin ödenmesinden sonra güvence bedelinin iadesinin istenildiğini, davalının 08/07/2015 tarihli elektronik posta ile güvence bedeli iadesinin portföyden çıkış tarihinden 3 ay sonra yapılacağının bildirildiğini müvekkili tarafından EPTHY’nin 37/B maddesine göre güvence bedeli iadesinin en geç 5 gün içinde yapılmasının gerektiğinin 09/07/2015 tarihli elektronik posta ile hatırlatıldığını, bunun üzerine davalının 63.948,00 TL yerine 43.854,67 TL bedeli müvekkili şirket hesabına yatırdığını, eksik yatırılan 30.093,33 TL için 22/07/2015 tarihli elektronik yazıyla ekte bulunan faturanın düşülerek kalanın gönderildiğinin bildirildiğini, gönderilen 10/07/2015 tarihli faturanın elektrik satışından kaynaklanan piyasa maliyetleri açıklamasıyla KDV dahil 20.093,32 TL olduğunu, bu faturanın sözleşmeye ve mevzuata aykırı olduğundan itiraz edilerek 11/08/2015 tarihli Noter ihtarnamesiyle faturanın iade edilerek bedelinin talep edildiğini, davalının 17/08/2015 tarihli noter ihtarnamesiyle faturaya 8 gün içinde itiraz edilmediği ve fatura içeriğinin sözleşmeye uygun bulunduğundan bahisle talebin geri çevrildiğini, davalının haksız olduğundan bahisle sözleşme şartlarına aykırı düzenlenmiş faturaya davalı olarak müvekkilinden tahsil olunan KDV dahil 20.093,32 TL bedelin davalının depozitoyu iade yükümlülüğünün doğduğu 13/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili şirketin 6446 sayılı Elektrik Piyasası kanununa göre kurulmuş tedarik şirketi olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında 17/09/2012 tarihli Aktif Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin akdedildiğini, bu sözleşmeye dayalı olarak davacıya elektrik satışının yapıldığını, bu sözleşme kapsamında davacının kullanım miktarına göre faturaların keşide edildiğini, sözleşmenin 5. Maddesine uygun olarak davacıya 17/07/2015 vade tarihli 20.093,32 TL bedelli Elektrik Satışından Kaynaklan Piyasa Maliyetleri faturasının düzenlenerek davacıya elektronik ortamda tebliğ edildiğini, davacının faturaya süresi içinde itiraz etmediğinden fatura içeriğini kabul etmiş sayıldığını, fatura karşılığı borcun vade tarihinde davacı tarafından ifa edilmediğinden müvekkili şirket uhdesinde bulunan teminat miktarından düşüldüğünü, sözleşmenin 4.3 maddesiyle faturanın ödenmemesi halinde ihbar veya ihtara gerek kalmaksızın abone teminatının irat kaydetme hükmünü içerdiğini, davacının haksız olduğunu bu faturanın sözleşmenin 5. Maddesine dayalı olarak düzenlendiğini, sözleşmenin 5. Maddesinde “Bu sözleşme ve bu sözleşme ile yapılan elektrik enerjisi satışı nedeni ile ilgili yürürlükte olan ve ileride getirilebilecek olan her türlü vergi, resim, fon, yeni fatura kalemleri, enerji dengesizlik bedelleri, sıfır bakiye bedeli piyasa işletim bedeli vs harçlar abone tarafından ödenecektir” şeklinde bir düzenleme getirildiğini, bu madde çerçevesinde davacıya Elektrik Satışından Kaynaklanan Piyasa Maliyetlerinin hesaplanarak fatura edildiğini, faturanın, hukuka uygun olduğundan bahisle açılan davanın reddine, yargılama giderleriyle ücreti vekaletin davacı karşı taraf üzerinden bırakılmasına, karar verilmesini taleple etmiştir.Mahkeme tarafından; faturanın 2013.01-2015.06 dönem tüketimlerine uygulandığı, abone sözleşmesi 17/09/2012 tarihinde düzenlendiği halde hesaplamaların 2013.01 döneminden başlatılması, ayrıca faturanın her yıl sonunda düzenlenmemiş olması ile sözleşmenin feshedilmesinden sonra düzenlenmiş olması sebebine davalı tarafından açıklanmanın getirilmediği, dosya kapsamında EPİAŞ tarafından tedarikçi davalıya anılan dönemde tahakkuk ettirilmiş Elektrik Satışından Kaynaklanan Piyasa Maliyetlerine ait bedel ile bu bedel içinde davacıya ait bedel için belgelerin bulunmadığı hususları tespit edilmiş olup “Davanın kabulüne, 20.093,32 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil şirket dağıtım şirketi olarak tespit edildiği ancak tedarikçi şirket olduğu, müvekkil şirkte tarafından keşide edilen 20.093,32 TL bedelli faturanın hukuka uygun olduğu, bilirkişinin iş bu bedellerin davacı abone ile ilgisinin olduğuna dair belge olmadığı tespit edildiği, dava konusu bedellerin piyasa katılımcısının toplam çekişi ile hesaplandığını, toplam çekişi, bütün abonelerin toplam kullanımı üzerinden hesaplandığı, dava konusu bedellerin tüketim kaynaklı maliyetler olduğu ve tüketim oranında müvekkil piyasa katılımcısına yansıtılmış olduğu belirtilerek mahkeme kararı istinaf edilmiştir.HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu;Dava, davalı kurum tarafından hazırlanan fatura bedelinin teminat miktarından tahsil edilmesi nedeniyle istirdat talebidir.Taraflar arasında 17.09.2012 tarihinde elektrik satış sözleşmesi imzalandığı, taraflar arasında indirim oranında mutabık kalınamaması nedeniyle davacı kullanıcı şirkte tarafından tedarikçi şirkete ihtarname göndererek sözleşmenin yenilenmeyeceğinin bildirilmesi üzerine toplam 63.948 TL olan güvence hesabından 10.07.2015 tarihli 20.093,32 TL bedelli “Elektrik satışından kaynaklanan piyasa maliyetleri” açıklamalı faturanın güvence hesabından tahsili sonucu dava açılmıştır. Mahkeme tarafından dosya içine 03.06.2017 Tarihli rapor itiraz üzerine 09.04.2018 tarihli ek rapor alınmıştır.Alınan teknik rapor uyarınca faturanın sözleşmenin 5. Maddesine dayanılarak hazırlandığı ancak davaya konu edilen faturada gösterilen KDV dahil 20.093,32 TL bedelin oluşumuna ait ayrıntılı hesaplamanın hazırlanacağının asıl raporda bildirilmesi üzerine davalı kurum tarafından ilgili belgeler dosyaya sunulmuş bu defa ek raporda sunulan belgelerin davacı şirkete fatura edilen 20.093,32 TL bedele açıklık getirmediği belirtilmiştir. Davalı şirket tarafından faturanın dayanağı açıklanamamıştır. Davalı tedarikçi firma sözleşmede olmayan bir açıklama ile fatura düzenlemiş olmakla dayanağını açıklamak yani neye istinaden fatura düzenlendiği belirtmek zorunda olduğundan ispat külfeti de kendi üzerindedir. Davacı şirketin TTK 21/2 maddesi uyarınca yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre 8 günlük itiraz süresi kanuni karine olup bu süre geçse dahi karşı tarafın faturanın içeriğine karşı dava hakları saklı olduğundan, faturanın içeriğini ispat külfeti halen düzenleyen tarafa ait olmaktadır. Davacı şirket tarafından sözleşmenin ihtarname ile uzatılmayacağının bildirilmesi üzerine, dayanağı açıklanamayan faturanın güvence hesabından tahsil edilmesi, dayanığının ispatlanamaması nedeniyle mahkeme tarafından verilen karar usulüne uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 1.372,57 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 343,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.029,00 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29/12/2020