Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2394 E. 2020/1382 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2394
KARAR NO : 2020/1382
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/04/2018
NUMARASI : 2015/372 E – 2018/466 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 05/11/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; İnşaat müteahhitliği yapan davacı şirketin, inşa etmek istediği site merkezindeki bağımsız bölümlerin, konutların elektrik enerjisi abonelik talebi kayıtlarının yapılarak elektrik enerjisi verilmesi için 20.03.2013 tarihinde elektrik dağıtım şirketi … A.Ş.’a müracaat ettiğini, davalı … ise elektrik aboneliği talebine “şartname” nitelikli cevap yazısı (01.04.2014 tarih ve 761 sayılı) ile: davacı tarafa teknik özellikleri belirlenmiş transformatör ve enerji nakil hatları sistemine ait imalat şartlarını ileri sürerek bu işlerin gerçekleştirilmesi karşılığında abonelikleri verdiğini, tek satıcı olmasından kaynaklanan gücünü davacı şirket aleyhine kullanmış olduğunu, elektrik aboneliği işlemini gerçekleştirmek için davacıdan … tarafından yerine getirilmesi gereken transformatör, yer altı enerji kablosu, proje gibi yükümlülüklerini Anayasa ve diğer yasal düzenlemelere aykırı olarak davacı şirkete yükleyerek yaptırmış olduğunu, elektrik faturalarındaki işlere ait 178.514,00 TL faturalı ve davacı şirket, kendisi tarafından yapılmış olan faturasız ‘”işçilik” “kazı” “inşaat kısımları” masraflarının belirlenerek davalıdan ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 27/09/2017 tarihli beyan dilekçesi ile; bilirkişi raporu doğrultusunda yapılan kablo kazılarında yapılan eksik tespitlere ilişkin olarak bedelin 12.794,00 TL olduğunun belirlendiğini ve dava bedelinni 12.794,00 TL ıslah ederek yeni dava değerini 191.308,00 TL yükselttiklerini beyan etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı, hak düşürücü süre ve husumet itirazlarında bulunarak, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olamayacağını, özelleştirme Yüksek Kurulunun 2004 yılında aldığı karar ile … bağlı elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirme programına dahil edildiğini, … ile … arasında 2006 yılında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalandığını, Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile % 100 oranında hisselerin …ortak girişim grubu şirketi olan …A.Ş.’ ne devredilmiş olduğu, Elektrik dağıtım şirketleri ile … arasında 24.07.2006 tarihinde İşletme hakkı Devir Sözleşmesi imzalandığını, … şirketinin, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ‘mn onayı ile devredilmiş olduğu ve … ile kendisine bağlı elektrik dağıtım şirketleri ile arasında imzalanmış olan “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” 7.4 maddesine göre “sözleşmenin imza tarihinden dağıtım şirketlerinin faaliyetlerinden … sorumlu olacağının imzalanmış olduğu bu yüzden tüm sorumluluğun da … ait olduğunu, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” 7.6 maddesine göre “Sözleşmenin imza tarihinden önce Dağıtım Tesisleri ile Dağıtım Tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk … ait olduğunu, bu yüzden geçmişte yapılmış işlemler için … sorumlu olacağını, tesislerin mülkiyetinin, … ait olduğu, … “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” gereği tesislerin mülkiyet bedelinden sorumlu tutulamayacağını, … şirketinin elektrik talebinde bulunan davacı şirkete Tip-C/2 Enerji Müsaadesi Belgesi düzenleyerek verildiğini, 6. Maddesi gereği bahsi geçen tesisin, yürürlükteki yönetmelik ve şartnamelere, Şirketimiz standartlarına göre tarafınızca tesis edilecek olup, işletme ve bakım karşılığında Şirketimize devredilecektir” hükmü gereği bedelinin talep edilemeyeceğini, … şirketinin elektrik talebinde bulunan davacı şirkete vermiş olduğu “…Tip-C/2 Enerji Müsaadesi Belgesi” EMB (Enerji Müsaade Belgesi) 22. maddesinde, EMB içerisindeki şartlan kabul etmedikleri halde 45 gün içerisinde yazılı olarak itiraz etmediklerini davacı şirket müvekkili şirketin sunduğu koşulları beğenmediğini, Avrupa yakasındaki diğer elektrik tedarik şirketleri ile anlaşarak enerji temin etmesi mümkün olduğunu, davacıya sunulan şartları beğenmediyse başka bir elektrik şirketi ile abonelik sözleşmesi gerçekleştirebileceğini beyanla davanın reddini istemiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesindezmanaşımı, hak düşürücü süre ve husumet itirazlarında bulunarak, Elektrik dağıtım şirketleri ile … arasında 24.07.2006 tarihinde İşletme hakkı Devir Sözleşmesi imzalandığını, … Anonim Şirketinin, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’ mn onayı ile devredilmiş olduğunu, … ile kendisine bağlı elektrik dağıtım şirketleri ile arasında imzalanmış olan “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” 75. Maddesine göre elektrik dağıtım şirketlerinin faaliyetlerinden …’ ın sorumlu olmayacağının imzalanmış olduğu bu yüzden tüm sorumluluğun da …’ a ait olduğunu beyanla, davanın reddini istemiştir. Mahkeme, abonenin elektrik ihtiyacını temin etmek … yasal görevidir. Bu amaçla yeni yatırımlar yapmak, kapasiteyi arttırmak, davalı …’ ın görevi olduğunu, bu yasal emredici durumun, 03 Mart 2001 tarihinde, çıkarılan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununda ve günümüzdeki yasal emredici mevzuat olan 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununda da aynı hükümleri taşıdığını, …, hukuken kendisine devredilen tesislerin parasal değerinden sorumlu olduğunu,alınan bilirkişi raporunda , elektrik dağıtım şirketleri, anayasal eşitliğe aykırı olarak yürürlükteki yasal mevzuata göre elektrik abonesi olma haklarını şartlara bağlayarak “şartnameler” düzenleyemeyecekleri, davacının alacağının faturalı ödemeler ile 178.514,64 TL’yi bulduğu,davacının kendisinin yaptığı faturasız olarak yapılmış kazı v.s işçilik bedelinin de 12.794,00 TL parasal değere ulaştığı, dolayısıyla, davacı şirketin alacağı tutarın toplamda 191.308,64 TL olduğunun belirlendiği, yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. taraflar arasında çıkan uyuşmazlıkda uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu BK’nun 125. Maddesi uyarınca zamanaşımının dolmadığı, dava belirsiz alacak davası olarak açılıp bedel arttırımı yapılmış olduğundan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı Bedaş’tan tahsili gerektiği,… ın sorumluluğunun ise kendisine bağlı olarak çalışan … ın hiyarerşik üst şirketi olduğu gibi elektrik dağıtımına ait devlet adına mülkiyet olarak maliki olduğu, vatandaşlarında abonelik tesisi için şartnameye uygun yaptığı tesislerinin, devir ve muayene sonrası … ın mülkiyetine geçtiği, 6444 sayılı elektrik piyasası kanunun 17. Maddesinin 6 fıkrasına göre; … ın hukuken kendisine devredilen tesislerin parasal değerinden sorumlu olduğu , … husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle;”1-Davacının davasının … yönünden HMK 114/1den gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle HMK115/2 gereğince usulden reddine,2-Davacının davasının … yönünden kabulü ile 191.308 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte … alınarak davacıya verilmesine” karar vermiştir.Kararı davalı Bedaş vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; usul ve yasaya aykırı olarak savunma ve iddiaları değerlendirilmeden ve hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiği şeklinde karar verildiğini, davada davalı … husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığı ve bu bağlamda pasif husumet ehliyetinin yokluğu nedeniyle eldeki davanın … açısından reddine karar verilmesi gerektiğini, yapılan harcalamalar yönünden davanın belirsiz alacak şeklinde açılamayacağını,zamanaşımı süresinin dolduğunu,davalı … hakkında husumet nedeniyle davanın reddi kararının usule uygun olmadığını, elektrik dağıtım faaliyetlerine ilişkin olarak kullanılan mal ve hakların mülkiyetinden kaynaklı ihtilafların çözümünde sorumlunun davalı … olduğunu, bedelleri ödenmesine karar verilen hususların TEDAŞ bünyesinde kalacağının da değerlendirilmesi durumunda bu bedellerin de davalı … tarafından ödenmesi gerektiğini, ayrıca davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, taraflar arasında düzenlenen enerji müsaade belgesi (EMB Tip C/2)’nin maddeleri gereğince, dava konusu yerde yer alan ve yapımı tamamlanan tesislerin kullanım hakları, bakım ve onarımı davalı müvekkili şirket tarafından karşılanmak kaydıyla müvekkiline devredildiğini, enerji nakil ulaştırma işlemleri için bu tesislerin müvekkiline devri gerektiğini, davacı iddialarının ahte vefa kuralına aykırılık teşkil ettiğini, yasal mevzat yorumunda hata yapılarak karar verildiğini, ilgili yönetmelik hükümlerinin değerlendirilmediğini, alacak kalemlerinin yönetmelik hükümlerine göre hesaplanmadığını ,davayı ve tesis bedellerinin defaten ödenmesini kabul anlamına gelmemekle birlikte, dava tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği’nin 21/5. fıkrası “Bu madde hükümleri uyarınca yapılan dağıtım tesisinin dağıtım şirketi tarafından geçici kabulünün yapıldığı ayı takip eden aydan itibaren, geri ödemenin yapılacağı ilk taksit tarihine kadar geri ödemesi yapılmamış tutar Tüketici Fiyat Endeksi oranında güncellenir. Vadesinde geri ödemesi yapılmamış taksitlere ilişkin tutara, vade tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre belirlenen kanuni faiz oranı uygulanır.” şeklindeki düzenlemeye bulunduğunu, davacı taraf talepte bulunma hakkına sahip olsa dahi, yasal mevzuat gereğince ancak vade tarihinden itibaren yasal faiz talebinde bulunabileceğini, yasanın emredici hükmü karşısında muhatap sıradan vatandaş yada tacir de olsa,belirtilen yasal mevzuat gereğince ancak vade tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğinden kararın bu yönüyle de hatalı olduğunu, ayrıca davacı tarafın faturasız harcamalar adı altında talep ettiği alacak kalemlerinin de hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını, mahkemenin 178.514,64-TL faturalı alacak yanında, bilirkişi raporunda faturasız alacak kalemi olarak tespit edilen 12.794,00-TLyönünden de ispat edilemeyen taleplerin kabulüne karar vermesinin de yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu,bu nedenlerle kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Konuya ilişkin emsal niteliğinde İstanbul 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin 31/05/2016 tarih ve 2014/1602 Esas, 2016/483 Karar sayılı kararı ile ” Davanın kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre; 209.304,00 TL’nin dava tarihinden itibaren, 14.448,00 TL’nin ıslah tarihi olan 23/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesine ” ilişkin kararının temyiz incelemesi sırasında, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 17/05/2018 tarih ve 2016/18362 esas, 2018/5395 karar sayılı bozma ilamı ile; 28.01.2014 tarih ve 28896 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin geçici ve son hükümlerinde “Kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıklarına ilişkin metodoloji” ve “mahsup yöntemiyle geri ödeme hususları düzenlenmiştir.” Yine, aynı yönetmeliğin 20. ve 21. maddelerinde de kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıkları ile geri ödemeye ilişkin metodoloji usul ve esasları düzenlenmiştir.Mahkemece, yatırım programı içerisinde davalının yapması gerekli olan yatırımın abone (davacı) tarafından yapılması nedeniyle talep edilebilecek bedel ve tahsil şeklinin yukarıda açıklanan yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yukarıda ifade edilen yönetmelik hükümleri ve ilkeleri karşılar nitelikte olmayan yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” denilerek bozulmasına karar verildiği, buna göre bozma kararına uyularak alınan bilirkişi raporu kapsamında bu kez ” Davanın kısmen kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre; 209.304,00 TL nin dava tarihinden itibaren, işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiştir. Bu kararın temyiz incelemesinde ise, Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2019/3728 E.2019/10672 K.sayılı ve 16/12/2019 tarihli ilamı ile hükmün onanmasına karar verildiği görülmüştür.Mahkemece alınan bilirkişi raporunda ; davacı şirketin trafo merkezinin tesisatı için 3 adet faturada belirtilen toplam 178.514,64 TL, faturasız olarak yapılmış kazı v.s işçilik bedelinin de 12.794,00 TL olmak üzere toplam 191.308,64 TL harcama yaptığı belirlenmiştir.Buna göre emsal Yargıtay kararları ve yasal mevzuat çerçevesinde hükme dayanak bilirkişi raporunda, 28.01.2014 tarih ve 28896 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin geçici ve son hükümlerinde “Kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıklarına ilişkin metodoloji” ve “mahsup yöntemiyle geri ödeme hususları düzenlenmiştir.” Yine, aynı yönetmeliğin 20. ve 21. maddelerinde de kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıkları ile geri ödemeye ilişkin metodoloji usul ve esaslarının düzenlendiği belirtilerek buna göre davacı alacağının belirlendiği görülmüştür.Bu itibarla,alınan bilirkişi raporu taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bulunduğundan,mahkemenin davacı alacağının belirlenme şeklinin ilgili yönetmelik hükümlerine uygun olduğu anlaşılmıştır.Ancak söz konusu yönetmeliğin 21.maddesinde tesis bedelinin iadesi ve uygulanacak kurallar başlığı altında yapılan düzenlemede , geri ödemeye konu tutar için “3095 sayılı kanuni faiz ve temerrüt faizine “ilişkin kanun hükümlerine göre belirlenen kanuni faiz oranı uygulanır “hükümlerinin getirildiği belirlenmiştir.Buna göre, dava konusu alacak yönünden, mahkemece yasal faiz yerine avans faizine hükmedilmesi usul ve hukuka uygun görülmediğinden, davalı … karardaki sadece faiz türüne dair istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.Ayrıca, davalı …, sorumluluğun diğer davalı … olması gerektiği konusundaki istinafına gelince; … ile davalı … arasında düzenlenen 24/07/2016 tarih işletme devir hakkı sözleşmesinin 7.5 maddesinde, dağıtım faaliyetinin şirket tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyet kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun …’ a ait olduğu düzenlendiğinden,bu konudaki istinaf talebinin reddi gerekir.Açıklanan nedenlerle davalı …’ın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hükmün … ile ilgili kısmının HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilmesi hükmün 2.fıkrasının 2.satırındaki ibarenin sadece faiz türü olarak yasal faiziyle şeklinde düzeltilmesiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalı … istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararı düzeltilerek yeniden esas hakkında;1-Davacının davasının … yönünden HMK 114/1den gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle HMK115/2 gereğince USULDEN REDDİNE,2-Davacının davasının … yönünden KABULÜ ile 191.308 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … alınarak davacıya verilmesine, 3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 13.068,25 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.048,59 TL + 218,48 TL ıslah harcından oluşan toplam 3.267,07 TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.801,18 TL harcın davalı … tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yapılan; 3.048,59 TL peşin harç, 218,48 TL ıslah harcı, 2.100,00 TL bilirkişi ücretleri ile 167,00 TL tebligat, posta, müzekkere masraflarından oluşan toplam 5.534,07 TL yargılama giderinin davalı …’dan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, 5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 17.428,48 TL vekalet ücretinin davalı … tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,6-Davalı … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, davanın niteliği itibariyle AAÜT 7/1. Uyarınca takdiren 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı … verilmesine,7-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 8-Davalı … tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,İstinaf incelemesi ile ilgili olarak;Davalı … peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davalı …’ın istinaf sebebiyle yapmış olduğu 31,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 05/11/2020