Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2888 E. 2019/259 K. 26.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2888
KARAR NO : 2019/259
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/02/2017
NUMARASI : 2016/52 E – 2017/66 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 26/02/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacılardan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini, müvekkili şirkete kesilen faturaların …l Ürünleri Oto. San. Ve Dış Tic. A.Ş. adına kesildiğini ancak 04/12/2013 tarihinde şirketin ikiye bölündüğünü, bölündükten sonra şirket isimlerinin davacı olarak belirtilen şirketler olduğunu, bu sebeple davayı her iki şirket adına açtıklarını ileri sürerek haksız tahsil edilen bedellerden, şimdilik 10.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, bu bedellerin tahsil edilerek dağıtım şirketlerine aktarıldığını, husumet yönetilemeyeceğini, davanın ilgili dağıtım şirketi … Dağıtım A.Ş.’ye ihbar edilmesine, 6446 sayılı EPDK’nın verdiği yetki ile bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararlarının ve belirlediği tarifelerin tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin talep edilemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunun 17.maddesine 6719 sayılı kanunun 21.maddesiyle eklenen 10.fıkra hükmü ve 6719 sayılı kanunla 6446 sayılı kanuna eklenen geçici 20.madde hükmü dikkate alınarak davanın bu nedenle reddine karar verilmiştir.Davacılar vekili istinaf başvurusunda özetle; müvekkilinin kullanmadığı ve almadığı hizmetten dolayı bedel ödemeyi istemediğini, yalnızca kullandığı elektrik enerjisi bedelinden sorumlu tutulmayı istediğini, elektrik enerjisinde kayıp/kaçak hallerinin söz konusu olması durumunda öncelikle devletin ve elektrik dağıtım şirketlerinin önlem alması gerektiğini, mahkemenin hükme dayanak 6719 sayılı yasanın Anayasa’ya aykırılığı ile ilgili olarak yapılan başvuruların sonuçlanmasını beklemediğini, bu yasanın getirdiği düzenlemenin kanunların geriye yürümezliği şeklindeki Anayasal ilkeyi ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiğini, dava açmakta haklı olmaları sebebiyle, davacılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve hukuka aykırı olduğunu, davalı tarafa yükletilmesi gerektiğini ileri sürerek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Kaldı ki istinaf incelemesi sırasında Anayasa Mahkemesi’nce 28/12/2017 tarihli kararla iptal başvurusunun (6719 Sayılı Yasa’nın 17/10 maddesi ile sınırlı olarak) reddine karar verilmiştir. O halde, bu sebebin sonuca etkisi yoktur.Davacı tarafın, lehine nisbi vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğine ilişkin istinaf sebebi yönünden ise,uyuşmazlığın niteliği de gözetildiğinde dava konusu bedellerin, davalı tarafça alınıp alınamayacağına dair verilen karar mahkemece yapılan belirlemeye ilişkin bir tesbit hükmü olduğundan, bu durumda parasal bir talebe ilişkin olsa da davada, gerek bu konudaki Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin muhtelif emsal kararları, gerekse açıklanan gerekçe uyarınca Avukatlık Asgari Ücret Tarife’sinin nisbi vekalet ücreti hükümlerinin uygulanması sözkonusu olamayacaktır.Ancak, davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur.Bu itibarla ,davanın yasa değişikliği sebebiyle tespit hükmü niteliğinde reddine karar verildiği de gözetilerek, davacı lehine avukatlık ücreti takdiri gerekirken aksi yönde karar verilmesi usul ve hukuka aykırı olduğundan, davacının istinaf talebinin bu yönlerden kabulü ile, davacı istinafında, red kararının, konusuz kalmadan dolayı karar verilmesine yer olmadığı kararına çevrilmesini talep etmediğinden, istinaf sebepleri ile sınırlı inceleme sonucunda, red kararı muhafaza edilerek; vekalet ücreti yönünden HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kararın düzeltilmesiyle yeniden esas hakkında aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacıların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kararın düzeltilmesiyle yeniden esas hakkında;
1-6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunun 17.maddesine 6719 sayılı kanunun 21.maddesiyle eklenen 10.fıkra hükmü ve 6719 sayılı kanunla 6446 sayılı kanuna eklenen geçici 20.madde hükmü dikkate alınarak davanın bu nedenle reddine,
2-Alınması gerekli 31,40-TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 1.707,75-TL’den mahsubu ile geriye kalan 1.676,35-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacılar lehine 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan 59,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/02/2019