Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2221 E. 2020/1608 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2221
KARAR NO : 2020/1608
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2018
NUMARASI : 2015/877 E – 2018/508 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 24/11/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkete ait ticari araçların bakımı onarımı ile ilgilendiğini ve uzun süre davalı şirkete hizmet verdiğini, ancak davalı şirketin 2013 yılında aldığı hizmetlerine bazılarına ilişkin ödeme yapmaktan kaçındığını, davacının bakım ve onarım sebebiyle kestiği 01/06/2013 tarihli 5.900 TL bedelli, 26/06/2013 tarihli 14.836 TL bedelli ve 27/06/2013 tarihli 2.758,84 TL bedelli olmak üzere üç adet fatura bedelini davalının ödemekten imtina ettiğini, davacının İzmir ….Noterliğinin 28/04/2014 keşide tarihli 05/05/2014 tebliğ tarihli, ihtarname ile fatura bedellerinin ödenmesini isteyerek davalı şirketi temerrüde düşürdüğünü, davalı şirketin noterlik ihtarnamesi ile faturaların kendilerine ulaşmadığını, belirtilen bedelleri ödemeyeceğini, iddia edilen hizmeti almadığını beyan ettiğini, bunun üzerine faturaların değişik kargo şirketleri vasıtasıyla davalıya gönderildiğini, davalının yine faturanın gelmediği gerekçesiyle ödemeden kaçınması üzerine ,davacının bizzat fatura suretlerini elden davalı şirkete teslim ettiğini,ödeme yapılmayınca davalı şirkete karşı İstanbul ….İca Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20.sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının mülkiyeti kendisine ait araçların bakım-onarımı için 2012 ve 2013 yıllarında davacıdan hizmet satın aldığını, ancak aldığı bütün hizmetin bedelini ödediğini ve davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, bahse konu faturaların hiçbir zaman davalıya ulaşmamış olup, davalı defterlerinde kayıtlı bulunmadığı gibi, davalı uhdesinde davacıdan söz konusu faturalara konu bir hizmet alındığına ilişkin hiçbir belge ve bilgi de bulunmadığını,faturaların davacı tarafından davalıya elden teslim edildiği belirtilmekle birlikte davacının bu iddasını belge ile ispatlaması gerektiğini, söz konusu faturaların icra takibine dayanak yapılmasına rağmen ödeme emri ekinde tebliğ edilmediklerini, dolayısı ile gerek icra takip tarihi, gerekse dava tarihi itibarı ile davalıya usulünce tebliğ edilmiş bir fatura veya davacı tarafında iddia olunan hizmetin yapıldığına ilişin bir belge ve bilgi bulunmadığından davalının herhangi bir ödeme yapması ve/veya temerrüdünün söz konusu olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, hiçbir belgeye dayanmadan haksız ve kötü niyetli olarak gerçekleştirilen takip nedeniyle davacının %20 den aşağı olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece ,1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin 23.494,84 TL asıl alacak 1.232,84 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.727,68 TL üzerinden asıl alacağın takip tarihinden itibaren takip talebinde belirtilen faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının (23.494,84 TL) %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Sözkonusu kararı davalı vekili istinaf etmiş olup,takip konusu faturaların kendilerine tebliğ edilmediğini,ödeme emrinin ekinde de sunulmadığını,faturaların da asıllarının değil,okunaksız fotokopilerinin ibraz edildiğini,araçların servise kim tarafından getirildiği ve tesli alındığının isbatlanması gerektiğini, servis formları ile faturaların karşılanması gerektiğini, diğer yandan alacağın likit olmadığını,takipteki faiz oranına da itirazlarının dikkate alınmadığını ileri sürmüştür.istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede ;davalı ,davacı ile aralarında araç tamirine yönelik bir eser sözleşmesinin varlığını kabul etmemektedir.Bu sebeple öncelikli olarak ,eser sözleşmesinin isbatı üzerinde durulması gereklidir.Olayda tatbiki gereken hükümler Türk Borçlar Kanunu’nun eser sözleşmesine ilişkin hükümleri ile HMK’ nun isbata yönelik hükümleridir. TBK m. 470.maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi; yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise iş sahibine düşer. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 2015/2015 E.- 2016/937 K. emsal)Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davacının tamir bedelini davalı araç malikinden talep ettiği, davalının ise aracın onarımı için davacı şirketle aralarında yapılmış bir anlaşma mevcut olmadığından bahisle ödemeden imtina ettiği anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesinde, sözleşme ilişkisinin varlığını ispat yükü yükleniciye aittir. Taraflar arasında araç tamirine dair yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davacı, davalı ile aralarında araç tamirine ilişkin sözleşme ilişkisinin kurulduğunu HMK 200 ve devamı maddeleri gereğince yasal deliller ile ispat etmelidir. Mahkemece , mali müşavir bilirkişiden alınan raporda; davacı ve davalı şirketin 2013 yılı ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süreler içerisinde yapıldığı, davaya konu faturaların fotokopilerinin tam okunmadığı, ticari teamüller açısından açık fatura olarak düzenlendikleri, fatura düzenlenmesine mesnet teşkil eden bakım-onarım işi için Arıza Servis Formu koçanları incelendiğinde, alacaklı firmanın alacağının mesnedi olarak bakım onarımı yapılan araçların davalıya ait araçlar olduğunun anılan şirket kayıtlarından teyit edildiği, tarafların ticari defterleri ve Arıza Servis Formlarının incelenmesinden iki firma arasında 2012 yılında da servis bakım onarım işlerinin yapılageldiği, fatura düzenlendiği ve ödemeler yapıldığı, davalı şirketin muhasebe biriminden alınan … cari kart verileri incelendiğinde, 2012 yılından da devreden fatura bakiyelerinin olduğu ve 2013 yılında da devam ettiği ve bakiye borçlarının 12/02/2013 tarihinde 10.000 TL ve 10/07/2013 tarihinde 5.000 TL olmak üzere ödeme yaptığı ve 260,15 TL borç kaldığı, 2014 yılında ise herhangi bir fatura ve ödemenin olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece ,tamir gören araçların servise kim tarafından getirildiği ve tesilm alındığı hususlarının tesbiti yönünden , İzmir SGK Müdürlüğünden davacı …-… bünyesinde, Beşiktaş SGK müdürlüğünden davalı şirket bünyesinde 2013 yılı içerisinde bordrolu çalışan işçilere ait liste getirtilmiştir, tanıklar dinlenmiştir. Davacı açıkça yemin deliline dayanmamış ise de mevcut delillerin eser sözleşmesinin isbatına yeterli olduğu sonucuna varılmıştır.Böylece ,davacı taarfça eser sözleşmesi isbatlanmış olmakla,bu durumda mahkemece davacı tarafa faturaların orjinal örneklerinin ibraz etmesinin sağlanması ile ,faturalar ve servis belgelerinin karşılaştırılıp,yapılan tamir işlemleri,bunların faturalar ve rayiçlerle karşılaştırılması,mevcut tamiratların tesbiti ve yapılan işlerin kadri marufunda olup olmadığının tesbiti yönlerinden,uyuşmazlığın niteliğine göre bu yönlerden makine mühendisi bilirkişi raporu alınması gerekli olduğu,davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/11/2020