Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2796 E. 2020/1725 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/2796
KARAR NO: 2020/1725
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/05/2018
NUMARASI: 2014/808 E – 2018/387 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yetkili olduğu … – … adlı firmanın faaliyette bulunduğu adreste, … tarafından 15/07/2014 tarihinde yapılan denetim ile kaçak elektrik kullanıldığının tespiti yapıldığını, tespitten sonra müvekkiline 37.383,80 TL ‘lik fahiş bir kaçak elektrik cezası kesildiğini, şu ana kadar taksitlendirme ile (25/07/2014 tarihinde 7.499,31 TL ve 25/08/2014 tarihinde 3.076,04 TL olarak) ödemede bulunulduğunu, ödemelere devam edildiğini, kesilen cezanın ceza hukukuna aykırı olması nedeniyle itiraz edildiğini, itirazın kabul edilmediğini, müvekkilinin tutanak tutulan adresten 2014 Mayıs ayı başında taşındığını, aynı yerin bir üst katında iken altı kata taşınmak zorunda kaldığını, üst ve alt katın malikinin üst katı satınca müvekkilinin geçici olarak alt kata taşındığını, bu nedenle kira sözleşmesi yapmadığını, bu duruma uygun bir abonelik sözleşmesi yapılması için … şirketine gidildiğini, ancak davalı şirket tarafından kira sözleşmesi getirilmesi halinde abonelik sözleşmesinin yapılabileceğinin söylendiğini, abonelik işlemini kesinkes yazılı kira akdi getirme şansına bağlamanın hukuka aykırı olduğunu, müvekkilin kaçak elektrik kastı bulunmadığını, davalı kendi kusuru ile abonelik işlemlerini yapmadığını, sayaç vermeyenin de davalının kendisi olduğunu, Mayıs 2014 ayından önce faaliyette bulunulan üst kata gelen aylık elektrik tüketimi ortalama 800.-1000.- TL arasında olduğunu, fatura örneklerinin (1.000,40 TL ve 934,20 TL) görüldüğünü, kabul anlamına gelmemek kaydıyla en fazla 2,5 aylık kullanım için verilecek cezanın 2.500.- TL ve 3.000,- TL civarı olabileceğini, beyan ederek, kesilen fahiş cezadan sorumlu olunmadıklarının tespitini ve ödenen bedellerin iadesini, ödenmeyen taksitler için İhtiyati Tedbir kararı verilmesini istenmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket kayıtlarında yapılan incelemede, davacı adresinde 15/07/2014 tarihinde yapılan kontrolde, davacının hem kuruma kayıtlı olmayan sayaçtan tüketim yaptığını, hem de akım trafosu bağlantı uçlarının yanlış bağlanmış olması nedeniyle mevcut kayıtlı olmayan sayacın kayıt yapmadığı tespit edilerek … seri numaralı tutanak düzenlendiği, tutanağın davacı dilekçesi ekinde sunulduğunu, bu tutanak üzerine yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili maddeleri uyarınca tahakkuk yapıldığını, tahakkuklarda hata olmayıp davacının tahakkuk eden bedelleri mevzuat uyarınca ödemesi gerektiğini, hesaplamaların, son düzenlemeler çerçevesinde 08/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren, 28994 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre yapıldığı ve mevzuata uygun olduğunu, anılan yönetmeliğin kaçak elektrik kullanımına ilişkin 26. Maddesine göre “Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da yapı bina giriş noktasından sayaca kadar olan tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi” kaçak elektrik tüketimi olarak kabul edilir, hükmü bulunduğunu, kaçak elektrik kullanım bedeline yapılan itirazın ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldıramayacağını, davacının mülk sahibi ile yaşadığı sorunlar, kaydı olmayan sayaçtan elektrik tüketmesinin bahanesi olamayacağını, bu nedenle açık yönetmelik gereği, tahakkuk eden bedelleri ödemekle mükellef olduğunu, davacı tarafın yeni adresinde elektrik tüketimi yapabilmesi için, kira sözleşmesi ibraz ederek abonelik talep etmesinin mevzuat gereği olduğunu davacının bunu yapmayıp alt kata geçtiğinde sayaca müdahale edip alt kattaki tüketimleri kaydetmesi için bu sayaca bağlantı yapmasının da mevzuata aykırı olduğunu, davacının bunu yaparken bağlantıları yanlış yaptığından sayacın tüketimleri kaydetmediğini, kaydedilmeyen bu tüketimler için de tahakkuk yapıldığını, davacının ödemelerini yaparken ihtirazı kayıt öne sürmeden ödediğini, serbest irade ile ve ihtirazı kayıt konulmadan ödenen bedelin geri istenmeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından ” Abonesiz kullanım hususu ayrık olmak üzere ters bağlantı yapılan bir sayaçtan eleketrik geçirilmiş olması yönetmeliğe ve yasal düzenlemeye göre kaçak elektrik kullanımı manasına geldiği ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle;mahkemenin gerekçelerinin, haksız ve hukuka aykırılık taşıdığını, ön inceleme kapsamında davalı tarafça iddia edilen “ters bağlantı hususunun” zapta geçmediğini, yargılama aşamasında aldırılan bilirkişi raporları ile …’ın kira kontratı aramaksızın abonelik tesis etmek zorunda olacağı yönünde görüşler bildirildiğini, mahkemenin, ön incelemede tespit ettiği uyuşmazlık konularını aşarak davanın sonuna doğru, “ters bağlantı yapıldığı” şeklindeki davalının iddiasını doğrulayan herhangi bir delil bulunmamasına rağmen kabul ettiğini, en son aldırılan 29.01.2018 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda; “…’ın yönetmeliğe aykırı olarak davacının elektrik aboneliğini gerçekleştirmemesi sebebiyle davacının elektrik kullanımı heyetimiz tarafından kaçak elektrik kullanımı olarak değerlendirilmediği için kaçak elektrik tespit tutanağı yok hükmünde kabul edilmiş ve tutanakta belirtilen ters bağlantı ile ilgili yorum yapılmamıştır” görüşüne yer verildiğini, mahkeme hakiminin elektrik sektöründe uzmanlığı bulunmadığından bu yöndeki kanaatin yasal delillere dayandırılmadığı için hukuka aykırı olduğunu, takdir hakkının yasal delillere dayandırılmadığını, mahkemece, bu teknik durum karşısında, kanaatini delillendirmek adına, başkaca bir heyetten rapor aldırma yoluna gitmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Uyuşmazlık, kaçak elektrik kullanımına dayalı menfi tespit ve ödenen bedellerin iadesi talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; davalı tarafından davacının adresinde 15/07/2014 tarihinde yapılan kontrolde, davacının kuruma kayıtlı olmayan sayaçtan tüketim yaptığı ve akım trafosu bağlantı uçlarının yanlış bağlanmış olması nedeniyle mevcut kayıtlı olmayan sayacın kayıt yapmadığı tespit edilerek … seri numaralı tutanak düzenlendiği, tutanağa istinaden de tahakkuk yapıldığı, alınan ilk bilirkişi kök ve ek raporlarında davalının ters bağlantı yapmak suretiyle kaçak elektrik kullandığının sabit olmasına göre hesaplama yapıldığı, bilirkişi heyet raporunda ise, davalı şirketin abonelik talebini kabul etmemesi nedeniyle doğru çalışan sayaçla elektrik kullanımının kaçak kullanım olmadığından bahisle hesaplama yapıldığı görülmektedir. Buna göre yapılan değerlendirmede; davacının ters bağlantı ile kayıt yapmayı engelleyip elektrik kullandığına ve bu kullanımın da kaydedilmediğinin anlaşıldığı, sunulan ilk bilirkişi raporunda kaçak kullanıma ilişkin miktar yönünden değerlendirme yapıldığı, heyet raporunda ise kaçak kullanımın oluşmadığı kabul edilerek hesaplama yapılmamış olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece ters bağlantı nedeniyle sayacın kayıt yapmadığı kabul edilmekle birlikte kaçak tahakkuku yönünden inceleme yapılmadan davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Bu nedenle, davacının istinaf talebinin kabulüyle HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılarak, ters bağlantı iddiası hiç araştırılmadığından önceki bilirkişiler haricinde seçilecek üç kişiden oluşan bilirkişi heyetinden kira sözleşmesi sunulmasının yönetmelik gereği istenip istenemeyeceğinin yanı sıra tutanağa göre hesaplama yapılarak davacı ve davalı iddialarının karşılar rapor alınmasına ve sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca karar kaldırılıp yeniden yargılama yapılmasını temin için dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ GÖNDERİLMESİNE, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/12/2020