Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2622 E. 2018/1498 K. 06.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2622
KARAR NO : 2018/1498
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2018
NUMARASI : 2016/689 E- 2018/63K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 06/11/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 5.000,00 TL’nin ödemenin yapıldığı tarihten itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, 6446 sayılı EPDK’nın verdiği yetki ile bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararlarının ve belirlediği tarifelerin tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin talep edilemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle dava konusuz kaldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Söz konusu kararı davacı ve davalı taraf istinaf etmiştir. Davacı tarafça istinaf sebepleri olarak,davada uygulanan 6719 sayılı kanunun Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülerek, kararın bu yönden kaldırılması istenmiştir.
Davalı vekilince, 6719 sayılı Kanun’un geçmişe etkili hükümlerle yürürlüğe girdiği,bu sebeple red kararı verilmesi ve davalı lehine vekalet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir. Dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra açılmıştır.Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Benzer davalara ilişkin Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığı 2016/18404 E.2016/12784 K.sayılı ilamında “Davacı vakıf üniversitesi; kazanç amacı olmamak şartı ile mali ve idari konular dışında akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabi olarak Yükseköğretim Kurulunun görüş ve önerisi üzerine kanunla, tüzelkişiliği haiz olmak üzere kurulmakta olup; bu tüzel kişiliğinde, gerek 2809 sayılı Kanun hükümleri ve gerekse Anayasa Mahkemesinin 30.05.1990 günlü ve 1990/2 E 1990/10 K. sayılı kararı uyarınca kamu tüzel kişiliği niteliğinde olduğu tartışmasızdır.Bu haliyle, davacı üniversite tarafından sunulan eğitim hizmeti sırasında kullanılan elektrik aboneliğine bağlı olarak açılan davaya, genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin bakmakla görevli olduğu gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ile dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” demiştir.
Somut davada davacı … kazanç amacı olmamak şartı ile mali ve idari konular dışında akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabi olarak Yükseköğretim Kurulunun görüş ve önerisi üzerine kanunla kurulan, bir kamu tüzel kişisi olmakla, davacı tacir olmadığı gibi, davanın ticari işletme ile ilgili bulunmadığı gözetilerek, bu aşamada davanın 6102 sayılı TTK 4.maddede sayılan mutlak ticari davalar kapsamında bulunmadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki, 6102 sayılı TTK 19/2.maddesi açısından taraflardan biri için ticari sayılan işin, diğeri içinde ticari iş sayılmasının davanın niteliğini ticari hale getiremeyeceği, mutlak ticari davalar dışında, ticari davanın ticari işletme esasına göre belirleneceği kabul edilmelidir. Davacı tacir olmayıp, iş ticari işletmeyle de ilgili olmadığından, bu davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Tarafların istinaf taleplerinin kabulü ile davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması sebebiyle, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davaya devamla esas hakkında karar verildiği anlaşılmakla, kararın HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesini temin için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı ve davalının istinaf talebinin kabulü ile; ilk derece mahkeme kararı HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılıp, davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesini temin için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edenlere isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa,karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/11/2018