Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2261 E. 2020/1612 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/2261
KARAR NO: 2020/1612
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2018
NUMARASI: 2014/1305 E – 2018/538 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 24/11/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen 17/02/2011 tarihli Serbest Tüketici Elektrik Satış Sözleşmesi gereğince, 07/03/2011 ile 30/03/2014 tarihleri arasında yapılan elektrik enerjisi tüketiminin, …’tan alınan sayaç endeks dökümünde kayıtlara göre 863.180,49 kwh olduğunu, fakat kesilen faturalardaki tüketim toplamının 1.411.305,54 kwh olduğunu yani tüketilen elekrik enerjisi miktarının davalı tarafından fazla yansıtıldığını; bu durumun davalıya ihtarname ile bildirdiğini, yansıtılan bedelin iadesinin ihtar edildiğini, ayrıca faturalardaki dağıtım hizmet bedelinin … tarafından tespit edilen sabit bir bedel olması gerekirken, her fatura dönemi için 2.000,00 TL den az olmamak üzere bedeller yansıtıldığını, sözleşmede, tüketicinin bğlı bulunduğu tek zamanlı ticarethane elektrik tarifesi birim fiyatı üzerinden %25 indirim verildiğini, fakat faturalarda bu indirimin yapılmadığını, sözleşmenin 20. maddesinde “Elektrik enerji fonu, TRT fonu ve Elektrik Tüketim Vergisinin ilgili kurum ve kuruluşlara tedarikçi tarafından ödenektir” düzenlemesi bulunduğu halde, faturalarda tüm ve bedellerin taraflarına yansıtıldığını iddia ederek; fazla yansıtılan elekrik miktarının bedelinin tespit edilerek iadesini, fazla dağıtılan dağıtım hizmet bedelinin tespiti ve iadesini ,%25 indirim uygulanmamasından dolayı fazla tahsil edilen bedelin iadesini, tüketiciden tahsil edilen enerji fonu, TRTpayı ve Elektrik Tüketim vergisi bedellerinin iadesini, iade edilecek toplam bedele avans faizininde ilave edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ,ıslah dilekçesi ile talebini 92.881,30 TL daha arttırmıştır. Davalı vekili cevap diekçesi özetle; davacının iddia ettiği şekilde , tüketim miktarının fazla fatura edilmesinin sebebinin, davacının iki adet aboneliği için iki adet sayacı bulunduğunu, sözleşmenin 14. maddesine göre sayaç endekslerinin tüketicinin bağlı bulunduğu dağıtım şirketi … yetkili personelinin yaptığını,faturalarda ” dağıtım sistemi hizmet bedeli” adı altında bir kalem bulunduğunu, bu kalemin de kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmeti bedeli ve sayaç okuma bedeli toplamlarından oluştuğunu, bunun sabit bir bedel olmadığını, EPDK’nın yayınladığı birim fiyatlar ile tüketimin çarpılmasıyla bulunduğunu, EPDK’nın yayınladığı aktif enerji birim fiyatı üzerinden %25 indirimin uygulandığını, sözleşme gereği tedarikçi firmanın Elektrik Tüketim Vergisi, TRT payı ve Ereji fonu bedellerini faturaya ilave ederek davacıdan tahsil ettiğini ve ilgili kurumlara yatırıldığını, bu bedelleri tedarikçi firma tarafından karşılacağına dair bir bir taahhüdün söz konusu olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece , davalı tarafın davacı taraftan tüketilmeyen bir kısım enerji bedelini haksız olarak tahsil etmiş olduğu, alınan raporla bu bedelin tespit edildiği , bu doğrultuda ıslah dilekçesi de dikkate alınarak, davanın kabulü ile 102.147,82 TL asıl alacak 733,48 TL işlemiş faizin, dava tarihinden itibaren asıl alacağa işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı istinaf eden davalı vekili ,istinaf dilekçesinde özetle ; mahkemenin taleple bağlılık ilkesini gözetmeyerek usule aykırı karar verdiği, kararının gerekçesinin dosyadan aldırılan Bilirkişi Kurulu raporu olduğunu, ancak bilirkişilerin yetkilerini aşarak, davacının talep etmediği hususlarda tespitler yapıldığına ilişkin itirazlarının ek raporda da giderilmediği ,taraflar arasındaki ihtilafın kaynağının , davacının elektrik sayaçlarının tüketim kaydetmediği (0) olarak kayıt yaptığı tarihlerdeki tüketim miktarlarının … tarafından tahmini tüketim olarak yazıldığı dönemlerden kaynaklandığı,Dağıtım Sistemi Hizmet Bedelinin tüketicinin tüketimine göre değişkenlik gösterdiği, bu bedellerin EPDK’nın üç ayda bir güncelleyerek yayınladığı bedellerin tüketim miktarıyla çarpılmasıyla belirlendiğini ,bilirkişinin bu husustaki tesbit ve hesabının hatalı bulunduğunu,taraflar arasındaki sözleşmede ,tüketicinin bağlı bulunduğu tek zamanlı ticarethane elektrik tarifesi, birim fiyatı üzerinden %25 indirim yapılacağının kararlaştırıldığını ,sözleşmenin bu hükmüne göre tüketiciye her ay % 25 indirim yapıldığını, bilirkişi kurulunun 2011 yılındaki düzenleme ile birlikte alınmaya başlanan psh sayaç bedeli ile kayıp kaçak bedellerini hesaplama dışı bırakarak, hiç bir bedel hesaplaması yapmadan rapor tanziminin hatalı ve eksik olduğu, sözleşmenin 37. maddesinde delil anlaşmazlığı hükmünün düzenlenmiş olup, buna ilişkin hükümlerin dikkate alınmayarak kararın bu şekilde verilmesinin hatalı olduğu,tüketicinin sayaçlarının eksik veya hatalı kayıt yaptığı dönemlerle ilgili tahmini tüketim bedelleri dağıtım lisansı sahibi tüzel kişilik tarafından tespit edildiğini ,müvekkili şirketin tespitlerle ilgili yetkisi olmadığı ,kendilerine .husumet düşmediği , kararın kaldırılması gerektiği ileri sürülmüştür. İstinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece ,yargılama alınan bilirkişi kök ve ek raporunda; davalının , davacıya kullandığı elektrik enerjisi miktarından, 93.331 kWh fazla elektrik enerjisi miktarı tahakkuk ettirdiği, davalının yaptığı tahakkukların toplamının 452.573.07 TL olduğu ve sözleşmeye uymayan hususlar bulunduğu, davacının bu tahakkuklara karşı cari hesap ilişkisi içinde 452.573.07 TL ödeme yaptığı, sözleşmeye uygun olarak yapılan hesaplamaya göre davacının fatura borcunun toplamının, gecikme faizleri dahil, 350.425.25 TL olduğu, bu durumda davacının asıl alacak olarak 102.147,82 fazla ödeme yaptığının ve işlemiş faizin 733,8 TL olduğu hesap ve beyan edilmiştir. Olayda ,sayacın tüketim kaydetmediği dönemlerde okumayı yapan … görevlilerince bu dönemler için nasıl hesaplandığı belli olmayan, tahmini tüketim değerlerinin kaydedildiği, bilirkişi kurulunun ise , bu dönemler için olması gereken miktarları hesapladığı, böylece, PMUM kayıtlarına göre tüketim,sayaç endeks dökümü tüketim tablosundaki tüketimden fazla olduğu anlaşılmıştır. O halde,somut olayın özelliğine göre ,bilirkişi kurulunun bu şekildeki tesbit ve hesaplama yapmasının , davacının talebinin aşılması sonucunu doğurmadığı değerlendirilmiştir. Diğer yandan , 17/02/2011 tarihli “Serbest Tüketici elektrik Satış Sözleşmesinin 19. Maddesi hükmüne göre ,tedarikçinin faturalara Elektrik enerji fonu, TRT fonu ve Elektrik Tüketim Vergisinin yansıtacağı düzenlendiğinden, davacının sözleşmenin 20.maddesine göre bu bedellerin davacıya yansıtılmayacağına ilişkin aksi yöndeki iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Taraflarca imzalanan sözleşmede, faturalara bakım hizmet bedeli,iletim bedeli, psh bedeli yansıtılacağının düzenlendiği, kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelinin yansıtılmayacağının düzenlendiği, bu ilavelerin sözleşmeye uygun olmadığı kanaati ile bilirkişi kurulunca bu yönde hesaplamalar yapılmıştır. Davalı vekili, bu hesaplamaların yasaya aykırı olduğunu ileri sürmektedir.6719 Sayılı yasa ile getirilen düzenleme sebebiyle, kayıp kaçak vs. bedellerin maliyet unsuru olup,tüketicilere yansıtılacağı kesinleşmiş ise de ,taraflar arasında yapılan sözleşmede bu yönde özel düzenleme bulunduğundan ,bu düzenlemenin esas alınması gerektiği , bu sebeple bilirkişi kurulunun ( sözleşmedeki düzenleme uyarınca ) faturalara kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelinin yansıtılmayacağına ilişkin görüş ve hesaplamasının yerinde olduğu, davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığı ,verilen kararda usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla ,davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 7.027,83 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.757,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.270,83 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/11/2020