Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2887 E. 2020/1960 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2887
KARAR NO : 2020/1960
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2017
NUMARASI : 2016/999 E – 2017/1417 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 22/12/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Taraflar arasında elektrik tedarik sözleşmesinin bulunduğunu, bu sözleşmenin md. 8 hükmünün “Teminat” olarak düzenlendiğini ve davalı firmanın elektrik enerjisi kullanan olarak, 21.000,87TL tutarında teminat vermesi gerekirken bu yükümlülüğüne aykırı davrandığını, buna ilişkin ihtarname gönderildiğini, teminatın verilmemesi üzerine sözleşmenin fesih edilerek, ilgili tutara ilişkin fatura keşide edildiğini, ancak davalının faturayı süresinde iade ettiğini, bunun üzerine ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine haksız şekilde itiraz ettiklerini, bu nedenle öncelikle itirazın iptaline ve %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın zamanaşımına uğradığını, sözleşmeye göre ”sözleşmeden kaynaklanan fesih hakları saklı kalmak kaydıyla, herhangi bir taraf iş bu sözleşme süresinin dolmasından en az 2 ay önceden sözleşmenin yenilenmeyeceğini diğer tarafa yazılı olarak bildirmediği takdirde sözleşme aynı şartlarla 1 yıl daha uzamış sayılır.” hükmü yer aldığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve davacının kötüniyetli olduğunu, kötüniyet tazminatına hükmedilmesi ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme tarafından; Davacının davalı hakkında haksız ve hukuka aykırı olarak icra takibi başlattığı ve açıkça hakkın kötüye kullanılması sabit ise de bu husus icra takibi başlatılmasında da davacının kötü niyetli olduğu anlamına gelmemektedir. Kişinin haklarını kullanırken, borçlarını yerine getirirken sözleşmeden kaynaklı yan edim yükümlülüğü niteliğindeki ifayı talep ederken haksız olması ve açıkça hakkın kötüye kullanılması kavramı ile kötü niyet kavramları farklı olup, davacının davalı hakkında kötü niyetli icra takibi başlattığı, dosyada mevcut delil ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında kanıtlanamadığı “davacının davasının reddine,” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca teminatın iadesi maddelerinin düzenlenmiş olduğu, teminatın yatırılmaması halinden bu durum için yaptırımlar düzenlendiği, davalı taraf teminat yükümlülüğünü yerine getirmediğinden sözleşmeyi ihlal ettiği bu nedenle müvekkil tarafından sözleşmede belirtilen ceza koşulu talep edildiği ve davalını sözleşmeyi feshettiği, sözleşmenin 12.1 ve 11.1 maddeleri uyarınca ceza koşuluna uygun fatura düzenlendiği, delil açısından imzası inkar edilmeyen sözleşmenin olduğu belirtilerek mahkeme kararı istinaf edilmiştir.HMK 355. Maddesi uyarınca taraflarca ileri sürülen istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonucu;Dava, taraflar arasında imzalanan elektrik satış sözleşmesinde yer alan teminat maddesine aykırı davranıldığı gerekçesi ile davacı elektrik şirketi tarafından düzenlenen 21.000,87 TL bedelli fatura ile başlatılan takibe itirazın iptali talebidir.Taraflar arasında 01.01.2012 tarihinde Elektrik Tedarik Sözleşmesi imzalanmış olup sözleşme imzalanmış olup davalı şirket tarafından 24.03.2016 tarihli ihtarname ile taraflar arasındaki sözleşmenin 30.06.2016 tarihi itibarıyla yenilenmeyeceği ihtarında bulunarak sözleşme feshedilmesi üzerine Tedarikçi şirkette sözleşmenin 8.maddesinde “abonenin 1 yıl içerisinde yapmış olduğu aylık en yüksek tüketimine karşılık gelen KDV dahil fatura değerinin iki katı kadar süresiz, şartsız ve kati bir banka mektubunu Tedarikçiye vermek zorundadır” maddesi uyarınca teminatın tedarikçi firmaya verildiği gerekçesi ile 21.000,87 TL bedelli ceza faturası düzenlenmiştir. Sözleşmenin 11.1 maddesinin “sözleşmeden kaynaklanan fesih hakları saklı kalmak kaydıyla herhangi bir taraf iş bu sözleşme süresinin dolmasından en az iki ay önceden sözleşmenin yenilenmeyeceğini diğer tarafa yazılı olarak bildirmediği takdirde sözleşme aynı şartlarla bir yıl daha uzamış sayılır.” hükmünü bulunmakta olup davalı kullanıcı şirket tarafından 24.03.2016 tarihinde fesih ihtarı gönderilerek iki ay önceden kuralına uyarak 30.06.2016 tarihi itibarıyla sözleşmenin yenilenmeyeceğinin usulüne uygun olarak bildirmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 12.1 maddesinde “abonenin iş bu sözleşmenin herhangi bir hükmünü ihlal etmesi veya ilgili mevzuat hükümlerine uymaması herhangi bir faturasını son ödeme tarihinden itibaren 5 iş günü içinde ödememiş olması madde 4.1 de belirtilen ön koşulları sözleşme tarihinden itibaren 10 iş günü geçmiş olmasına rağmen sağlamamış olması, uyarılara rağmen bu ihlallerden herhangi birisini 5 iş günü içinde düzeltmemesi halinde tedarikçi iş bu sözleşmeden doğan her türlü sair hakları saklı kalmak üzere iş bu sözleşmenin 11.1’de anılan cezai şartın ödenmesini talep hakkı ile iş bu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir.”Taraflar arasında yapılan sözleşmenin tarihi 01.01.2012 olup davalı kullanıcı şirket tarafından fesih ihtarnamesinin gönderilme tarihi olan 24.03.2016 tarihine kadar davacı tedarikçi şirket tarafından sözleşmenin 8. Maddesi uyarınca “teminat mektubu” istenmemiş, ancak fesih ihtarnamesi ile teminat mektubunun verilmediği gerekçesi ile sözleşmenin 8. Maddesine dayanarak ceza faturası düzenlenerek takibe geçilmesi mahkemenin de tespiti uyarınca TMK 2. maddesi ile bağdaşmadığından mahkemece verilen karar usulüne uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 reddine karara vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/12/2020