Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2684 E. 2019/64 K. 22.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2684
KARAR NO : 2019/64
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/338 E
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/01/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline 390.000,00 TL bedelle satışı yapılan 11/03/2015 tarih ve 000053 Sözleşme numaralı …Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine konu … ile, … İlçesi, … Mevkiinde bulunan taşınmaz üzerinde inşa edilecek… AVM, … Kat, net 60m2 Bay-Bayan tuhafiye dükkanın tapusu ile birlikte yasal ve sözleşmesel edimlerini, yükümlülüklerini ve sorumluluklarını yerine getirmemeleri ile 01/01/2016 tarihine kadar yapılıp teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin haklı nedenlerle feshedilmesi ile dükkan için yapılan 217.515,01 TL ödeme nedeniyle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, icra inkar tazminatına hükmedilmesine; buna ilaveten terditli olarak sözleşmelerin geçersizliğinin tespitine, cayma hakkı doğduğuna, geçmişe etkili olarak feshedilmesinin tespitine, alınan bonoların iptali ve iadesine, müspet ve menfi zararlarının tespitiyle davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini ve davalıların sözleşmelere konu taşınmazları başkalarına devrettikleri bilgisine ulaştıklarını ve gecikme sebebiyle tahsilat kabiliyetinin önemli ölçüde zorlaşacağı ve böyle bir durumun çük büyük sakınca ve ciddi bir zarar doğrucağı endişesi bulunduğunu, 2004 sayılı İİK 257 vd. hükümlerinde düzenlenen ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkin yasal şartların gerçekleştiğini beyan ederek davalıların mal varlıklarına teminatsız olarak ayrı ayrı ihtiyati haciz konulmasına, yine aynı nedenlerle HMK 389 vd. hükümlerine göre icra takibine ve davaya konu alacaklarının teminat altına alınabilmesi ile devir ve temliklerinin ödenlenmesi için davalıların mal varlıklarına teminatsız olarak ayrı ayrı ihtiyati tedbir konulmasına ve herhangi bir yasal işleme muhatap olmaması için davalıların ellerinde bulunan bonoların kullanılmasının ihtiyati tedbiren yasaklanmasına ve varsa davacı müvekili hakkında yapılan icra takiplerinin İhtiyati Tedbiren durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosya ile alacaklılar vekili tarafından … Ltd., … A.Ş., … A.Ş. ve diğer müvekkilleri …, … ve … borçlu gösterilmek üzere ilamsız takip youlna gidildiğini, takibe dayanak gösterilen ve iddia edilen sözleşmenin alacaklı davacı ile borçlu davalı … Ltd. arasında imzalandığının ortada olduğunu, bu nedenle diğer müvekkili … A.Ş., … A.Ş., …, … ve … adına husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini, sözleşmelerin kurulmasından ön dört gün içinde cayma hakkı kullanılmadığından davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince 04.05.2018 tarihli kararla; ihtiyati haciz şartları oluştuğu yönünde bu aşamada kanaat edinilemediğinden İhtiyati Haciz talebinin reddine, davalıların mal varlıkları doğrudan bu davanın konusu olmadığından bu husustaki ihtiyati tedbir talebinin reddine, bonolarla ilgili bir açıklık olmadığından soyut ifadelerle talep edilen infazı mümkün olmayan içerikli tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf başvurusunda önceki iddialarının tekrarla birlikte özet olarak; davalıların sözleşmesel edimlerini sürekli oyalama yoluna gitmek ve suç teşkil edici davranış içerisinde bulunmak gibi iyi niyet ve dürüstlük kurallarına, ticari ahlak ilkelerine ve müşteri memnuniyet prensiplerine açıkça aykırı davranışlar göstererek, hiç birisini yerine getirmediklerini, davalıların malvarlıklarını kaçırdıkları, aktiflerini azalttıkları, pasiflerini / borçlarını arttırdıkları, sözleşmelere konu taşınmazları başkalarına devrettikleri, haklarında bir çok sayıda icra takipleri, davalar, şikayetler ve malvarlıklarında hacizlerin bulunduğu ve gecikilmesi halinde, dava konu hak ve alacaklarını tahsil edememeleri ve böyle bir durumun çok büyük sakınca ve ciddi bir zarar doğuracağından 2004 sayılı İİK.m.257 vd hükümlerine düzenlenen ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkin yasal şartların gerçekleştiğini ileri sürerek ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir ve bonolarla ilgili taleplerinin kabul edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Uyuşmazlık; Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine konu dükkanın sözleşme gereği süresinde teslim edilmemesi nedeniyle ödenen 217.515,01 TL’nin değişen oranlardaki faiziyle beraber tahsili talepli başlatılan takibe vaki itirazın iptali, sözleşmelerin geçersizliği, feshi ve uğranılan zararların tahsili, verilen bonoların iptali talepli açılan davada talep edilen ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir verilmesi halinde ise bonolarla ilgili icra takibine girişilmemesi için ihtiyati tedbir talebine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389 ve devamı maddelerine göre “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” bu düzenlemeye göre davalıların dava konusu olmayan mal varlıkları üzerine ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.İİK. 257. maddesi uyarınca ”rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun evinde veya 3. şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” görüldüğü üzere ihtiyati haciz kararı verilebilmesinin birinci koşulu bir ”para borcunun” varlığıdır.Somut olayda, davacının davalılardan … San. Tic.Ltd.Şti arasında gayrimenkul (dükkan) satış vaadi sözleşmesi imzalandığı, okunaklı olmamakla beraber ödeme makbuzları ve sözleşme suretlerinin dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulduğu, davalıların yapılan ödeme miktarına ilişkin itiraz ileri sürmedikleri anlaşılmış ise de taraflar arasında yapılan satış vaadi sözleşmesinin feshedilmediği, bu konudaki talebin de aynı dava dilekçesinde talep edildiği, bu hususun yargılama sonunda belli olacağı görülmüştür. Sözleşmenin feshi henüz gerçekleşmediği, alacağın varlığına delil olacak başka bir delil sunulmadığı ve yaklaşık ispat koşulunun varlığına da kanaat oluşturacak bir durum bulunmadığından, davada İİK 257. madde gereği ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı kanatine varılmıştır.Mahkemenin ihtiyati haciz talebinin reddi kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu nedenle davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/01/2019