Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2372 E. 2020/893 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/2372
KARAR NO: 2020/893
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2018
NUMARASI: 2017/821 E – 2018/430 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 22/09/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 19/11/2015 tarihinde işlemiş faizi ile birlikte 267.148,33 TL alacağın tahsili için müvekkili aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleşmesine binaen davacı adına kayıtlı İstanbul İli, Beykoz İlçesi, … Mahallesi, … ada … parsel sayılı taşınmaz ile Sakarya İli, … İlçesi, … Mahallesi, …/… cilt/sayfada kayıtlı bağımsız bölüm üzerine haciz konulduğunu, takibin halen devam ettiğini, takipte borcun sebebinin “267.000,00 TL bedelli satış alacağı kaynaklı alacak” olarak belirtildiğini, oysa taraflar arasında böyle bir satış işlemi olmadığını, taraflar arasında İstanbul İli, Beykoz İlçesi, … Mahallesi, … ada … parsel arsa payı karşılığı İnşaat Yapım Protokolü düzenlendiğini, bu protokolün taraflar arasında yapılmış bir Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi olmayıp, sadece arsa payı karşılığı inşaat yapımı konusunda akdedilmiş bir porotokolden ibaret olduğunu, davalı şirketin müvekkili ile yaptığı yapım protokolünün aynısını davacıya ait parsele komşu olan 6 parsel sayılı taşınmazın maliki olan … isimli bir şahıs ile de yaptığını, davalı şirketin iş bu protole bağlı öncelikli edimlerini yerine getirmediğinden protokolün anlaşmalı olarak feshedildiğini, iş bu protokolün taraflar arasında düzenlenmiş olmasından sonraki bir tarihte davalı şirketin kendisiyle yapım protokolü düzenlediği kişilere ödünç olarak para verme yardımında bulunduğunun öğrenilmesi üzerine, müvekkilinin davalı şirketten ödünç para isteğinde bulunmuş olduğunu, davalı şirket tarafından müvekkiline ait banka hesabına 13/08/2014 tarihinde 100.000,00 TL ve 26/09/2014 tarihinde 5.000,00 TL yatırıldığını, müvekkilinin hesabına davalı şirket tarafından yatırılmış toplam 105.000,00 TL tutarındaki borcun halen ödenmediğini, aradan geçen süreye rağmen davalıya olan borcun ödenmeme sebebinin ise davalı şirketin bu miktarda alacağın ödenmesine rıza göstermeyip takibe konu edilmiş alacağın icra masrafları, faizi ve vekalet ücretleri toplamına eşit miktarda ödenmesini istemekte direniş göstermesi olduğunu, davalının takip miktarına erişmiş muaccel bir alacağının olmadığını beyanla, icra takip dosyasında 105.000,00 TL’yi aşan kısım yönünden müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, alacağın %20’si oranında tazminata ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Söz konusu kararı ,davalı vekili istinaf etmiştir. Ancak,Dairemizdeki istinaf incelemesi aşamasında, davacı asil tarafından İstanbul Hukuk Mahkemeleri Ön Bürosuna verilen ve kimliği-imzası tasdik edilen verilen 11/11/2019 tarihli dilekçe ile davadan feragat edildiği bildirilmiştir. Davalı vekilinin ilk derece mahkemesine verdiği ve dosyamıza UYAP kanalı ile gönderilen 11/11/2019 UYAP tarihli (dilekçe üzerinde 11/09/2019 tarihli) dilekçesi ile ,davacının davadan feragati sebebiyle vekalet ücreti ve yargılama gideri talep edilmediğinin bildirildiği anlaşılmıştır. HMK’nun 311. maddesine göre davadan feragat kesin bir hükmün sonuçlarını doğurur. HMK’nun 310. maddesine göre feragat hüküm kesinleşinceye kadar davanın her aşamasında mümkündür. Davadan feragat hakkında Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Dairesince bir karar verilmesi gereklidir.Bu sebeplerle, davacı taraf istinaf incelemesi sırasında davadan feragat ettiğinden HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, bu hususta yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, yeniden esas hakkında, “davanın feragat sebebiyle reddine” karar verilmesi ,davalı istinafının bu sebeplerle incelenmesine gerek bulunmadığı kanaatiyle, aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davacı taraf istinaf incelemesi sırasında davadan feragat ettiğinden HMK ‘nun 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, bu hususta yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden ,yeniden esas hakkında; 1-Davanın feragat sebebiyle reddine, 2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının ,davacı tarafça yatırılan 4.559,70 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla alınan 4.505,30TL harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde davacı tarafa iadesine, 3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafça talep edilmediğinden davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına, 5-Karar kesinleştiğinde ,varsa taraflarca yatırılan bakiye avansların yatıran tarafa iadesine, B-Davalının istinaf talebinin incelenmesine yer olmadığına, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davalının istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/09/2020