Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2782 E. 2018/1688 K. 27.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2782
KARAR NO : 2018/1688
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/03/2018
NUMARASI : 2015/179 E – 2018/309 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/11/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında elektrik abone sözleşmesinin bulunduğunu, davalı şirket tarafından davacıya kesilen faturalarda kayıp kaçak sayaç okuma bedeli, (PSH) perakende satış hizmeti, dağıtım bedeli, iletim bedellerinin haksız ve hukuka aykırı olarak alındığını beyanla bu bedellerden şimdilik 5.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davacının TRT payına ilişkin açtığı alacak davasının reddine, davacının diğer talepleri yönünden dava konusuz kalması nedeniyle esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.Mahkemenin kararına karşı davalılar vekilleri tarafından konusuz kalmaya dair hüküm ile ilgili istinaf yoluna başvurulmuştur.Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde, davanın tümden reddi ile davacının davada haklı olmadığı gözetilerek davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, konusuz kalmaya ilişkin karar kaldırılarak davanın reddi ile davalı lehine vekalet ücreti ile yargılama giderine karar verilmesi gerekirken, aksine davacı lehine masraf ve yargılama giderine hükmedildiğinden bahisle kararın kaldırılmasını istemiştir. İstinaf sebepleriyle sınırlı olarak ilk derece mahkeme kararının incelemesiyle; 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır,” hükmünü içermektedir. Hal böyle olunca, dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişiklikleri, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalarda) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. geçici 19. ile 20. maddeleri, iptal edilmedikleri veya yürürlükten kaldırılmadıkları sürece uygulanacaktır. O halde, davalı dağıtıcı şirket, mevcut yasal düzenleme ile dava konusu bedellerin tahsilini talep edebilecektir.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin benzer davalarda, eldeki davalara yönelik, yürürlüğe giren bu yasa nedeniyle davanın konusunun kalmadığına dair karar verilmesi gerektiği yolundaki emsal 2017/13140 E – 2017/16544 K sayılı ve 2017/13142 E – 2017/16545 K sayılı kararlarındaki gibi davanın TRT payı dışındaki alacaklarla ilgili konusunun kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve hukuka uygun bulunmuştur.Ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir. Somut davada; dava açıldığı tarihte davacının, mevzuat ve Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin muhtelif emsal kararları uyarınca dava açmakta haklı olduğu, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davacı lehine masraf ve vekalet ücreti taktir edilmesine ilişkin karar usul ve yasaya uygun olmakla, davalılar lehine masraf ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden davalıların istinaf talebi yerinde görülmemiştir.Buna göre davalılar … ve …. istinaf başvurularının ayrı ayrı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalılar … ve …. istinaf başvurularının ayrı ayrı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine,Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına ve istinaf eden taraflar üzerinde bırakılmasına,İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasınaİstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/11/2018