Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2955 E. 2021/526 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2955
KARAR NO : 2021/526
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2018
NUMARASI : 2016/933 E – 2018/521 K
BİRLEŞEN 2016/934 ESAS SAYILI DOSYADA:
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 24/02/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilince açılan asıl ve birleşen davada verilen dava dilekçelerinde özetle; müvekkilinin İstanbul, Bağcılar İlçesi, … Mahallesi, … Asfaltı (… Caddesi) N:… adresinde bulunan inşaatın müteahhitliğini yaptığını, inşa edeceği konutların elektrik ihtiyaçları için abonelik tesisi talep ettiğini, bu inşaatlar için … talepte bulunulduğunu, … tarafından verilen cevapta ek bir trafoya gerek görülmediğini ancak … tarafından karşılanmamak üzere enerji kablosu vs. döşenmesi şartı ile enerji alınmasına izin verileceğinin bildirildiğini, müvekkili tarafından şartların yerine getirildiğini belirterek, asıl davadaki 138.184,84-TL’nin bu harcamanın( 69-384,00 TL.’sinin kablo bedeli, 36.816,00 TL’sınin tranşe açılması, işçilik ve proje giderleri ile 11.215,04 TL,’sininde … ödendiği, müvekkil şirketin ayrıca İstanbul Büyükşehİr Belediye Başkanlığına kabloların yoldan geçirilmesi için 44,856 TL, tutarlı banka teminat mektubu verdiği ve 20.352,80 TL. ve 417,00 TL. nakit para ödeyerek 37,500,00 TL. harcama yaptığına ilişkin tutarlara ilişkin olduğu beyan edilerek bu miktarın) ve birleşen davada 59.843,03-TL’nin imalat tarihi ve … devir tarihi olan 30.09.2013 tarihinden itibaren davalılardan ticari faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde ,asıl ve birleşen davaların husumet,zamanaşımı ve esas yönünden reddini istemişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda ,1-Asıl ve birleşen davanın davalı … yönünden husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE, 2-Asıl davanın davalı … yönünden KABULÜ ile 138.184,84-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı … tahsiline,3-Mahkememizin 2016/934 Esas sayılı birleşen dava dosyası yönünden davalı … açısından KABULÜ ile 59.843,03-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı … tahsiline, karar verilmiştir. Sözkonusu kararı asıl ve birleşen dava yönünden, davalı … vekili istinaf etmiş olup,istinaf dilekçesinde özetle ; dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olarak ikame edilen davanın müvekkili şirkete yöneltilmesi mümkün olmadığından ,pasif husumetten davanın reddi gerektiği,bu yöndeki itirazlarının dikkate alınmadığı ,davaya konu edilen taleplerin 6098 sayılı TBK’nun 82. maddesi uyarınca ve dava dilekçesinde açıkça davacı tarafın müvekkili şirketçe istenilen taleplerin emredici kurallara aykırı olduğunu şartnamenin önerildiği tarihte bildiği anlaşıldığından , davacı tarafın bedel iadesine ilişkin talebinin zamanaşımına uğramış olduğuna ilişkin itirazlarının da dikkate alınmadığı , davacı tarafın herhangi bir şekilde ihtirazi kayıt dahi sunmaksızın imzalamış olduğu sözleşme hükümlerinin aradan geçen süreden sonra dayatıldığını iddia etmesinin açıkça hukuka aykırı olduğu, bilirkişi raporunun sonuç ve kanaat kısmındaki açıklamalar çelişkili neden-sonuç bağlantısı bulunmayan, mevzuata atıf yapmayan nitelikte açıklamalar olup, gerek tespitler gerekse de varılan sonuçların hatalı olduğu, davacı tarafın abonmanlık sözleşmesine dayanarak yapımı tamamlanan tesislerin bedellerini talep etmesinin mümkün olmadığına dair beyanlarının da dikkate alınmadan rapor tanzim edildiği,davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; taraflar arasında herhangi bir bağlantı ya da sistem kullanım anlaşması olmadan bu bedellerin defaten ödenmesinin talep edilmesinin mevzuat karşısında mümkün olmadığı,davacı tarafın yapımı tamamlanan tesislere ilişkin olarak talepte bulunmasını kabul anlamına gelmemesi kaydıyla; bilirkişi heyetinin davacının sunduğu faturalar aynen kabul edilerek bu bedellerin davacıya ödenmesi gerektiği görüşünün de yasal düzenlemelere aykırılık teşkil ettiği,davacı tarafla müvekkili şirket arasında henüz bağlantı ya da sistem kullanım anlaşması da bulunmadığı ,bu anlaşma tesis edilmeden huzurdaki dava ile tek seferde ödeme talebinin hukuka aykırı olduğu, bilirkişi heyetinin önce talep edilen bedelin 12 taksitte davacıya ödemesinin yapılabileceğini belirtmiş iken, devamındaki görüşünde davacının bu bedeli defaten isteyebileceği sonucunun çıktığını , bu çelişkinin kabulünün mümkün olmadığını, mahkemece bu bedellerin mevzuata aykırı şekilde defaten ödenmesi gerektiğinin kabulünün de hukuka aykırı olduğunu, yasal düzenlemelerden tamamen farklı olarak bilirkişi kurulunca yalnızca davacı tarafın dosyaya kazandırmış olduğu faturalar üzerinde inceleme yapmak ve başkaca bir değerlendirme sunmaksızın ikame etmiş olduğu raporunda, davacı tarafın müvekkili şirketten 198.027,87-TL alacaklı olduğunu beyan ettiğini ,oysaki davacı tarafın talepte bulunabileceği miktarın, davacı tarafça dosyaya sunulan faturalar vasıtasıyla değil, çeşitli verilerin ortalamasının ele alınması ve bu bedeller üzerinden %20 indirim uygulanması suretiyle elde edilen birim fiyat üzerinden hesaplanması gerektiği,davacı tarafın mülkiyeti ve sorumluluğu EPDK düzenlemeleri gereği kendisine ait olacak kısımlara ilişkin yatırım bedellerini talep etmesinin de mümkün olmayıp, bilirkişi raporunda bu hususun da göz ardı edildiği, Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği’nin 21/5. Fıkrası hükmüne göre , davacı taraf talepte bulunma hakkına sahip olsa dahi, yasal mevzuat gereğince ancak vade tarihinden itibaren yasal faiz talebinde bulunabileceği ,.dava tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğu,-usul ve yasaya aykırılık teşkil eden, kendilerinin savunma ve iddialarını hiçbir şekilde değerlendirmeyen ve bu bağlamda hukuki dinlenilme hakkını da önemli şekilde ihlal ettiğini ileri sürdüğü mahkeme kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;Davada, davacının talebi üzerine inşaat alanına elektrik temini için davacı tarafından yapılan yatırım giderlerinin davalılardan tahsili talep edilmektedir.Davada , alacağın niteliğine göre genel zamanaşımı süresi (10 yıllık süre) uygulanacağından ,dava tarihi itibarıyla bu süre dolmadığından bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Davalı … ile davalı … arasında akdedilen 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin 1-1. maddesinde “İstanbul ili Avrupa Yakası Elektrik Dağıtım Bölgesi’nde yer alan ve … uhdesinde bulunan dağıtım tesislerinin ve dağıtım tesislerinin işletilebilmesi için varlığı zorunlu diğer taşınır ve taşınmazların mülkiyet hakkı saklı kalmak koşulu ile … A.Ş.’ye işletme hakkının devredilmesi ile dağıtım tesislerinin ve gerekli diğer unsurların, iyileştirilmesi, güçlendirilmesi ve yeni dağıtım tesisi yapımının esaslarını ve tabi olduğu hükümleri belirlemektedir.” 7.7. maddesinde “Sözleşmenin imza tarihinden sonra dağıtım tesisleri ile dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk şirkete aittir. Şirket tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeni ile 3. Kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı şirkettir. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar şirket tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü malî yükümlülük şirket tarafından karşılanır. Şirket bu kapsamda ortaya çıkan tazminattan, cezadan ve/veya herhangi bir isim altında gerçekleştirdiği ödemelerden dolayı hiçbir şekilde … rücu edemez. Belirtilen nedenler ile … bir ödeme yapmak zorunda kalması durumunda şirket söz konusu ödemeyi ilk talepte ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte nakden ve def’aten ödemekle yükümlüdür.” düzenlemesi yer almaktadır.Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği uyarınca dağıtım şirketi sorumlu bulunduğundan. … yapılan bir devir bulunmadığından , talep ve konu mülkiyet durumu ile ilgili olmadığından ,davalı şirketin pasif husumet yokluğuna ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Diğer istinaf sebeplerinin ve konu ile ilgili mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesiyle, 01 Mart 2003 tarihli “Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 6. maddesinde; “Gerçek veya tüzel kişilerin, dağıtım sistemine bağlantı talebinin dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde karşılanması ve bağlantı anlaşması yaparak hizmet verilmesi esastır. Bağlantı için yapılan başvuru, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından, dağıtım sisteminin mevcut durumu çerçevesinde genişleme yatırımı veya yeni yatırımın gerekli olması hususları da dikkate alınarak değerlendirilir. Buna göre; a-Dağıtım sisteminin mevcut durumunun bağlantı talebinin karşılanması için uygun olması hâlinde, 5. maddede belirtilen belgelerin ibraz edilmesi kaydıyla dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi ile başvuru sahibi arasında bağlantı anlaşması imzalanır. b-Dağıtım sisteminin mevcut durumunun bağlantı talebinin karşılanması için uygun olmaması ve genişleme yatırımı veya yeni yatırımın gerekli olması durumunda; saha etüdü gerektirmeyen hallerde başvuru tarihinden itibaren on iş günü, saha etüdü gerektiren hallerde ise başvuru tarihinden itibaren yirmi iş günü içerisinde, bağlantı talebinin karşılanabileceği makul bir süre, gerekçeleri ile birlikte başvuru sahibine yazılı olarak bildirilir. Başvuru sahibinin söz konusu süreye itiraz hakkı saklı olup, bu konuda Kuruma başvurabilir. Başvuru, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 38. maddesi hükümleri çerçevesinde Kurum tarafından değerlendirilir. Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından verilen görüşe ilişkin gerekçelerin Kurul tarafından uygun görülmemesi halinde, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi ile başvuru sahibi arasında bağlantı anlaşması imzalanır. c-Başvuru sahibinin (b) bendi kapsamında haksız bulunması veya bağlantı talebinin karşılanabilmesi için dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından bildirilen sürenin başvuru sahibi tarafından uzun bulunması ve bağlantı talebinin branşman hattı tesis edilerek karşılanabilir olması hâlinde gerekli yatırım başvuru sahibi tarafından üstlenilebilir. Bu durumda bağlantı projesinin hazırlanması başvuru sahibinin sorumluluğunda olup, bağlantı projesinin hazırlanabilmesine ilişkin etüt için gerekli olan tüm bilgiler dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından sağlanır. Bağlantı projesi, tamamlanmasını müteakip onay için dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiye sunulur. Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi, söz konusu proje üzerindeki incelemesini proje sunum tarihinden itibaren beş iş günü içerisinde tamamlayarak projeyi onaylar veya projeyi revizyon için başvuru sahibine iade eder. Proje revizyonunun gerekçeleri başvuru sahibine yazılı olarak bildirilir. Bağlantı projesinin onaylanması durumunda, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi ile başvuru sahibi arasında, branşman hattının mülkiyet ve kullanım hakları ile finansman ve bağlantı koşulları gibi hususların düzenlendiği bağlantı anlaşması imzalanır. Dağıtım sistemine geçici bağlantı yaparak elektrik enerjisi temin etmek isteyen gerçek veya tüzel kişi ile dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi arasında kullanım amacıyla sınırlı bir süreyi içeren bağlantı anlaşması imzalanır. Bağlantı anlaşmasının imzalanmasını takiben ve anlaşmada yer alan süre içerisinde gerekli bağlantı varlıkları tesis edilerek, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak belirlenen bağlantı bedeli, başvuru sahibi tarafından dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiye ödenir. Bağlantı bedeli, bir defaya mahsus olmak üzere ve ilk bağlantı anlaşması yapılması esnasında tahsil edilir ve geri ödenmez. Bağlantı anlaşmasında yer alan adresteki kullanım yeri var olduğu sürece, bağlantı anlaşması yürürlükte kalır ve söz konusu kullanım yerindeki müşteri değişikliği halinde yeni bir bağlantı anlaşması yapılması talep edilmez” hükmünü içermektedir.Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 38. maddesinin 6. fıkrasında; “sisteme bağlantı yapılması hâlinde sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle genişleme yatırımı veya yeni yatırım yapılmasının gerekli olduğu ve yeterli finansmanın mevcut olmadığı hâllerde söz konusu yatırım TEİAŞ ve/veya dağıtım lisansı sahibin tüzel kişi adına, bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki teknik standartlar sağlanarak yapılabilir veya finanse edilebilir. Bu durumda gerçekleşen yatırıma ait toplam harcama tutarı, sisteme bağlantı yapan gerçek veya tüzel kişi ile TEİAŞ ve/veya dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler arasında yapılacak bağlantı ve sistem kullanım anlaşması çerçevesinde gerçek veya tüzel kişinin iletim ve/veya dağıtım tarifesi bedelinden düşülür” hükmü bulunmaktadır.28/01/2014 tarih ve 28896 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin geçici ve son hükümlerinde “Kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıklarına ilişkin metodoloji” ve “mahsup yöntemiyle geri ödeme hususları düzenlenmiştir.” Yine, aynı yönetmeliğin 20 ve 21. maddelerinde de kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıkları ile geri ödemeye ilişkin metodoloji usul ve esasları düzenlenmiştir.Bu hükümlere göre somut olay değerlendirildiğinde;davacı tarafça dosyaya ,yapılan işlere ait faturalar ve yazışma belgeleri ibraz edilmiştir. İlk derece mahkemesince yargılama sırasında bilirkişi raporu alınmış ise de,bilirkişi raporundaki teknik açıklamanın yetersiz olduğu ve mevzuat yönünden de yeterli değerlendirme içermediği, anlaşılmakla , denetime elverişli şekilde ek rapor alınmasına, bu işlemlerin yapılması için, HMK 356.maddesi uyarınca tahkikat duruşması açılmasına karar verilmiştir.Alınan bilirkişi ek raporu ile duruşma açılmasını gerektiren sebeplerin karşılanamadığı anlaşıldığından, bu kez Dairemiz’ce resen oluşturulan bilirkişi kurulundan rapor alınmasına karar verilmiştir.Bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarında , dosya üzerinde yapılan incelemeye göre ,davacı tarafça davalı … elekrik enerjisi ihtiyacı talebi ile ilgili olarak başvurduğu , davalı tarafından 10.10.2013 tarihli yazı ile , bulunduğu şekliyle trafo tesisi kurulmasına gerek olmadığı sonucuna varıldığı, davacı tarafın inşaa ettiği konutlar için gerekli olan 250 kW güç değerinin bir kısmını , istek yapılan yere yaklaşık 140 metre mesafede 310072 no’lu 1600 kw’lık trafodan ve geri kalan kısmının 160 metre mesafede olan 31498 no’lu 1250 kw’lık trafodan karşılanmasının  kararlaştırıldığı, taraflar arasındaki yazışma belgelerine göre , davalı tarafça dağıtım müsadesinin verilebilmesi için tesisin belirli bir zaman aralığında yapılarak Bedaş’a devredileceğinin şart konulduğu, davacı tarafın Sevim Mühendislik firmasına kablolama tesisatlarını yaptırdığı ,davalıdan bu bedellerin istendiği, Elektrik İç Tesisat Yönetmeliğine göre yapılan değerlendirmede , bu kablo tesislerinin kullanım hakkı Bedaş’a bırakılmakla, Bedaş ile davacı arasında bir protokol imzalanması gerektiği, eğer, böyle bir protokol imzalanmamış ise kablolama tesisinin tüm işletme ve bakımının davacı tarafa ait olacağı, ancak, söz konusu metrajlar uzun olup bir ucu Bedaş’ın kontrolündeki trafo binaları içinde olduğundan, davacının bakım ve işletmeyi üstlendiği anda Bedaş’ın izni ve müsadesi olmadan bu işi yapamayacağının açık olduğu, … tarafından 16.01,2014 tarihli yazı ile söz konusu kablo tesislerinin yürürlükteki Kablo Döşeme Yönetmeliği ve tranşe işlerininde her türlü izninin ve tekniğine uygun yapılması izinlerinin Belediye tarafından izin ve ruhsatının alınmasından sonra işlerin bitirilmesiyle tesisi yapılan kablo tesisi Bedaş’a devredileceğinin açıkça şart konulduğu, … bu teslim gerçekleştikten sonra bağımsız kısımlar için abonelik sözleşmeleri yaptığı, davacı tarafça , yürürlükteki yönetmelik, teknik şartname ve mevzuata uygun şekilde yaptırılan tesisin faturalarının dosyaya sunulmuş olduğu, bu tesisin işletim hakkı … olduğu görülmekte ise de, Bedaş bu tesis üzerinden abonelerine elektrik enerjisi sağlayacağından ve abonelikler tesis ettiğinden, dağıtım faaliyetini icra edeceği, EPDK’nın faaliyete geçtiği 2002 yılı sonrası süreçte dağıtım varlıklarının kullanıcı tarafından tesis edilmesinin ilk şartının elektrik dağıtım şirketinin parasal durumunun dava konusu elektrik dağıtım tesisini yapacak ekonomik gücünün bulunmaması olduğu, … elektrik tesislerini parasızlıktan yapamama gibi bir olasılığının düşünülemeyeceği, … parasının bulunmadığı yönünde bir iddiasının da bulunmadığını, 2014 yılı sonrası yasal mevzuata göre elektrik dağıtım şirketinin kullanıcı tarafından tesis edilmiş elektrik dağıtım tesis bedelini tesisin devir alınmasını takip eden aydan itibaren bir yıllık süreçte en çok 12 taksit halinde ödenmesinin yasal mevzuat gereği olduğu, davacının beyan etmiş olduğu elektrik dağıtım tesis inşa bedeli faturalarındaki işlere ait tutarların, Şehribanu 1 ve 2 projeleri için toplam 198.027,87 TL faturalı ve davacı şirketin kendisi tarafından yapılmış olan faturasız (işçilik, kazı, inşaat kısımları) masrafları da 14.448,00 TL olmak üzere toplam 212.475,87 TL olarak hesap edildiği, faturalı ve faturasız söz konusu tutarların dava konusu tesis inşa tarihi ve yapılan işlemler ile kullanılan malzemeler göz önüne alındığında piyasa rayiç bedelleri içinde kaldığı, dosyadaki bilgi ve belgelere göre , davacı tarafın asıl ve birleşen dosya açısından belgeleyerek yaptığı 138.184,84 + 59.843,03 = 198.027,87 TL, KDV dahil masrafın yeni yatırıma ait olduğu görüşü beyan edilmiştir. Yukarıda açıklanan mevzuat hükümlerine göre , sisteme bağlantı yapılması için ,talep sahibinin ,belirli koşullarla gereken yatırımı yaparak sisteme bağlantıyı sağlama imkanı bulunmaktadır. Bu durumda ,taraflar arasında ilgili yönetmelik uyarınca bir protokol imzalanması gereklidir.Davaya konu olayda bu şekilde bir sözleşme mevcut değil ise de ,somut olayda, söz konusu metrajlar uzun olup bir ucu … kontrolündeki trafo binaları içinde olduğundan, davacının bakım ve işletmeyi üstlendiği anda Bedaş’ın izni ve müsadesi olmadan bu işi yapamayacağının açık olduğu şeklindeki bilirkişi kurulunun tesbit ve değerlendirmesine Dairemizce de iştirak edilmiş olup, sözleşmelerin imzalanmamış olmasının dava konusu tesislerin bedelinin ödenmesine etkisinin bulunmadığı kanaatine varılmakla ,davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.İstinaf yargılaması sırasında alınan bilirkişi kurulu raporları ,denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun bulunmakta Dairemizce itibar edilmiştir.Böylece , davacı şirket tarafından inşa edilen konutlara elektrik elektrik aboneliği almak için yapılan başvuru sonucunda, davalı Bedaş tarafından trafo ihtiyacı olmadığı, elektrik kablolarının davacı tarafından döşenmesi ve gerekli izin ve ruhsatların alınması halinde, elektrik ihtiyacının çevre trafoların AG çıkışlarından sağlanabileceğinin belirtildiği, davacı tarafından gerekli işlemlerin dava dışı şirkete yaptırıldığı ve tesisin Bedaş’a devredilmiş olduğu, dava konusu tesis bedellerinden … sorumlu olduğu gerekçesiyle , asıl ve birleşen dosya kapsamında yapılan harcama ve ödenen bedellerin davalıdan tahsiline karar verilmesinde , usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı ,davanın konusu oluşturan, elektrik tedarik edilen mahal abonelerinden oluşan yapı olup davacı adına devam eden abonelik bulunmadığından, farklı şahıs ya da tüzel kişi abonelerinin olması nedeni ile dava konusu alacağın faturalardan mahsup edilemeyeceği anlaşılmakla , mahkemec defaten ödeme kararı verilmesinde de hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmakla,davalı tarafın istinaf talepleri yerinde görümediğinden,asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalı … asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Asıl Dava yönünden , alınması gerekli 9.439,40-TL nisbi istinaf karar harcı ile Birleşen Dava yönünden ,alınması gerekli 4.087,87-TL nisbi istinaf karar harcı olmak üzere toplam 13.527,28 TL harçtan , peşin alınan 3.381,81 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.145,47 TL harcın istinaf eden davalı … alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı … üzerinde bırakılmasına,İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından,davacı lehine AAÜT uyarınca 4.080,TL avukatlık ücretinin davalıda alınıp , davacıya verilmesine ,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde, istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair oybirliği ile HMK 361 maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay’da temyiz hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar davacı ve davalı … vekilinin yüzüne karşı davalı … vekilinin yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2021