Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/281 E. 2019/621 K. 12.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/281
KARAR NO : 2019/621
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2017
NUMARASI : 2016/894 E – 2017/763 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 12/04/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının .. Mah. … Sk.No… Dükkan No:… Esenler/İstanbul adresindeki mecuru 19.08.2016 kira başlangıç tarihli kira sözleşmesiyle kiraladığını, dava konusu taşınmazdaki iş yeri için elektirik abonesi olma talebinin davalı kurum tarafından önceki abonenin borçlarının ödenmediği gerekçesiyle reddedildiğini, davalı tarafın bu şekilde muaraza yarattığını ileri sürerek, davalı şirketin abonelik sözleşmesi yapmasına (muarazanın giderilmesine) karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yerdeki … sayılı tesisatın dava dışı …. adına kayıtlı olup, ödenmeyen elektrik borcunun bulunduğunu, davacının abonelik başvurusunda bulunmasına rağmen, davacının kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin bu aboneye tahakkuk eden kurum alacağından sonra olduğunu, devir yapılan kişiler yönünden kimlik bilgileri dikkate alındığında muvazaa araştırma yapılması yoluna gidildiğini, diğer taraftan davacının mahalde kurulu tesisatta tüketeceği elektrik için tedarikçi şirketlerden elektrik almasının mümkün bulunduğunu, müvekkili şirketin tekel yetkisi olmadığını, perakende satış şirketi olduğundan sözleşme yapmaya zorlanamayacağını beyanla, davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalının borcu olmayan davacı ile abonelik sözleşmesi yapma zorunluluğunun bulunması ve davalı kurumun, önceki abonenin borçlarının ödenmediği gerekçesiyle yeni abone olmak isteyen davacı ile sözleşme yapmaktan kaçınamayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne, davalı … AŞ nin davacı … ile Elektrik abone sözleşmesi yapmamak suretiyle çıkarttığı muarazanın giderilmesi ile davalı … AŞ nin … Mah., … Sok., No:…., Dükkan … Esenler/İSTANBUL adresinde bulunan davacıya ait işyeri için abonelik sözleşmesi yapılmasına karar verilmiştir.Sözkonusu kararı davalı vekili istinaf etmiş olup, muvazaa olgusunun yeterince araştırılıp açıklığa kavuşturulmadan hüküm tesis edildiği, mahkemeye ibraz edilen bilirkişi raporunda muvazaa olgusunun ihtimaller dahilinde olduğunun değerlendirildiği, daha önceki abonenin dava dışı şirketin işletme devrini yaptığı ….davacı arasında akrabalık ilişkisi bulunduğu, davacının daha önceki dilekçelerinde davacı yanın akrabası … abonelik verilmemesi nedeniyle davacı tarafından başvuruda bulunulduğunun beyan edildiği, önceki borçlardan kurtulmak amacıyla bu yöntemin izlendiği, tabela ve unvan dışında tüm demirbaşları aynı olarak faaliyetine devam eden işletmenin borçtan kurtulmaya yönelik muvazaalı işlem yaptığının sabit olduğu , gerekçeli karara esas alınan Yargıtay içtihatlarının dava konusu olaya emsal teşkil edecek nitelikte olmadığı , müvekkili şirketin piyasada yer alan perakende hizmet sunan birçok kurumdan sadece birisi olduğu beyanla ,kararın kaldırılması istenmiştir….nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; bilindiği üzere ,Yargıtay 3. H.D ve Hukuk Genel Kurulu’ nca benimsenen ilke gereği, kural olarak sonraki abonelik, önceki abonenin borcunun ödenmesine bağlı kılınamaz. Ancak, davalı, dava konusu abonelik üzerinden yararlandırılan elektrik hizmet bedelinin ödenmemiş olması nedeniyle alacağının bulunduğunu ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı bir işlem ( kira akti) yapıldığını, kendisinin zararlandırılmak istendiğini savunabilecektir. Muvazaa, mülga 818 sayılı BK’nun 18. maddesinde ve olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı yasanın 19. maddesinde düzenlenmiş olup, yasa metninde “ Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradelerinin esas alınacağı” belirtilmiştir. Buna göre; muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilecektirler. Ne var ki, dosyadaki bilgi, belge, ve kayıtlar davacı ile borçlu konumdaki önceki abonenin arasında fiili ve hukuki bağı ortaya koyacak yeterlilikte değildir.Bu sebeple muvazaa olgusunun davalı tarafça isbatlanamadığı kanaatiyle, bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Ancak, idareyi zorlayıcı biçimde karar tesis edilemeyeceğinden işlem yapmayan davalı şirketin davacı ile abonelik sözleşmesi yapmaya zorlanamayacağı dikkate alınarak, yalnızca dava konusu yere davalı tarafça yapılacak tahakkuka göre tüketim bedeli davalı tarafça karşılanmak şartı ile elektrik enerjisi verilmesi ile yetinilmesi gerekirken,davalıyı zorlayıcı şekilde abonelik tesisine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu sebeple istinaf konusu kararın ,bu yönden HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilmesi ve yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında;1-Davanın kısmen kabulüne, davalı … AŞ ‘nin davacı … ile elektrik abonelik sözleşmesi yapmamak suretiyle çıkarttığı MUARAZANIN GİDERİLMESİNE,Davacının ,davalı şirketçe abonelik sözleşmesi yapılmasına ilişkin talebinin REDDİNE ,2-Davacı tarafından dosyaya sunulan kira sözleşmesine göre, 1 yıllık kira bedeli olan 6.000,00 TL nin %25 oranında ( 1.500,00 TL) nakti teminat veya süresiz teminat mektubu ibraz edildiğinde, tedbiren davalı tarafından … Mah., … Sok. , No:…, Dükkan 1 Esenler/İSTANBUL adresinde bulunan davacıya ait işyerine elektrik verilmesine,3-Karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince hesaplanan 68,31 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 39,11 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,4-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.000,00 TL ( AAÜT. 13/2 maddesi gereği ) vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,5-Davacının yapmış olduğu toplam 723,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 6- Taraflarça yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 61,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/04/2019