Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2778
KARAR NO : 2019/89
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2017
NUMARASI : 2016/254 E – 2017/1056 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 01/02/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı olarak dilekçesinde gösterdiği şirketlerce düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 1.000,00’er TL’nin avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece ,dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen diğer şirketler hakkındaki dava tefrik edilmekle ,iş bu dosyada davalı şirket hakkında yargılamaye devam edilmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, 6446 sayılı EPDK’nın verdiği yetki ile bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararlarının ve belirlediği tarifelerin tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin talep edilemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giden 6719 Sayılı Yasa’nın getirdiği düzenleme sebebyile davanın reddine karar verilmiştir.Söz konusu kararı davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili istinaf etmiştir.Davacı tarafça istinaf sebepleri olarak, dava açmakta haklı olmaları sebebiyle, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesinin usul ve hukuka aykırı olduğu, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği istinaf sebepleri olarak ileri sürülmüş, kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı vekilince katılma yoluyla verilen dilekçede istinaf sebepleri olarak, dava konusu bedellerin 6719 Sayılı Yasanın yürürlüğünden önceki mevzuata göre de alınması gerekli bedeller olduğu, söz konusu yasanın bu duruma sadece açıklık getirdiği , davacının dava başında da haklı olmadığı, davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu,ancak davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmolunması gerektiği ileri sürülerek ,bu sebeple kararın kaldırılması istenmiştir.Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.Davacı red kararını konusuz kalmadan dolayı karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiğinden dolayı istinaf etmemiş sadece davanın kabulü gerektiğinden bahisle istinafa getirmiştir. O halde, istinaf sebepleriyle sınırlı inceleme yapılacaktır. Yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen;Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Davacı mevzuat değişikliği sonrası haksız çıkmış olsa da, dava tarihi itibariyle, uygulamanın haksız olduğu iddiası ile açmış olduğu bu davasında, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, mahkemece, yasa değişikliği nedeniyle,konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken red kararı verilmesi yasaya uygun değilse de;bu husus davacı tarafça istinaf konusu yapılmadığından, inceleme dışı tutulmuştur. Nitekim, Dairemizce verilen 2017/24 esas sayılı ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesinin 2017-382 E.sayılı bu konudaki istinafla sınırlı yaptığı inceleme sonucu, red kararını muhafaza ederek verdiği karar Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2017/12005 esas ve 2017/13884 E.sayılı kararı ile onanmıştır.Ancak,yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir. O halde , dava tarihindeki haklılık durumu sebebiyle davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi usul ve hukuka aykırı olduğundan, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile, karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereği düzeltilerek, bu konuda yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, yeniden esas hakkında (red kararı muhafaza edilerek) davacı lehine karar tarihindeki AAÜT uyarınca maktu vekalet ücreti takdiri ile davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmiştir.Davalı tarafın katılma yolu ile istinaf talebinin incelenmesiyle ,yukarıda da açıklandığı üzere ,davacı mevzuat değişikliği sonrası haksız çıkmış olsa da, dava tarihi itibariyle, uygulamanın haksız olduğu iddiası ile açmış olduğu bu davasında, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden ,davacının başlangıçtaki haklılık durumu gözetilerek yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulması mümkün olmadığından, davalı tarafın istinaf talebinin ise HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;A-Davalının katılma yolu ile istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,B-Davacının istinaf talebinin ,istinaf sebepleriyle sınırlı incelenmesi sonucu kabulü ile , HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca,istinaf konusu karar vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden düzeltilerek ,yeniden esas hakkında;1-Davanın reddine,2-Alınması gerekli 31,40-TL karar ilam harcı ve 31,40-TL peşin harç toplamı 62,80-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,3-Davacı yararına karar tarihindeki AAÜT uyarınca 2.180 TL maktu vekalet ücretinin ve davacının yaptığı toplam 271,70 TL yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kalan gider avansı varsa kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 34,30- TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,Artan gider avansları varsa kararın kesinleşmesinden sonra yatıran taraflara iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/02/2019