Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2219 E. 2021/90 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/2219
KARAR NO: 2021/90
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/04/2018
NUMARASI: 2016/925 E – 2018/467 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 19/01/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa göre kurulmuş bir tedarik şirketi olduğunu, bu kapsamda taraflar arasında elektrik tedarik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme süresi boyunca davalı şirkete elektrik satışı yapıldığını, bu kapsamda faturalar düzenlendiğini, fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu beyanla , davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını, %20 oranında icra inkar tazminatının davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01/09/2013 tarihinde sözleşme imzalandığını, ancak davacının sözleşmeye aykırı davranmasından dolayı faturanın kesildiğini, 6446 Sayılı Kanun ve bu kanunun uygulanması ile ilgili yönetmelikler ve tebliğlerin hiç birinde tedarikçi ve abone ile yapılacak ikili anlaşmalara süre sınırı konulmadığını, tam aksine bu sözleşmelerin süresiz olacağının düzenlendiğini, 04.08.2016 Tarihli Resmi Gazete yayımlanan ‘Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’ in 4.maddesi ile ilgili yönetmeliğin 12. maddesine eklenen 5. Bent ikili anlaşmalarda taahhüt verilerek sözleşme akdedilmesinin yolunu açtığını, yani 04.08,2016 tarihi öncesi ve sonrasındaki durumun farklı olduğunu , tedarikçi ile abone arasında yapılan ikili anlaşmalara süre sınırı konulmasının mevzuat bakımından mümkün olamayacağını, süreye bağlanan sözleşme hükümlerinin geçersiz olduğunu, yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 6/1. maddesinde “Geçici kullamm amaçlı bağlantılar için yapılan perakende satış sözleşmeleri hariç olmak üzere, perakende satıs sözleşmesinde süre sınırı bulunmaz” hükmünün , davacı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin süresiz yapılması gerektiğini açıkça gösterdiğini, 04 08.2016 tarihinden sonra tüketiciye taahhüt vermek şartı ile süreye bağlı anlaşma yapılmasının yolunun açıldığını, davacı şirketin 04.08.2016 tarihinden önce akdedilen bir sözleşmeye dayanarak müvekkili davalıya “süreden önce fesih” iddiası ile cezai şart yansıtmasının hukuken mümkün olamayacağını beyanla , haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece ,yargılamada alınan bilirkişi raporlarına itibar edilmemiş, sözleşme bitim tarihinden önce davalının sözleşmeyi feshettiği anlaşılmakla, sözleşmenin feshedildiği Mayıs 2016 tarihinden sonra yönetmelik hükmünün 04/08/2016 tarihinde fesihden sonra yürürlüğe girdiği gözetilerek fesih tarihine göre hesaplanan alacak miktarını davacının talep etmekte haklı olduğu , özel hukuk hükümlerine geçmişe yürümeyeceği kuralı da gözetilerek her iki bilirkişi raporunda da ceza miktarının 6.616,31 TL olduğu gözetilerek, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede ceza-i şarta uygulanacak faize ilişkin atıf yapılan sözleşmenin 4.2 maddesinde hüküm bulunmaması nedeniyle, fatura tarihi olan 14/06/2016 ile icra takip tarihi olan 29/06/2016 tarihleri arasında olan Merkez Bankasınca uygulanan % 10,5 avans faiz oranı dikkate alınarak davacının davalıdan 6.644,86 TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle, “Davanın kısmen kabulüne İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının kısmen iptali ile takibin takip tarihi itibariyle 6.616,31 TL asıl alacak, 28,55 TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 6.644.86 TL üzerinden devamına, asıl alacak 6.616,31 TL’ye takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” karar verilmiştir. Sözkonusu kararı, davacı vekili istinaf etmiş olup, taraflar arasında akdedilen 01/10/2013-01/10/2015 bitiş tarihli sözleşme süresinde feshedilmediğinden 1 yıl uzadığını,davacıdan elektirk alımının mayıs 2016 tarihinde sonlandırıldığını,davacı tarafça sözleşmenin süresinden önce feshedildiği gerekçesiyle, müvekkili hakkında ceza faturası düzenlendiğini,yargılamada alınan bilirkişi raporlarında mevuzat uyarınca davacı şirketin ceza tahakkuk ettiremeyeceği görüşünün bildirildiğini,buna rağmen mahkemenin aksi yönde karar verdiğini, sözleşmenin yapıldığı tarihteki mevzuata göre süreli sözleşme akdedilemeyeceği, aksi yöndeki sözleşme hükümlerinin geçersiz olacağını, buna rağmen mahkemece itirazın iptaline karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür. …355.maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ,dava ,abonelik sözleşmesinin süresinden önce feshi iddiasına dayalı olarak tanzim edilen cezai şart faturasının tahsili için yapılan takipte ,itirazın iptali talebine ilişkindir. Mahkemece, yargılamada bilirkişi raporları alınmıştır. İtiraz üzerine alınan bilirkişi raporunda , taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme gereğince, sözleşmenin fesih edilmesinden önce davalı tarafın davacı tarafa 2 ay önceden göndermesi gereken uyarının dosya kapsamında bulunmadığı, zira böyle bir uyarının davalı taraf tarafından gönderilmemiş olduğu, tek taraflı fesih işleminin Nisan 2016 tarihinde yapıldığı, bu tarihte geçerli olan 6502 Sayılı Kanunun 52. maddesinin 4. bendi gereğince taraflar arasında kurulan sözleşmenin feshedilmiş olduğu, 04.08.2016 tarihli tebliğ ise bu fesih tarihinden yaklaşık 4 ay sonra resmiyet kazanarak yürürlüğe girdiği, o halde davacı tarafından davalı … firmasına keşide edilen 21.06.2016 tarihli … nolu faturadaki 6.616,31TL tutarın ödenmesini hükme bağlayabilecek herhangi bir unsurun oluşmadığı, davalının istediği zaman sözleşmeyi feshetme imkanına sahip olduğu, davalının tedarikçi değiştirmesinin sözleşmenin bitim tarihini beklemeden yapabileceği ve bu konuda kendisinin herhangi bir cezai ödeme yapmak zorunda olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Ne var ki ;her iki tarafı da tacir olup,Ticaret Mahkemesinde görülen bir davada rapor tanzim eden bilirkişinin (itiraza uğrayan önceki rapordaki gibi) ,ancak tüketici uyuşmazlıklarında uygulanacak olan 6502 Sayılı Yasanın ,sözleşme süresi ve feshe ilişkin hükümlerini hatalı olarak somut olaya uygulayarak sonuca gitmişlerdir. Mahkeme bilirkişi raporlarına itibar etmemiş, Hakim tarafından yapılan değerlendirme ile ; taraflar arasındaki sözleşmenin 01/10/2013 – 01/10/2015 tarihleri arasında geçerli olduğu, sözleşme bitiş tarihinden önce abone tarafından abonin son iki fatura toplamı kadar ceza-i şartı ödemek zorunda olduğu, 01/10/2015 tarihinden iki ay önce davalının davacıya sözleşme gereği iki ay önceden ayrılacağını bildirmediğinden, sözleşmenin bir sene kadar kendiliğinden uzayarak bitim tarihinin 01/10/2016 tarihi olduğu, davalının Mayıs 2016 tarihinden itibaren sözleşme kapsamında davacıdan elektrik almayı durdurup başka bir elektrik firmasından elektrik kullanmaya başladığı, dolayısıyla sözleşme bitim tarihinden önce sözleşmeyi feshettiği ,sözleşmenin 7.1 maddesine göre, sözleşmede anılan hallerin dışında sözleşme süresi içerisinde abone tarafından feshedilemeyeceği, sözleşme bitiş tarihinden önce sözleşmenin abone tarafından feshedilmesi halinde, abonenin son iki ayın fatura toplamı kadar cezai şartı ödemekle yükümlü olduğunun belirlendiği, sözleşmenin feshedildiği Mayıs 2016 tarihinden sonra yönetmelik hükmünün 04/08/2016 tarihinde fesihden sonra yürürlüğe girdiği gözetilerek fesih tarihine göre heasplanan alacak miktarını davacının sözleşmeye göre talep etmekte haklı olduğu, özel hukuk hükümlerine geçmişe yürümeyeceği kuralı da gözetilerek her iki bilirkişi raporunda da ceza miktarının 6.616,31 TL olduğu gözetilerek , taraflar arasında düzenlenen sözleşmede ceza-i şarta uygulanacak faize ilişkin atıf yapılan sözleşmenin 4.2 maddesinde hüküm bulunmaması nedeniyle fatura tarihi olan 14/06/2016 ile icra takip tarihi olan 29/06/2016 tarihleri arasında olan Merkez Bankasınca uygulanan % 10,5 avans faiz oranı dikkate alınarak davacının davalıdan 6.644,86 TL alacağı bulunduğu tesbit edilerek karar verilmiştir. Mahkemenin vakıa ve hukuki denetimi yönünden , kararda usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla ,davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 453,91 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 113,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 340,44 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19/01/2021