Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2382 E. 2018/1432 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2382
KARAR NO : 2018/1432
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2018
NUMARASI : 2016/656 E – 2018/104 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/10/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketinin fabrikasında kullandığı elektirik enerjisinin davalılar tarafından sağlandığını, davalı şirketler tarafından müvekkilinden kayıp/kaçak, trafo kaybı, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım, enerji fonu adı altında haksız ve hukuksuz olarak bedel tahsil edildiğini, geriye dönük 10 yıllık süreçte fazla alının bedellerin ödemiş olduğu tarihten itibaren değişken ticari faiz oranı uygulanmak sureti ile 10.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınmasını ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı gösterilmediği halde … Satış A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazları olduğunu, davanın dağıtım şirketi olan …Ş’a yöneltilmesi gerektiğini, dava konusu alacak bakımından zamanaşımı süresinin dolduğunu, müvekkili kurumun EPDK mevzuatına ve tarifelerine uygun hareket ettiğini ve buna göre faturalandırma yaptığını, EPDK kararına dayanılarak açılan davanın idari yargı yerinde açılması gerektiği, kayıp kaçak tahakkukunun kaçak enerji kullanımından dolayı faturada yer alan bir bedel olmadığını, bu bedelin elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak hedef oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğunu, söz konusu kayıp kaçak bedelinin EPDK kararı doğrultusunda alındığını, alınan bu bedelin geri istenemeyeceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve husumet itirazlarının olduğunu, davanın reddi gerektiğini, görev itirazlarının olduğunu, kayıp-kaçak bedellerinin bir maliyet unsuru olmasının mevzuat gereği olduğunu bu hususun 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişikli Yapılmasına Dair Kanun’un 15, 21 ve 26 maddelerinde belirtildiğini, EPDK tarafından tarife yolu ile belirlenen bedellerin başvuruculara idaresi durumunda hukuk düzeninin bozulduğunu, müvekkilinin şirketin abonelerle yapmış olduğu sözleşmelerde kararlaştırılan edimlerin kapsamı dışında taleplerinin olmadığını, 21 elektrik dağıtım şirketi tarafından ülke genelinde uygulanacak tarifelerin içinde bulunan uygulama döneminin yıllar bazındaki ilgili tarife dönemleri için dağıtım şirketlerinin dağıtım ve perakende satış lisansı kapsamındaki parametlerinin EPDK tarafından belirlenmekte olduğunu, elektrik dağıtım şirketlerinin ilgili mevzuat kapsamındaki maliyetlerinin karşılanması bakımından EPDK Kurul Kararları ile onaylanarak Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren söz konusu tarifelere dağıtım şirketlerince uygulanmasnın yasal bir zorunluluk olduğunu, davacı tarafından faiz talep edilemeyeceği husununun esas hakkında hüküm kurulurkan dikkate alınmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın konusuz kalmış olması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
.. Satış A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu edilen bedellerin mevzuata uygun tahakkuk ettirildiğini, 6719 sayılı yasa, kanun yaşanan tereddütleri ve mahkemelerce verilen muhtelif kararların önüne geçmek için çıkarıldığını, bu nedenle davacı dava açtığı tarihte haklı durumda olmadığını, dava konusu olan alacak kalemleriyle ilgili açıklayıcı nitelikteki işbu kanun hükmü nedeniyle lehimize vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka açıkça aykırılık teşkil ettiğini bildirmek suretiyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; EPDK kurul kararları tarife ve tebliğleri EPDK Kanununun kendisine verdiği yetkiye dayanarak çıkarıldığını, müvekkil şirket bakımından ise, tarifelerin uygulanması yasal zorunlu olduğunu, diğer bir anlatımla lisans sahibi şirketlerin tarifeleri uygulayıp uygulamama ve kayıp kaçak bedelini tahsil etmeme gibi bir insiyatifi bulunmadığını, iadeye konu olan bedellere ilişkin yasanın yorumu ve uygulamasından kaynaklanan tartışmalara son vermek amacıyla 6719 sayılı kanun ile yasal düzenleme yapıldığını, bu nedenle ret kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi ve müvekkil aleyhine ücreti vekalet hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirmek suretiyle kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafça, davalı olarak… ve …’a husumet yöneltilmek suretiyle dava açıldığı ve B…’ın (… AŞ) taraf olarak gösterilmediği halde cevap dilekçesi sunarak, yargılama aşamalarına katıldığı, bu konuda davacının, davalı sıfatı yönünden, esasen gösterdiği 2 davalı da aynı ünvanlıyken, bu konuda açıklamasının sorulmadığı, karar başlığında, davalı olarak … ve . … AŞ olarak yazılı olduğu, kararın … unvanı ile tebliğ edildiği, buna rağmen …’ın istinaf başvurusu yaptığı ve bu başvuruya karşılık harç makbuzunun davalı …Ş adına kesildiği ve böylece, bu hatalı birbirini takip eden işlemler karşısında, dosya kapsamından pasif husumetin hangi davalı şirket yönünden yürütüldüğünün anlaşılamadığı, istinaf incelemesinde taraf ehliyetinin resen gözetileceği, böylece mahkemenin öncelikli olarak bu hususu çözümlemesi gerekirken, esastan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır.
… AŞ dağıtım şirketi olup, …iken şimdiki ünvanı …olan … AŞ, ayrı bir perakende satış şirketidir. Davacı dava dilekçesinde, ikinci davalı ünvanının başına “…” yazmakla eğer perakende satış şirketini hasım göstermek istemişse (ki bu ünvan dağıtım şirketine değil perakende satış şirketine aittir) bunun sorularak açıklattırılması, yok eğer, bu ünvanı hatalı yazmış ve sadece dağıtım şirketini hasım olarak göstermek isterken, dilekçesine davalı olarak mükerrer biçimde dağıtım şirketi adını yazmışsa, bu konuda da beyanını almak, buna göre de yargılama yapılıp karar başlığının ve hükmün buna göre düzenlenmesi gerekeceği açıktır.
Mahkemece, davacının bu durumu açıklamasını istemesi, açıklama sonrası, eğer gerekirse 6100 sayılı HMK’nın “Tarafta iradî değişiklik” başlıklı 124. maddesinin uygulama koşullarının oluşup oluşmadığı veya bunun maddi hata kabulü gerekip gerekmediği değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi, bu haliyle pasif husumet sorunu çözülmeden esas hakkında karar verilemeyeceği kanaatiyle, HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, taraf teşkili çözüldükten sonra yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
İstinafa konu kararın HMK 353/1-a-4, HMK 27. 31 ve 124. maddeleri uyarınca kaldırılmasına ve yeniden yargılamanın temini dosyanın için ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden taraflara istekleri halinde iadesine
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 25/10/2018