Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2719 E. 2020/1099 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/2719
KARAR NO: 2020/1099
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/09/2018
NUMARASI: 2013/147 E – 2018/882 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait … adlı işletmenin 2634 sayılı turizmi teşvik kanunu kapsamında Turizm işletme belgesine sahip olduğunu . işletmenin elektrik tüketimi yönünden … numaralı abone olarak davalı şirketten 04/2013 tarihine kadar elektrik aldığını 2634 sayılı turizmi teşvik kanunu 16 mad gereğince turizm belgeli yatırım ve işletmelerin elektrik ücretlerini o bölgelerde sanayi meskenlerine uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden ödeyeceklerini hüküm altına alındığını, 06/2003 -16/07/2009 döneminde müvekkilinin ödediği elektrik faturalarını davalı şirketin 2634 sayılı yasa kapsamında sanayi tarifesi yerine ticarethane tarifesi uygulayarak fazla ücret tahsil ettiğini belirterek fazlayı ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00 TL alacağın faturaların ödeme tarihlerinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle müvekkilinİN husumet ehliyetinin bulunmadığını bu nedenle husumetin hazineye ve …a yöneltilmesi gerektiğini, dava dosyasında idari yargının görevli olduğunu, davanın Hazine müsteşarlığına ihbarını istediklerini, esas yönünden ise Bakanlar kurulunun 2002/4100 sayılı kararı ile turizm belgeli abonelere indirimli tarife uygulanması kararlaştırıldığını, ancak 233 sayılı kanun hükmünde kararname kapsamından müvekkili şirketin 02/04/2004 tarihinden itibaren çıkarıldığını, bu nedenle davacı hakkında yapılan uygulamanın doğru olduğunu, davacının ticarethane abone grubu kapsamında bulunduğunu , kaldı ki 2614 sayılı yasanın 16 mad göre turizm belgeler yatırım ve işletmelere indirimli tarife uygulamasının 28/07/2005 tarihinden itibaren tümüyle kaldırıldığını, davacının öncelikle yaptığı ödemeleri ispatlar yükümlülüğü olduğunu, bu ödemelerin ihtirazı kayıtla yapılmaması halinde geri istenemeyeceğini, davacının belgesini geçerlilik süresi ve koşularının araştırılması gerektiğini talep ve davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılamada; Davacının yargı yolu – görev itirazı ile husumet itirazının davacının alacağı sebepsiz zenginleşmeye dayandığından ve sebepsiz zenginleşme hükümleri borçlar kanunda düzenlendiğinden 04/03/2014 tarihli celsede reddedilmiş, zamanaşımı itirazına yönelik ise “En son tahakkuk ettirilen faturanın son ödeme tarihi 24/10/2007’dir. Mahkememiz dosyasındaki dava tarihi 30/05/2013 olup dava zamanaşımı süresi dolduktan sonra açılmıştır. 24/10/2012 tarihinde 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur.” gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; davanın sebepsiz zenginleşme nedeni ile alacak istemine ilişkin olduğunu, Borçlar Kanunu hükümlerine göre genel zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu, BK’nın 146. Maddesinin “Bu kanunda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde, her dava on senelik zamanaşımına tabidir” hükmünü içerdiğini, BK’nın 146’da öngörülen zamanaşımı süresi genel bir süre olup, maddede de ifade edildiği üzere aksine bir hüküm bulunmadığı hallerde bütün alacaklar için geçerli olduğunu, dava konusu taahhuk ettirilen fazlaya ilişkin elektrik ücretlerinin son ödeme tarihinin 15.10.2007, dava tarihi ise 30.05.2013 olduğunu, BK 146. maddesi genel zamanaşımı hükümlerine göre dava zamanaşımı süresi dolmadığını, emsal olarak dilekçe ekinde sundukları 15 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/470 E sayılı kararının aynı dava konusu hakkında verildiğini, aynı mahkemenin aynı dava konusunda farklı kararlar vermesi zaten başlı balına karar düzeltme sebebi olacağını, 2014/470 E. sayılı görülen ve karara bağlanan davada taraflar arasında mevcut abonelik sözleşmesi olduğundan İSTİRDAT alacağının genel zamanaşımına 10 yıla tabi olduğu belirtilerek dava kabul edildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava; Turizm Teşvik Belgesine sahip işletmenin, 06/2003 -16/07/2009 arasında kullandığı elektriğin bedelinin 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nun 16. maddesine aykırı şekilde ticarethane tarifesi üzerinden ücretlendirilerek davacı aboneden fazla para tahsil edildiği gerekçesiyle açılmış istirdat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve alacağın miktarı noktasında bulunmaktadır. TBK.’nın 146.maddesinde (818 sayılı BK md. 125) ” Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, dava konusu alacak, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle ve yasada özel olarak başka bir süre öngörülmediğinden, genel zamanaşımı süresinin düzenlendiği TBK’nun 146. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. O halde; davalının zamanaşımı itirazının reddiyle yargılama sonucunda oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla; davacının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi .08/10/2020