Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2442 E. 2020/1794 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2442
KARAR NO : 2020/1794
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2018
NUMARASI : 2018/153 E – 2018/679 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 08/12/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesini özetle; davalı şirketin ,müvekkili şirketin … numaralı abonesi olarak müvekkili şirketten elektrik enerjisi hizmeti almasına karşın bu hizmetin karşılığı olan bedeli ödemediğini, bu sebeple davalı aleyhine İstanbul … İcra müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, davalı borçlu bulunduğu miktarı ödemediği gibi borcunun olmadığı iddiasıyla icra takibine kötüniyetle itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu ileri sürerek,davalının itirazının iptaline karar verilmesi ve itirazında kötüniyetli olan davalının %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesini özetle; müvekkili şirket işyerinin adresinin İstanbul Anadolu yakasında olması sebebiyle, hiçbir zaman İstanbul – Avrupa yakasına elektrik dağıtım yapan davacı şirketin abonesi olmadığını, dolayısıyla taraflar arasında bir sözleşme bulunmadığı gibi sözleşmeden kaynaklanan bir borçtan da bahsedilemeyeceğini, itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, her halde sözde borcun BK125 maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, ” davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, takip yapmakta davacının kötüniyetli olmadığı kanaatine varıldığından 2004 sayılı İİK m 67/2 gereğince icra-inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına, davalının talebinin reddine ” karar verilmiştir.Kararı istinaf eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme gerekçeli kararında her ne kadar davacı şirket ile müvekkili şirket arasında 29.05.2003 tarihli abonelik sözleşmesinin imzalandığını ve davalının işbu sözleşmeyi eski ticaret unvanı ile imzaladığını ifade etmişse de, müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanmış olan herhangi bir abonelik sözleşmesi bulunmamadığı, sözleşmede taraf olan firmanın ünvanı ile müvekkil şirketin eski ünvanının karıştırılmaya mahal vermeyecek şekilde farklı olduğunu ,davacı yan ile abonelik sözleşmesi akdeden firma ile müvekkil firma birbirleriyle en ufak ilgileri olmayan, ünvanları, adresleri, ortak ve yöneticileri ayrı bambaşka iki firma olduğu ,davacının müvekkili şirket aleyhine başlatmış olduğu icra takibinde kötü niyetli oluğu açıkça ortada olduğundan, müvekkili şirket lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmemesinin de İİK m.67’ye aykırı olduğu ileri sürülmüştür….nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dosyadaki abone sözleşmesi ,ticaret sicil kayıtları ve diğer belgelere göre;Abone şirketin üvanının ..San. Tic. Ltd. Şti., Adresinin … Mah. … Cad. No:56 Gaziosmanpaşa/İstanbul olduğu, Davalı şirketin ise ,eski ünvanının …San ve Tic A.Ş. adresinin … Mahallesi, … Sok. No:… Maltepe İstanbul olduğu anlaşılmıştır.Davalı-borçlu gösterilen şirketin ticaret ünvanı ,kayıtlara göre hep anonim şirket şeklindedir ve adresi farklıdır.Dolayısı ile ,mahkemenin , davacı şirket ile davalı şirket arasında 29.05.2003 tarihli abonelik sözleşmesinin imzalandığını ve davalının işbu sözleşmeyi eski ticaret unvanı ile imzaladığına ilişkin gerekçesi hatalı olup,buna göre verilen karar da hatalıdır.Davada sıfat; tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Taraf sıfatı (husumet); maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Dava şartı olan taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. Somut olayda;davalının davada taraf sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla ,davalı hakkındaki davanın “pasif husumetten reddine” karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi ,usul ve hukuka aykırıdır.Kötüniyet tazminat talebi yönünden,davacı tarafın icra takibinde haksız olduğu açık ise de ,kötüniyetli olup olmadığının değerlendirilmesi gereklidir.Zira kötüniyet tazminatı için bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesi gereklidir. Borçlunun itirazının ,alacaklı vekiline tebliğine ilişkin bir işlem yapılmadığından,alacaklı vekilinin itirazı öğrendiğinin kabulü mümkün değildir.Buna göre , takip haksız ise de ,kötüniyet iddiası isbatlanamadığından,haksız icra tazminatı verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.Bu sebeplerle ,davalının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak , yeniden esas hakkında; “Davanın pasif husumetten reddine” dair aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak , yeniden esas hakkında;1- Davanın pasif husumetten reddine,2- Koşulları oluşmadığından ,davalı lehine haksız icra tazminatı takdirine yer olmadığına, 3-Alınması gereken 54,40 TL maktu harcın , peşin alınan 4.844,39 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 4.789,99 TL’nin karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya iadesine,4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT 7/2. maddesi uyarınca uyarınca 4.080,-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,7-Taraflarca HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,İstinaf incelemesiyle ilgili olarak;Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davalının istinaf aşamasında yapmış olduğu masraf bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/12/2020