Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/221 E. 2018/497 K. 27.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/221
KARAR NO : 2018/497
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2017
NUMARASI : 2015/252 E – 2017/570 K
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 27/04/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ,davacı şirketin 03/2008 döneminden 12/2013 dönemi sonuna kadar elektriği davalı şirketten satın aldığını, davalının faturalarda hizmet bedeli karşılığı olmayan kayıp/kaçak bedeli alındığını, 2011 yılı öncesinde davalı tarafından faturalardaki kayıp/kaçak bedelleri gizlendiğinden bu hususun ancak bilirkişi incelemesiyle yapılacak hesaplamayla ortaya çıkacağını, bu nedenle haksız ve hukuka aykırı olarak alınmış kayıp kaçak bedellerinin tespiti ile HMK m.107 uyarınca şimdilik 5.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davaya konu fatura kalemleri EPDK kararları doğrultusunda tahsil edildiğinden, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece ,konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Sözkonusu kararı taraflar istinaf etmiştir. Davacı tarafça istinaf sebepleri olarak, 6719 sayılı yasanın olaya uygulanması ile kanunların geriye yürümezliği ilkesinin ihlal edildiği, ayrıca Anayasa mahkemesine yapılan başvuruların bekletici mesele yapılmaması sebebiyle kararın usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek, istinaf yolu ile kaldırılması talep edilmiştir.
Davalı vekili ise katılma yolu ile verdiği istinaf dilekçesinde, davacının başlangıçta haklılık durumunun sözkonusu olmadığını, davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğu istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
HMK.nun 355. maddesi uyarınca, taraf vekillerinin ileri sürdükleri istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 Sayılı Kanunun geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Anılan yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine yapılan iptal başvurularının bekletici mesele yapılmamasına ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde , dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde çok sayıda mahkemenin Anayasaya aykırılık başvurularının, istinafa konu kararın karar tarihi itibariyle yasal karara bağlama süresinin geçtiği ve henüz sonuçlanmadığı, bazı mahkemelerinin başvurularının da usulden reddedildiği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar( Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2). Aksi halde, Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve onun kararını beklemekte olan mahkeme, beklemeye son vererek, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırabilir. Dolayısıyla, mahkemenin, Anayasanın m. 152,III; Any. Mah.Kuruluş Kn m. 28,IV c,2 gereğince, Anayasa Mahkemesine başvurunun esastan incelenmesini beklemeksizin, yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması ve Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruları bekletici mesele yapmaması hukuka aykırı bulunmamıştır.Bu sebeple davacı tarafın istinaf talebinin HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı tarafın vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin istinaf taleplerinin incelenmesine gelince; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Bu sebeple mahkemece ” dava konusuz kaldığından; esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve HMK nun 331/1 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve bu kapsamda maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesinde usul ve hukuka aykırlık bulunmamaktadır. Diğer yandan davacının, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden , davalı tarafın bu yönlere ilişkin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla , davalı tarafın istinaf talebinin de HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Tarafların istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine,
Peşin alınan istinaf karar harçlarının mahsubu ile ,bakiye 4,50 TL karar harçlarının ilk derece mahkemesince taraflardan ayrı ayrı tahsiline ,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/04/2018