Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2412 E. 2018/1425 K. 24.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2412
KARAR NO : 2018/1425
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2018
NUMARASI : 2017/75 E – 2018/692 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/10/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 2.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, 6446 sayılı EPDK’nın verdiği yetki ile bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararlarının ve belirlediği tarifelerin tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin talep edilemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle dava konusuz kaldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, vekalet ücreti ve yargılama giderinin paylaştırılmasına karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tahsil olunan toplam kaçak/kayıp miktarı yerine tarifelerde belirtilen kaçak/kayıp bedeline göre hatalı, fazla tahsil edilen miktarı tespit ederek, bu tespit uyarınca hüküm kurması, kısmi kabul kısmi red kararı ile karşı taraf lehine vekalet ücreti hükmetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, uyuşmazlık konusunda dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren kanun değişikliği sonrası gerek Yargıtay gerekse Bölge Adliye Mahkemelerinin kararları incelendiğinde, elektrik şirketlerince tahsil edilen toplam kaçak kayıp bedel iadesinin talep edildiği davalarda davanın konusuz kalması dolayısıyla karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, ancak yerel mahkeme bu içtihat ve talep görmezden gelinerek sanki talebi tarifede belirtilen kaçak/kayıp bedeline göre fazla tahsil edilmiş kaçak/kayıp bedelinin tespiti ve iadesiymiş gibi değerlendirerek ve son talepleri de sanki, bu talepten de vazgeçerek karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini isteniyormuş gibi yorumlanarak hüküm kurulduğunu, sonuç olarak yerel mahkemenin tahsil olunan toplam kaçak/kayıp bedelinin tespit ve iadesini konu edilen davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vererek dava açıldığı dönemdeki haklılık durumunu dikkate alarak lehine 2.180,00 TL asgari vekalet ücretine hükmetmesi gerektiğini bildirmek suretiyle kararın düzeltilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 6446 sayılı Kanunun 17. maddesinde değişiklik yapan 6719 sayılı Kanunun, mevzuatın yargı mercileri tarafından yanlış yorumlanması nedeniyle ortaya çıktığını, dolayısıyla ilk derece mahkemesinin daha önce şirketin tahsil ettiği bedeller yasaya uygun değilmiş gibi yeni yasal düzenleme sonrasında davanın reddine ve buna göre, müvekkili yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, yerine davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi ve karşılığında davacı yararına vekalet ücreti takdir etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirmek suretiyle kararın düzeltilmesini talep etmiştir.HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun muhtelif maddelerinde değişiklik ve bu Kanuna eklemeler getiren 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 17.06.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 6719 sayılı Kanunun 21. maddesine göre 6446 sayılı Kanunun 17. maddesinin birinci fıkrasının a,ç,d ve f bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye fıkralar eklenmiştir. Bu itibarla, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesinin ç bendi;” Dağıtım tarifeleri; dağıtım şirketleri tarafından hazırlanacak olan dağıtım tarifeleri, elektrik enerjisinin dağıtım sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm gerçek ve tüzel kişilere eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak hizmetlere ilişkin fiyatları, hükümleri ve ve tüzel kişilere eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak hizmetlere ilişkin fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. Dağıtım tarifeleri; dağıtım sistemi yatırım harcamaları, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme-bağlama hizmet maliyeti, sayaç okuma maliyeti, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur. Dağıtım şirketlerinin tarifelerine esas alınacak teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlar bu kayıpları düşürmeyi teşvik edecek şekilde kurul tarafından belirlenir. Kurulca belirlenen hedef oranlarını geçmemek kaydı ile teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin maliyetler dağıtım tarifelerinde yer alır ve tüketicilere yansıtılır. Teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlarının tespiti ve değiştirilmesi ile oluşacak maliyetin tarifelerde yer alması ve tüketicilere yansıtılmasına ilişkin usul ve esaslar kurul tarafından düzenlenir.” hükmü ile, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır,” hükmünü içermektedir. Hal böyle olunca, dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişiklikleri, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalarda) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. geçici 19. ile 20. maddeleri, iptal edilmedikleri veya yürürlükten kaldırılmadıkları sürece uygulanacaktır.Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna göre davacının yasal değişiklik olmasaydı açtığı davada belirsiz alacak davası olarak 2.000,00 TL talepte bulunmuş ise de, 1.198,00 TL yönünden haklı olduğu dava konusuz kalmasaydı davalıdan, ancak bu miktar ve bu miktar üzerinden yargılama gideri ile vekalet ücreti talep edilebileceği, bu kısmı aşan 801,29 TL yönünden ise reddedileceği, red kısmı yönünden de davalı lehine vekalet ücreti ve reddedilen kısım yönünden de, belirlenen yargılama giderinden davacı sorumlu olacağından, bu hususlar dikkate alınarak, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin bu değerlendirme ışığında yapıldığı belirtilmiştir. Somut olayda; davacı taraf dava açıldığı tarihinde yürürlükte olan mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği nedeniyle, davanın konusunun kalmadığı kuşkusuzdur. Şöyle ki, ilke olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere göre hükme bağlanır. Ne var ki, dava açıldıktan sonra tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması hâlinde bu durumun hükümde göz önüne alınması ve böyle bir hâlde mahkemenin, davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerektiği de her türlü duraksamadan uzaktır. Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir durum nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilecektir. Dolayısıyla, mahkemece davacı tarafça davalıdan kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti ve sayaç okuma bedellerinin tahsilinin talep edildiği davada, 6719 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte “konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” dair karar verilmesi ve davacı yararına vekalet ücreti hükmedilmesinin isabetli olduğu kabul edilmelidir. Kural olarak yargılama giderlerinin davada haksız çıkan tarafa, eş söyleyişle aleyhine hüküm verilen tarafa yükletileceğine dair HMK m. 326/1 maddesi ile davacı tarafın dava tarihi itibariyle uygulamanın haksız olduğu iddiası ile açmış olduğu ve haksız tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, davaya konu bedelleri tahsil eden davalının, davanın açılmasına sebebiyet verdiği ve bu nedenle HMK 331/1. maddesi kapsamında davacının dava açmasında haksız sayılmayacağı gözetilerek, davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi, kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihindeki AAÜT gereğince maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği, ancak davacının göstermiş olduğu dava değeri 2.000,00 TL miktarı geçmeyecek şekilde lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde, mahkemece davacının itiraz ettiği bilirkişi raporuna göre dava değerinin belirlendiği gerekçe yapılarak, davalının yapmış olduğu yargılama giderinin davacıdan tahsiline ve davalı lehine vekalet ücreti takdirine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu kabul edilmiş, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama gerektirmediğinden, davacının bu yöndeki istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince davacı lehine 2.000,00 TL maktu vekalet ücreti takdirine, aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücreti karardan çıkartılmak suretiyle mahkeme kararının düzeltilmesine, davacının diğer istinaf sebeplerinin, davalının da tüm sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;A-Davalının tüm istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,B-Davacının istinaf talebinin ise kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kararın 3.,4.,5. ve 6. maddeleri düzeltilerek yeniden esas hakkında; 1-Davanın konusuz kalmış olması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 34,16 TL harçtan mahsubu ile 1,74 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine, 3-Davacı tarafça yapılan 34,16 peşin harç, 1.319,8 TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.353,96 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT 6 ve 13 maddesi uyarınca 2.000,00 TL vekalet ücretinin bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafça yapılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, Davacının diğer istinaf sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine, Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 35,90 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından, istinaf eden davalıdan yeniden alınmasına yer olmadığına Davacıdan peşin alınan istinaf karar harcının, davacıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davacının istinaf nedeniyle yaptığı 87,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/10/2018