Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2530 E. 2020/1558 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2530
KARAR NO : 2020/1558
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2018
NUMARASI : 2016/441 E – 2018/705 K
Birleşen Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/805 Esas sayılı dosyasında;
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 19/11/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili Bakırköy Tüketici Mahkemesinde açılan davanın dava dilekçesinde; davacının sahte evraklarla kimlik bilgilerinin kullanılarak … sayılı tesisata sahte abonelik yapıldığını, bu tesisat borcundan kaynaklanan alacağın tahsili için Bakırköy ….icra Müd…. E.sayılı dosyası üzerinden davacı aleyhine icra takibine girişildiğini, 12/04/2013 tarihinde takibe vaki itirazları sonucunda takibin durduğunu, sahte abonelik ile ilgili olarak Bakırköy C.Savcılığına yapılan sikayet sonucunda yapılan imza incelemesi sonucunda imzanın davacıya ait olmadığının anlaşıldığını, davalıya yapılan başvuruya rağmen sahte abonelik borcundan dolayı … Mah. …Sk.No:…adresinde bulunan meskeninde kurulu … ve … Sk.No:… adresinde bulunan işyerinde kurulu … sayılı tesisatların elektriğinin kesildiğini,bu durumun davacıyı mağdur ettiğini,sahte aboneliğin merdiven otomatiği tesisatına ait bulunduğunu, bu durumun davalının kusurundan kaynaklandığını,bunun sonucunda 2.050,00 TL maddi kaybı yanında manevi kaybının da meydana geldiğinden bahisle ev ve işyerinde kurulu tesisat enerjilerine kesme işlemi yapılmaması yönünde tedbir kararı verilmesini, 2.050,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın 01/04/2014 kesme eylemi tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ,yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin adresinin Taksim / İstanbul olup yetkili mahkemelerin Çağlayan mahkemeleri olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, Türk Ticaret Kanunu’nun 4. Maddesine göre görevli mahkemelerin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının tüketici olmadığını, bu nedenle yetkisizlik ve görevsizlik karar verilmesi gerektiğini, davalı şirketin sunulan kimliğin sahte olup olmadığını anlamasının mümkün olmadığı gibi bu belgenin sahte olup olmadığını araştırma gibi bir yükümlülüğünün de bulunmadığını, dolayısıyla davacı tarafın davalı şirkete suç isnat eder nitelikteki asılsız iddialarını kabul etmediklerini, davacının menfi tespit talebinin hukuka aykırı olduğunu, bu talepte bulunmasında hukuki yararı olmadığını, ayrıca talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu beyanla davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme(Bakırköy 4.Tüketici Mahkemesi 2015/150 E. 2015/1272 K.sayılı kararında ,dosya içinde bulunan … Mah. … Sok. No:… da kurulan tesisat aboneliğinin sahte evraklar ile düzenlendiği, ( … ) ancak bu aboneliğin borcunun olması nedeniyle davacının başka adresteki ticarethanesinde ve meskeninde elektriğinin kesildiği, borcun davacıya ait olmadığı, bu şekilde menfi tespit ve muarazanın giderilmesi talebine ilişkin olup, öncelikle sahteliği ve borcun olmadığının tespiti istenen abonelik ticarethane aboneliği olduğunu ,bu abonelik bakımından davacının tüketici konumunda olmadığını,ancak bu muaraza davacının mesken aboneliğinde elektriğinin kesilmesi nedeniyle mesken aboneliği de etkilendiği gerekçesiyle; “Davacının … Mahallesi, … Sokak, No: … daki dükkan aboneliği için açmış olduğu muarazanın meni davası bakımından Tüketici mahkemesinin görevsizliğine ,HMK 20. Maddesi gereğince yasal süresi içinde ve müracaat halinde dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, yasal süresi içinde müracaat olmadığı takdirde bu dava bakımından mahkeme masrafları ile davanın açılmamış sayılmasına karar vermek üzere dosyanın yeniden ele alınmasına, davacının mesken aboneliği bakımından davasının bu davadan ayrılarak mahkemenin ayrı bir esasına kaydedilmesine ve ihtiyati tedbir bakımından meskenin elektriğinin kesilmesinin durdurulması hususundaki ara kararın ve tedbirin devamına ve mesken borcunun yani harcanan elektriğin borcunun ödenmemesi bakımından bir tedbir olmadığından bu hususun özellikle belirtilmesine,mesken aboneliği bakımından diğer dosya üzerinden yargılamanın devamına ” karar vermiştir.Bunun üzerine Bakırköy 10.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/81 E.2016/51 K.sayılı ilamı ile ;dava konusu yerin işyeri olduğu ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK kapsamında kaldığı gerekçesiyle; TTK’nun 4/1, 5/1 ve 19/2 maddeleri ile HMK’nun 114/1-c, 115/1-2 maddeleri gereğince mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,görevli ve yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğuna, kararın kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.Bu arada ,mesken aboneliği üzerine verilen tefrik kararı uyarına bu kez Bakırköy 4.Tüketici Mahkemesinin 2015/1583 Esas ve 2017/1507 K.sayılı kararı ile ; yapılan yargılamada iş bu dava dosyası her ne kadar mesken aboneliği hususundaki uyuşmazlık nedeniyle tefrik edilmiş ise de, uyuşmazlığın davacı adına sahte olarak tanzim edildiği iddia edilen 4599004 numaralı abonelikten kaynaklandığı ve dosya kapsamındaki belgeler incelendiğinde davaya konu 4599004 numaralı aboneliğin gerekse yine davacı adına olan ve dosyada mübrez olan 4665034 no.lu aboneliğin ticarethane /yazıhane /bina-mesken dışı şeklinde davalı kurumda kayıtlı olduğu, davacının dava dilekçesinde de davacının bu sahte abonelikler hakkında aleyhine tahakkuk ettirilen elektrik borçlarından ötürü dava dışı olan mesken aboneliğindeki elektriğin kesildiğini iddia ettiği ve esasen mesken aboneliğine ait somut bir uyuşmazlığın olmadığı anlaşılmakla, davacının dava dilekçesinde davacının ticarethane /yazıhane /bina-mesken dışı şeklinde tanzim edilen sahte aboneliklerden ötürü menfi tespit istemiyle mahkememize başvurduğu, davacının 6502 sayılı yasanın 3. Maddesindeki tüketici vasfını taşımadığı, bu nedenle taraflar arasındaki ticarethanelerle ilgili uyuşmazlıkta davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle tefrik edilen bu davada da yine “Mahkemenin (Tüketici Mahkemesinin) iş bu davaya bakmakla görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK 114/C maddesi gereğince mahkemenin görevsizliğine, davanın bu nedenle usulden reddine, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın yetkili görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/441 E.sayılı dosyası ile yargılamaya devam edildiği sırada,bu kez Bakırköy 3.Asliye Ticaret mahkemesinin 2017/805 E.2018/173 K.sayılı kararı ile “6100 sayılı HMK’nun 166/2 maddesi gereğince ,aralarında hukuki ve fiili bağlantı bulunan mahkememizin 2017/805 Esas sayılı iş bu dava dosyası ile Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/441 Esas sayılı dava dosyasının BİRLEŞTİRİLMESİNE, mahkeme esasının bu şekilde kapatılmasına,yargılamaya Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/441 Esas sayılı dava dosyası üzerinden devam olunmasına,” karar verilmiştir.Böyle önceden tefrik edilen mesken aboneliği ile ilgili dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası ile birleştiridiği görülmüştür.Bakırköy 7.Asliye Ticaret mahkemesinin 2016/441 E.2018/705 K.sayılı kararında;, celbedilen Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/40957 soruşturma sayılı dosyasında yaptırılan 13/11/2013 tarihli bilirkişi incelemesinde … tesisat no’lu elektrik sözleşmesindeki imzanın …’ın el ürünü olmadığının tespit edildiği, savcılık dosyasındaki incelemenin fotokopi belge üzerinde yapılması nedeniyle mahkememizce elektrik satışına ilişkin perakende satış sözleşmesinin aslı celbedilerek imza incelemesi yaptırıldığı, sunulan 07/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda; sözleşmedeki imza ve el yazılarının …’ın el ürünü olmadığının belirtildiği, davanın, … tesisat no’lu abonelik dosyası yönünden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olması karşısında abonelik sözleşmesindeki imzanın davacının el ürünü olmadığı anlaşıldığından menfi tespit yönünden davanın ve birleşen davanın kabulü ile, davacının … tesisat no’lu abonelik dosyası yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine ,ayrıca , maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden ise, Türk Borçlar Kanunu’nun 50, 51, 52, 58, 72 maddeleri gereğince davalının abonelik sözleşmesinin sahte olarak imzalanmasına herhangi bir dahilli olmadığı, bu nedenle haksız fiilden dolayı sorumlu tutulamayacağı, kaldı ki, icradan alınan haciz kararının sonradan yapılan itiraz üzerine kaldırıldığı, davacı tarafça davalıya yapılan başvurunun 08/04/2014 tarihinde olduğu, bu tarihten sonra yapılmış bir kesme işlemi olduğuna ilişkin dosyaya bilgi ve belge ibraz edilmediği dikkate alındığında maddi manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiği gerekçesiyle ;”Dava ve birleşen dava yönünden davanın kısmen kabulü ile davacının … tesisat no’lu abonelik dosyası yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine” karar verilmiştir.Kararı davalı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde;imza incelemesine dair alınan bilirkişi raporunda gereği gibi inceleme ve değerlendirme yapılmadığı ,polis kriminal yada Jandarma kriminal dairesinden imza incelemesine dair rapor alınması gerektiğini,ayrıca eldeki dava ile birleştirilen Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış olan davada davacı yanın dava konusu sözleşmeden kaynaklanan borçları için davalı şirket tarafından hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden takibe konulan ödenmeyen elektrik faturalarına dair davacı yanın sahte abonelikle ilgili olarak menfi tespit talebinin de hukuka aykırı olduğunu, davacının bu talepte bulunmasında hukuki yararı olmadığını, sahte aboneliğe dayandığı iddia olunan borçlar nedeniyle girişilen icra takibine itiraz ettiği için takibin durduğunu,davacı yanın hakkında başlatılan takibe karşı itirazı sonrası itirazın iptali davası açılmadığını, mahkemenin menfi tespit talebinin değerlendirilmesinde bu husus göz önünde almadığını, eksik inceleme ile verilen kararın kaldırılarak davanın tamamen reddine karar verilmesini talep etmiştir.Tefrik kararının usule uygun olmadığı ve zorunlu birleştirme kararı verildiği, bu anlamda asında tek bir dava olması gerektiği kabul edildiğinde, mahkemenin de asıl ve birleşen dava hakkında tek bir hüküm vererek asıl ve birleşen davada tek bir vekalet ücretine hükmettiği, tefrike konu birleşen davanın tek dava olduğu şeklinde değerlendirme yaptığı görülmüştür.Alınan bilirkişi raporu ile davaya konu abonelik sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığı belirlendiğinden ve alınan bilirkişi raporu taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğundan,yeni bir bilirkişi incelemesinin davaya katkı sağlamayacağı açıktır.Davacı hakkında sahte abonelik sözleşmesine istinaden icra takibi yapıldığı ve itiraz üzerine takibin durmuş olması halinde dahi menfi tespit davası açılabileceği gözetilerek davalının tüm istinaf taleplerinin yerinde olmadığı görülmüştür.Bu durumda mahkemenin kararının usul ve hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf talebinin HMK 353/1b-1.maddesi gereği reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19/11/2020