Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2465 E. 2018/1571 K. 12.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2465
KARAR NO : 2018/1571
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2018
NUMARASI : 2016/267 E – 2018/335 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/11/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında elektrik abone sözleşmesinin bulunduğunu, davalı şirket tarafından davacıya kesilen faturalarda haksız olarak tahsil edilen kayıp kaçak, sayaç okuma bedeli, (PSH) perakende satış hizmeti, dağıtım bedeli, iletim bedellerin haksız ve hukuka aykırı olarak alındığını beyanla, bu bedellerden şimdilik 25.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının davasının konusuz kaldığı anlaşılmakla davanın esası hakkında hüküm verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Mahkemenin kararına karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hükme dayanak olunan 6719 sayılı kanunun uygulanmasının geriye yürümezlik ilkesine ve Anayasaya aykırı olduğunu, Anayasa Mahkemesine bu yönde yapılan başvuru sonuçlarının beklenmesi gerektiğini beyanla, davanın kabulüne karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, 6719 sayılı kanunun mevcut yasal duruma açıklık getirmek üzere çıkartıldığını, davacının davada başlangıçta da haklı olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiği gibi aynı zamanda davalı lehine de vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi için davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişki kısmın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.
HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Anılan yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiası yönünden istinaf sebeplerinin incelenmesinde, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde çok sayıda mahkemenin Anayasaya aykırılık başvurularının red ile sonuçlandığı karar tarihinde ise, red kararının Resmi Gazete’de yayınlandığı anlaşılmıştır. O halde, bekletici mesele talebinin etkisi kalmamıştır.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin benzer davalarda, eldeki davalara yönelik, yürürlüğe giren bu yasa nedeniyle davanın konusunun kalmadığına dair karar verilmesi gerektiği yolundaki emsal 2017/13140 E – 2017/16544 K sayılı ve 2017/13142 E – 2017/16545 K sayılı kararlarındaki gibi davanın konusunun kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve hukuka uygun bulunmuştur.
Davalı tarafın vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin istinaf taleplerinin incelenmesiyle; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişiklikleri nedeniyle, mahkemece “dava konusuz kaldığından; esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve HMK 331/1 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve bu kapsamda maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesinde usul ve hukuka aykırlık bulunmamaktadır. Çünkü davacı dava öncesi mevzuata göre, bu bedellerin alınması hukuka uygun değilken, kaçağı önlemenin devlet ve şirketlere ait görev olmasına rağmen kaçak kullanmayan abonelere bu bedellerin yükletilmesinin hukuka aykırı olduğuna dair Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin ve Hukuk Genel Kurulu’nun emsal kararları mevcutken, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre de dava açmakta haklı olduğu, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceği gerekçesi ile, davalı tarafın istinaf talebi yerinde görülmemiş ve istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Bu nedenlerle, davacının ve davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının ve davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine,
Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına ve istinaf eden taraflar üzerinde bırakılmasına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden taraflar üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/11/2018