Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2945 E. 2020/1720 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/2945
KARAR NO: 2020/1720
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/03/2017
NUMARASI: 2014/207 E – 2017/415 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının alacağının tahsili amacıyla İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalı şirket hakkında icra takibi başlattığını, davalının süresi içinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının … Mah. … Sok. Eyüp adresindeki … numaralı sözleşmenin filii kullanıcı olduğunu, davalı şirketin suyun kullanıldığı adrese 15/05/2004 tarihinde taşındığından ve orada faaliyet gösterdiğinden söz konusu sözleşmenin 15/05/2004 tarihinden sonraki borçlarından sorumlu olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın takibe koyduğu alacağın … Mimarlık ile yaptığı abonelik sözleşmesinden kaynaklandığını, davacının alacağını … Mimarlıktan tahsil etmeye çalıştığını ancak şirket iflas ettiğinden başarılı olamayınca davalı şirketten tahsil etmeye çalıştığını, davacının tahakkuk dönemi olarak gösterdiği tarihlerde davalının taşeron firma sıfatıyla ilgili şantiye sahasında bulunduğunu, o tarihlerde … Mimarlık ile davalı şirket arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunu, … Mimarlık tarafından üstlenilen işlerden bir kısmını yapmayı üstlendiğinden ilgili şantiye sahasında bulunduğunu, davalının yapımını üstlendiği işlerin su kullanımı ile alakasının olmadığını, dolayısı ile kaçak su kullanımının söz konusu olmadığını, alacağın muhatabı … Mimarlık olduğundan husumetin davalı şirkete yöneltilemeyeceğini, kaçak su kullanımından dolayı haksız fiilden kaynaklanan alaak olarak nitelendirilmesi halinde ise dava açma süresinin zamanaşımına uğradığını, bu nedenlerle davanın husumet ve zamanaşımı yönünden reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından İstanbul 48.Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/571 esas sayılı dosyası ve stanbul … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası getirtilerek incelenmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; ” davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, icra dosyası, ceza dosyası içeriği, kaçak kullanıma ilişkin tutanaklar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı tarafça 12/08/2002 – 12/03/2004 tarihleri arasında kaçak su kullandığından bahisle davalı şirket hakkında takip yapılmışsa da, taraflar arasında düzenlenmiş bir abonelik sözleşmesi bulunmadığı, takibe konu borcun muhatabanın … Mimarlık olduğu, esasen davanın itirazın iptali davası olduğu açılan itirazın iptali yönünden hasım sıfatı var ise de borç yönünden sorumluluğunun bulunmadığı dikkate alındığında davalının itirazında haklı olduğu” gerekçesiyle -Davacının davasının husumetten reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; davalının taşeron sıfatıyla inşaat sahasında bulunduğunu ikrar ettiğini, emsal kararlarda davalının da fiilen su kullanması nedeniyle diğer kişilere rücu hakkı saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne karar verilmesinin gerektiğinin belirtildiğini, davalının dava konusu sözleşme ile fiilen su kullandığının müvekkili elemanlarınca tutanak altına alındığını, ceza mahkemesinde verilen ilk kararla …’nın delil yetersizliğinden beraatine karar verildiğini, Yargıtay bozması ile zamanaşımı nedeniyle davanın düşmesine karar verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, fiili kullanıcı olduğu iddia edilen davalının su borcu nedeniyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; dava dilekçesine ekli tutanak, tespit formaları gibi belgelerden kaçak tutanağının … Mimarlık hakkında tutulduğu, telefon görüşmesine istinaden davalı şirketin sahada çalıştığına ilişkin tutanak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Buna göre, her nekadar fiili kullanım için tanık dinlenebilir ise de kaçak tutanağında davalının isminin geçmediği, firma adresi olarak da kaçak yapılan adresten farklı adreste bulunduğuna dair davacı tarafça dava dilekçesine belge eklendiği görülmekle mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/12/2020