Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2722
KARAR NO : 2020/1803
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/03/2018
NUMARASI : 2016/1140 E – 2018/161 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 08/12/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili adına kayıtlı bulunan … abone numaralı sayaç üzerinde 03/02/2015 tarihinde … ve … sicil numaralı … görevlileri tarafından kontrol yapıldığını, yapılan kontrolde ” abonenin giriş kofrasından sayaç haricinde hat çekerek kontaktör vasıtası ile kumanda ederek kaçak elektrik kullandığı ” yönünde tespitte bulunulduğunu, ancak bu tespitin gerçeği yansıtmadığını, tespit tutanağında ticarethane olarak gösterilen yer ile müvekkilinin bir ilgisinin olmadığını, tutanağa konu olan iş yerinin olduğu binada bir çok evin sayacının bozuk olduğunu, bu durumun sayaç okuma memurları tarafından da bilindiğini, müvekkil şirket tarafından el konulan kontaktörün aktif olmadığını, bu nedenle kaçak elektrik kullanmış sayılamayacağını, ihtiyati tedbir talepli olarak kaçak elektrik kullanmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … numaralı tesisata ait mahalde 03/02/2015 tarihinde müvekkili şirket çalışanları tarafından kontrol yapıldığını, giriş kofrasından sayaç haricinde hat çekerek kontaktör vasıtasıyla kumanda ederek kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiğini, … adına …. seri numaralı zabıt varakası tanzim edildiğini, davanın usul (yetki) ve esas yönünden reddini talep etmiştir. Mahkemece,yargılamada alınan bilirkişi raporu doğrultusunda , dava konusu olan borca ilişkin elektrik sayacında davacı tarafından elektriğin ölçümünün doğru yapılmasını engelleyecek müdahaleler yapıldığı, davacının dava dilekçesinde borçlu olmadığını belirttiği miktar kadar borcunun olduğu gerekçesiyle ,davanın reddine karar verilmiştir.Kararı istinaf eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;tespit tutanağında ticarethane olarak gösterilen yer ile müvekkilinin hiçbir bağlantısı bulunmamadığı,tutanağı imza eden …’ın ise elektrik aboneliği bulunmadığı,bu hal ile tutulan tutanğın hukuka uygun olmadığı,mahkemenin gerekçeli kararında sadece bilirkişi raporunu esas almış olup, söz konusu bilirkişi raporu hazırlanmadan önce elektrik aboneliğinin bulunduğu adreste keşif yapılması ve yapılan tespitler neticesinde bilirkişi raporu hazırlanması gerekirken, keşif masrafları yatırılmış olmasına rağmen keşfe çıkılmadığı ve bunun neticesinde hatalı bir bilirkişi raporu ortaya çıktığı, bu husustaki itiraz ve talep reddedilmiş olup, hatalı bilirkişi raporu neticesinde karar verildiği, kaçak kullanım olarak tespit altına alınan kontaktör hattının aktif olmadığı ,bu durumda aktif olmayan bir hat üzerinde kaçak bir kullanımın olmasının da mümkün olmadığı, yapılan tespit sonucu … görevlileri tarafından haksız olarak yapılan işlem sonucu usule aykırı olarak kontaktöre el konulduğunu, Yargıtay Kararlarının da desteklediği üzere “tespit tarihi öncesi ve sonrası tüketim miktarlarının karşılaştırılması suretiyle tüketimde düşme olup olmadığı saptanmalı” iken bu türlü hiçbir faaliyet olmaksızın kontaktöre el konulduğu ” ileri sürülmüş, elektriğin kesilmemesi yönünden teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenmiştir….nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ,davacının harici hat çekerek ,kaçak elektrik kullandığı tesbit edilmiştir.Kaçak hattın dahil edilmesinden sonra tüketimi öncesine göre 10 kat arttığı tesbit edilmiştir.Dava konusu yerin abonesinin davacı olduğu,mevcut belgelerden anlaşılmaktadırı.Aksi yöndeki soyut davacı beyanlarına itibar edilmesini gerektiren bir delil bulunmamaktadır. Mahkemece ,yargılamada alınan bilirkişi heyeti raporunda ” aboneliğin 27/12/2002 tarihinden beri devam ettiğini, 09/02/2014 tarihinden tespitin yapıldığı 03/02/2015 tarihine kadar … marka sayacı kullandığını 03/02/2015 tarihinden sonra kaçak olarak tespit edilen hattın ölçüm sistemine dahil edilmesiyle tüketimin 10 kat arttığını, davacının EDPK Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26. Maddesi 1-b bendini ihlal ettiğini, bu ihlali nedeniyle sorumlu olduğunu, giriş kofrasından sayaç haricinde hat çekilerek elektrik kullanımının tam ve doğru ölçülmesini engellediğini, yapılan hesaplamalara göre KDV dahil toplam 62.843,50 TL borcunun bulunduğunu belirtmişlerdir. Bilirkişi raporu ,tesbit tutanağı tarihinde yürürlükte bulunan yönetmeliğe uygun hesaplama içermektedir.Mahkemece raporun hükme esas alınmasında da hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu sebeplerle davacı tarafın istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden , istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiş, dosya kapsamına göre HMK 389. maddede düzenlendiği şekilde ihtiyati tedbir verilmesini gerektiren sebeplerin bulunmadığı anlaşılmakla ,ihtiyati tedbir talebi de yerinde görülmemiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Davacı taarfın yerinde görülmeyen ihtiyati tedbir talebinin reddine,Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-amaddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/12/2020