Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2510 E. 2018/1768 K. 10.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2510
KARAR NO : 2018/1768
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: … 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/01/2018
NUMARASI : 2015/303 E – 2018/50 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/12/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden şimdilik 91.000,00 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalılardan her davalının sorumlu olduğu oranda tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, 6446 sayılı EPDK’nın verdiği yetki ile bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararlarının ve belirlediği tarifelerin tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin talep edilemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle dava konusuz kaldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Söz konusu kararı davalı vekilleri istinaf etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvurusunda özet olarak; mahkemece konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinin 6719 sayılı kanun hükümlerine uygun olduğunu, ancak lehe vekalet ücretine hükmedilmediği gibi davanın aleyhine sonuçlandığı taraf olan davacı lehine yargılama giderine hükmedilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek karar düzeltilerek lehe yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesini istemiştir.
Davalı …vekili istinaf başvurusunda özet olarak, kayıp kaçak ve diğer fatura kalemlerinin zaten mevzuatta olduğunu ve bu bedelleri tüketicilerin ödemesi gerektiğini, yürürlükteki mevzuat ile mahkeme kararları arasındaki çelişkiyi kaldırmak için bu kanuni düzenlemeye gidildiğini, birbirleriyle çelişen Yargıtay kararlarının hukuk düzeninde bir karışıklığa yol açtığını, 6719 sayılı kanunun net bir şekilde düzenleme getirdiğini ve gerekçesinde de dile getirildiği gibi geçmişe yürürlülük denen bir durum söz konusu olmadığı, 6446 sayılı kanunun 17.maddeyi değiştiren hükümleri ile tüketicilere yeni bir yükümlülük getirilmediğini, hali hazırdaki uygulamanın değiştirilmediğini, bu nedenlerle davalı aleyhine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden kararın kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, kabule göre de, aynı sebebe dayalı verilen hüküm nedeniyle davacı lehine takdir edilen vekalet ücreti ve yargılama giderine “müştereken ve müteselsilen” değil, “davalılardan tahsiline” şeklinde olması gerektiğini ileri sürmüş ve talep etmiştir.
Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.
HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Davalıların istinaf taleplerinin incelenmesiyle; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Bu sebeple mahkemece tespit hükmünde “dava konusuz kaldığından; esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve HMK 331/1 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve bu kapsamda maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesinde usul ve hukuka aykırlık bulunmamaktadır. Çünkü davacı, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden, davalıların buna dair istinaf talebi yerinde görülmemiş ve istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.Davalı …’ın, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline yönelik başvurusu yönünden ise; davacı dava dilekçesinde dava konusu bedellerin davalıların sorumlu oldukları oran dahilinde tahsiline karar verilmesini talep ettiği ve “müştereken ve müteselsilen tahsil” talebi olmadığı halde mahkemece davacı talebi aşılarak bu şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, kaldı ki, dönemsel olarak davalılardan talepte bulunulduğu ve aynı sebepten dolayı karar verildiği anlaşıldığından davalının buna dair istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hükmün bu kısımlarının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince düzeltilmesiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Davalı …’ın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine,
B-Davalı …’ın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kararın davacı lehine hükmedilen harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılardan “müşterek ve müteselsilen” tahsiline dair kısmın düzeltilmesiyle yeniden esas hakkında,
1-Davacının davası konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine gerek olmadığına,
2-İşbu karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu, Harçlar Tarifesi ile 6100 sayılı HMK’nın ilgili hükümleri uyarınca alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin olarak yatırılan 1.554,06 TL harçtan mahsubuna ve fazla yatırılan 1.518,70 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine, mahsup edilen harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-AAÜT ile 6100 sayılı HMK uyarınca davacı lehine tayin ve takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından tebliğat gideri, posta masrafı ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.716,60-TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-6100 sayılı HMK m.333 gereği artan avansın talep halinde karar kesinleşince yatıran tarafa iadesine,
Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına ve istinaf eden davalı BEPSAŞ üzerinde bırakılmasına,
Davalı …’dan peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden …’a isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
Davalı …’ın istinaf sebebiyle yapmış olduğu 42,00 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
Davalı …’ın istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/12/2018