Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2869 E. 2020/1732 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/2869
KARAR NO: 2020/1732
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/07/2018
NUMARASI: 2015/412 E – 2018/606 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı arasında 01/05/2013 tarihli ve tarihsiz olmak üzere iki sözleşmeden ibaret Kâr Ortaklığı Protokolü düzenlendiğini, müvekkili şirketin Dilovası’nda kurulu tesisinin elde edeceği kâra davalının 500.000,00 TL nakit sermaye katkısı ile eşit olarak kârın paylaşılması amacı ile ortaklık kurulduğunu, davalıya sermaye katkısı karşılığında güvence olarak 01/05/2013 düzenleme tarihli vade tarihi yazılmamış olan teminat senedi verildiğini, davalının söz konusu senedi takibe koyduğunu, davacının işlettiği tesise el koyarak akabinde protokol gereği teminat senedi olan tarihsiz senede, 24/07/2013 tarihini vade olarak yazarak, senedin veriliş şekli ve amacına aykırı, sözleşmeye de aykırı olarak Gebze …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 500.000,00 TL senetle takip başlattığını, dava konusu olan bonoda vade tarihinin sonradan yazıldığı ve tahrifat olduğunu, bonoda yer alan yazıların aynı zamanda ve aynı kişiler tarafından yazılıp aynı dönemi içerip içermediği konusunda grafolojik incelemesi yapılmasını gerektiğini, protokol gereği davalıya verilen 500.000,00 TL bedelli 01/05/2013 düzenleme tarihi ile sonradan eklenen 24/07/2013 vade tarihini taşıyan bononun iptaline, bonoya bağlı olarak yapılan Gebze … İcra Müdürlüğünün … Esas nolu icra takip dosyasının ve takibin iptaline, ayrıca güvence olarak verilen bononun sözleşmelere aykırı olarak takibe konulması müvekkillerini zarara uğrattığından diğer talep ve tazminat hakları saklı kalmak kaydı üzere davalının kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Bilahare verdiği harçlandırdığı 11/05/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile; davacılar ile davalı arasında kira ve kâr ortaklığı yazılı sözleşmeler dışında hiçbir ilişki bulunmadığını, bu nedenle açılan bu davada sadece bono üzerindeki yazı değerlendirmesi ile bono iptali davası ve Gebze …İcra Müdürlüğünün … Sayılı dosyasının değil, tarafların borç alacak hesabının ve sonucunun belirlenmesine göre davalının alacaklı olup olmadığının tespiti ve davacının da borçlu olmadığının tespitinin talep edildiğini, ayrıca kâr ortaklığı protokolü ve bilanço hesabına göre müvekkilinin …’e borçlu olup olmadığının tespiti ve takibe konulan bono ile borçlu olup olmadığının tespitinin talep edildiğini, davalının … Şirketine gönderdiği ihtarname ile kendilerinin davacılardan 272.804,00 TL alacağının olduğunu belirttiğini, cevabi ihtarname ile müvekkili davacıların yan şirketi olan … şirketi tarafından gönderilen 451.900,00 TL ile ilgili mal alımı yaptığını bildirerek 451.900,00 TL’nin kendisi tarafından kullanıldığını belirttiğini, Gebze …Noterliğinin … Yevmiye nolu cevabi ihtarnamesi ile de arada yapılan iş ve işlemler sonrasında 272.804,00 TL alacağı kaldığını beyan ve kabul ettiğini, bu beyanlar gereğince taleplerinin haklılık kazandığını, müvekkilinin feshedilmeyen kâr ortaklığı ve diğer belgelere dayalı olarak verdiği 500.000,00 TL nakit karşılığında Gebze …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulan bir dosyası bulunmadığını, bu nedenlerle davalıya gönderilen 451.900,00 TL’den kendisinin müvekkiline verdiği 500.000,00 TL’yi ve yaptığı mal alımlarını hesaba katmakla 500.000,00 TL kâr ortaklığı ödemesini kalan kısmını 272.400,00 TL gösterdiğinden kâr ortaklığından doğan borcunda davacı yönünden tespitine, taraflar arasındaki alacak ve borç ilişkisinin tasfiyesi ile davanın kabulüne ve Gebze …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin iptali ve takibe konu bono karşılığında müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, teminatsız olarak dava sonuçlanıncaya kadar takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap vermeme suretiyle davayı inkar etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından, Gebze …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası getirtilmiş, Takip konusu bono ve kâr ortaklığı protokolleri incelenmiş, senet üzerindeki yazılarla ilgili grafolojik inceleme yapılmak üzere dosya ATK raporu alınmış, davacı şirket ile dava dışı … şirketinin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. İlk Derece Mahkemesi tarafından; ” davacılar tarafından davalıya olan 500.000,00 TL nakit sermaye borcuna mahsuben ödeme yapıldığı ve bu suretle takip konusu teminat bonosunun bedelsiz kaldığı yazılı delille ispat edilemediği ” gerekçesiyle davalının 500.000,00 TL nakit sermaye alacağına mahsuben ödeme kabul ettiği 76.374,30 TL üzerinden davanın kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine; İİK’nın 72/5.maddesi gereğince borcun 76.374,30 TL’sinin ödendiğini bildiği halde ödeme mahsup edilmeksizin alacağın tamamı için takibe geçen davalı alacaklının haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen 76.374,30 TL’nin %20’si oranında tazminatına mahkum edilmesine, teminat yatırılmadığı ve ihtiyati tedbir kararı verilmediği için reddedilen miktar için davalı alacaklı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına; Menfi tespit davalarında takibin iptali yönünde karar verilemeyeceğinden bu yöndeki talebin reddine; Takip konusu bono kambiyo vasfını taşıdığından bononun iptali talebinin reddine;Davada harç ihtilaf konusu bono bedeli üzerinden yatırılmış olup ıslah dilekçesinde talep edilen kâr ortaklığından doğan borcun davacı yönünden tespiti talebi için miktar belirterek ve harç yatırılarak açılmış bir dava bulunmadığından bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; başlatılan takibin usul ve yasaya uygun olduğunu, aksinin davacı tarafça ispat edilemediğini, menfi tespit davasının şartlarının oluşmadığını, takibe dayanak senedin soyut borç ikrarı içerdiğini, kıymetli evrak niteliğinde olduğunu, müvekkilinin alacağı karşılığında verildiğini, davacının talep ve dilekçelerinin açık olduğunu, borcun ödendiğinin de ileri sürülmediğini, takibe konu senedin teminat senedi olmadığını, dava dışı … şirketi tarafından yapılan ödemelerin senet borcuna karşılık olmadığını, şirketin kambiyo ilişkisinin tarafı olmadığını, davacının kendi ticari defterlerini de sunamadığını, adı geçen şirketle müvekkili arasındaki ilişkinin dava konusu olmadığını, davacı şirketin 3. Kişi şirketlerle birlikte yaptıkları yağ alım satımına ilişkin para transferlerine açıklamalarındaki “ürün bedeli” yazmasına rağmen senede ilişkin olduğunu iddia etmeden öte geçemediğini, senedin varlık ve geçerliliğine ilişkin hükme itirazlarının olmadığını, itirazlarının sözleşmenin sadece ön sayfasının incelenerek müvekkilinin alacağından düşürülen 76.374,30 TL’ye ilişkin olduğunu, belgenin senede bağlı olmayan alacak borç ilişkisi olması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacı tarafından sunulan belgenin arka tarafındaki … tarafından yazılan yazıya dikkat edilmediğini, mahkemece 07.07.2017 tarihli dilekçe ve eklerine dikkat edilmeden karar verildiğini, arka sayfada 24.07.2013 tarihli belgeni yeni yapılan 30.12.2013 tarihinde yenilerek imza altına alındığını, bu belgeye dikkat edilmediğini, belgede 24.07.2013 tarihli sözleşme-cari hesap sonrası son borç durumunun düzenlendiğini, bu sözleşme ile eskisinin geçersiz hale geldiğini, yeni sözleşme ile …’nin 1.452,15 TL alacaklı olduğunun yazılı olduğunu, bu kalan kısmın da müvekkili tarafından ödenmiş olduğunu, müvekkilinin senet bedelinden düşecek borcu kalmadığını ileri sürmüştür. Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; Gebze …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde davalı alacaklı tarafından davacı borçlular … ve … Ltd.Şti. aleyhine 500.000,00 TL bedelli bono ve işlemiş faizi ile komisyon bedeli toplamı olan 503.006,85 TL üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine geçildiği, takibe konu senette ise, keşidecinin …, lehtarın … olduğu, 500.000,00 TL bedelli, 01/05/2013 keşide tarihli, 24/07/2013 vade tarihli olarak düzenlendiği, bononun ön yüzüne … Ltd.Şti. kaşesi basılarak üstünün imzalandığı, böylece … Ltd.Şti.’nin avalist olduğu, ATK raporuna göre yazı yaşının tespitinin olanaklı olmadığının bildirildiği, 30.12.2013 tarihinde yenilerek imza altına alındığını, bu belgenin değerlendirildiği, ödemenin …’e yapıldığının belirtildiği görülmüştür. İstinaf sebepleriyle sınırlılı yapılan inceleme sonunda, davalı taraf davaya cevap vermemiş ve gerek yargılama aşamasında gerekse rapora karşı beyanlarında 30.12.2013 tarihli yenilemeye ilişkin beyanda bulunmamıştır. Dolayısıyla istinaf aşamasında yeni delil ve beyan ileri sürülemeyeceği kuralı dikkate alındığında ve dosya kapsamındaki senet ve ödemeler nazara alınarak yapılan değerlendirmede mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu görülmüştür. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 5.217,12 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.304,28 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.912,84 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/12/2020