Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2871 E. 2020/1969 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2871
KARAR NO : 2020/1969
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/06/2018
NUMARASI : 2017/833 E – 2018/635 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 22/12/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete bağlı …. outlet mağazasının 28.06.2017 tarihli kasa nakdinin , müvekkilinin … Bankası … şube kodlu Bakırköy Kurumsal şubesi nezdindeki … no.lu hesabına yatırılacağına, sehven davalı-borçluya ait … Bankası 295 şube kod’lu Güneşli şubesindeki …. no.lu hesaba yatırıldığını, işlemin mağaza personeli tarafından ATM’den gerçekleştirildiğini, durum fark edilince … Bankası Bakırköy Kurumsal şubesi ile yazışma yapılarak paranın iadesi istenmişse de bankanın hesap sahibinin parayı iade etmek istemediğini belirterek iadesini sağlayamadığını, bunun üzerine hesap sahibi olarak davalı-borçlu şirket hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası ile icra takibi yapılmışsa da borçlu şirketin takibe itirazı ile takibin durduğunu, davalının takibe itirazının iptali takibin devamını, davalının %40’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile birleşen …San. ve Tic A.Ş.’nin hesabına … tarafından 26.06.2017 tarihinde 3.646,00 TL para yatırıldığını, İstanbul …. İcra Müdürlüğünden … E. sayılı ödeme emrinin tebliği akabinde müvekkili şirket tarafından ilgili banka hesabının kontrolü sağlanarak işbu husus fark edildiğini, söz konusu para yatırma işlemini gerçekleştiren kişinin … olduğu bilgisi bankadan temin edilen dekont ile öğrenildiğini, davaya konu takip dosyasının alacaklısının … A.Ş. olması ve söz konusu iadeyi talep hakkı olmaması ve daha sonra … tarafından müvekkiline herhangi bir sorumluluk izafe edilmesi durumunda müvekkilinin zarara uğrayabilecek olması sebebiyle icra takibine haklı olarak itiraz edildiğini, davacının söz konusu icra takibi ve huzurdaki dava bakımından aktif husumet – dava ehliyeti bulunmadığını, 26.06.2017 tarihinde müvekkili şirket hesaplarına sehven para yatırma işlemini gerçekleştiren … isimli şahıs olup davacı tarafından işbu paranın iadesinin talep edilmesi hukuken mümkün olmadığını, dava konusu işlem sebebiyle dava dışı …’in müvekkili şirketten dava hakkı bulunduğu, ayrıca …’in davacının çalışanı olduğu hususunun müvekkil şirket tarafından bilinemeyeceği gibi, bu kişi davacı şirketin çalışanı olsa dahi söz konusu parayı davacı şirket hesaplarına intikal ettirmek amacıyla hareket edip etmediğinin bilinmesinin de mümkün olmadığını savunarak, haksız davanın reddini istemiştir. Mahkemece,1-Davanın kabulüne, davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına 3.646,00 TL ye takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, % 20 oranındaki 729,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Kararı istinaf eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki hususları tekrar ederek,mahkeme tarafından söz konusu paranın davacıya aidiyeti konusunda nasıl kesin bir kanıya varıldığının gerekçeli kararda ifade edilmdiği, aktif husumet itirazları giderilmeksizin kendi içerisinde çelişkili bir gerekçeli karar ile davanın kabulü yönünde hüküm kurulduğu, aktif husumet ehliyeti bulunmayan davacının davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, 26.06.2017 tarihinde müvekkili şirket hesaplarına sehven para yatırma işlemini gerçekleştiren … isimli şahıs olup, davacı tarafından işbu paranın iadesinin talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığı , ödeme emrinde, söz konusu para yatırma işlemini gerçekleştiren dava dışı … ile icra takibinin alacaklısı şirketin birbirlerinden farklı hukuki kişilikler olmaları sebebiyle takibe itiraz edildiği,davacı tarafın aktif husumet ehliyeti bulunmaması sebebiyle huzurdaki davanın reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürmüştür…nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava,sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak yapılan takipte ,itirazın iptali talebine ilişkindir.Dosyadaki bilgi ve belgeler ille ,dekont örneğine göre 26.06.2017 tarihinde takip ve dava konusu 3.646,00TL’yi banka ATM’sinden davalı hesabına yatıran kişinin … olduğu tespit edilmiştir. İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu adına sehven gönderilen para bedeli olan 3.646,00 TL asıl alacak bedelinin tahsili amacıyla başlatının ilamsız icra takibinin, borca ve tüm ferilerine itiraz edilmesi i üzerine takibin durdurulmuştur..Buna göre, icra takibinin davacı şirket tarafından yapıldığı, dava konusu paranın göndericisinin ise dava dışı kişi olduğu anlaşılmaktadır. Davalı taraf bu sebeple icra takibine itiraz etmiştir.Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacı şirkete bağlı … outlet mağazasının 26.06.2017 tarihli kasa nakdinin 3.938,08 TL olduğu, dolayısı ile iddia edilen hatalı işlemin gerçekleştiği tarihte davacının … outlet mağaza kasasında hatalı işleme konu olan 3.646,00TL nakdin bulunduğu, söz konusu kasa hesabında önceki dönemlere ilişkin “Kasa Nakiti” açıklaması ile çekilen tutarların görülmekle dava konusu olayın önceki kasa hareketleri ile çelişik olmadığı, söz konusu tutarın kaydî olarak halen ilgili kasa hesabında görüldüğü, söz konusu tutarın herhangi bir düzeltme işlemi yapılmadığı, geçici bir hesaba alınmadığı bildirilmiştir.Mahkemece celp edilen kayıtlara göre , takip ve dava konusu 3.646,00TL’yi Banka ATM’sinden davalı hesabına yatıran …’in davacının çalışanı olduğu tespit edilmiştir. Ancak ,davalı vekilince ,bu kişinin davacının çalışanı olduğu hususunun müvekkili şirket tarafından bilinemeyeceği gibi, bu kişi davacı şirketin çalışanı olsa dahi söz konusu parayı davacı şirket hesaplarına intikal ettirmek amacıyla hareket edip etmediğinin bilinmesinin de mümkün olmadığını, bu kişinin kendilerinden bu parayı talep edebileceği hususları ileri sürülmüştür.Somut olayda, 26.06.2017 tarihinde davalı şirket hesabına yatan 3.646,00TL’nin davacıya ait olup olmadığı, davacının davalı hesabına sehven yatan parayı talep etme hakkının bulunup bulunmadığı ,yani davacının aktif husumet ehliyeti olup olmadığının değerlendirilmesi gereklidir.Mahkemece,davacının, takip ve dava konusu ettiği paranın aidiyeti konusunda mahkemece net bir kanaate ulaşılamadığı, davalı tarafın aktif husumete ilişkin itirazının bertaraf edilemediği gerekçede yazılmış iken, davanın kabulüne karar verilmiştir. Yine ,mahkemece faiz yönünden değerlendirme yapılırken de “davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda” şeklinde aynı belirsizlik gerekçeye aktarılmıştır.Yatırılan paranın ,davacı -takip yapan alacaklı şirkete mi, yoksa yatıran gerçek kişiye mi ait olduğu noktasında , mevcut delil durumuna göre ,davacının, yatırılan para ile ilgili olarak alacaklı sıfatının bulunduğunu ispatlayamadığı sonuç ve kanaatine varılmakla, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek, yeniden esas hakkında aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir. Davanın aktif husumet nedeniyle reddine,
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile kara HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında;1- Davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine,2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan peşin alınan 62,27 TL harçtan mahsubu ile bakiye 7,87 TL harcın davacıya iadesine,3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-Davalının masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısımların karar kesinleşince ilk derece mahkemesince iadesine,İstinaf incelemesiyle ilgili olarak;Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davalının istinaf aşamasında yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/12/2020