Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2188 E. 2020/1587 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2188
KARAR NO : 2020/1587
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ 17/04/2018
NUMARASI : 2017/447 E – 2018/376 K
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/11/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; dilekçede açıklanan nedenlerle; fazlaya dair talep, dava hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik; … A.Ş.’nin, Mart 2011 – Aralık 2011 tarihleri arasında, davacı şirketten haksız olarak tahsil ettiği bedellerin iadesi için, Kayıp – kaçak elektrik bedeli için 2000TL, dağıtım Bedeli için 500 TL, üretim Bedeli için 500 TL ve Perakende Satış Hizmet /Sayaç Okuma) bedeli 500 TL olmak üzere toplamda 3.500 TL’nin tahsil tarihlerinden itibaren İşleyecek ticari işlerde uygulanan avans (reeskont) faizi ile davalı … A.Ş.’den alınarak davacı şirkete verilmesine, … A.Ş.’nin, Ocak 2012-Aralık 2012 tarihleri arasında, davacı şirketten haksız olarak tahsil ettiği bedellerin iadesi için, kayıp – kaçak elektrik bedeli için 2000 TL, dağıtım bedeli için 500 TL, İletim Bedeli için 500 TL olmak üzere toplamda şimdilik 3000 TL’nin, tahsil tarihlerinden İtibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan avans (reeskont) faizi ile davalı … A.Ş.’ den alınarak davacı şirkete verilmesine, … A.Ş.’nin, 06/2011 ve 01/2012 dönemli faturalarla, davacı şirketten haksız olarak tahsil ettiği bedellerin iadesi için, kayıp – kaçak elektrik bedel için 1000 TL, Dağıtım bedeli için 200 TL, İletim Hattı Kullanma Bedeli için 200 TL, Perakende Satış hizmet (Sayaç Okuma) bedeli 100 TL olmak üzere toplamda şimdilik 1500 TL’nin tahsil tarihlerinden itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan avans(reeskont) faizi ile davalı …A.Ş.’ den alınarak davacı şirkete verilmesine, …A.Ş.’nin Ocak 2013 – Aralık 2014 tarihleri arasında, davacı şirketten haksız olarak tahsil ettiği bedellerin iadesi için, kayıp – kaçak elektrik bedeli için 200 TL, Dağıtım Bedeli için 500 TL. İletim Bedeli için 500 TL olmak üzere toplamda şimdilik 3000 TL’nin, tahsil tarihlerinden itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan avans(reeskont) faizi ile davalı … A.Ş.’ den alınarak davacı şirkete verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar … A.Ş. ve… A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin adresleri dikkate alınarak müvekkillerine karşı açılacak davalarda yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle dosyanın Bakırköy Nöbetçi ATM’ye gönderilmesini, müvekkili şirketlerin Elektrik dağıtım şirketi olmayıp özel sektör mensubu bir elektrik satış şirketi olduğunu, bu nedenle kendi adına tahsil etmediği kayıp kaçak, sayaç okuma vs bedellerin müvekkilinden talep ve tahsil edilmesinin mümkün olmadığını, elektrik faturalarına yansıtılan kayıp kaçak bedelinin mevzuat gereğince ve kapsamında tahsil edilmekte olup keyfi bir uygulama olmadığını, kayıp kaçak bedelinin elektrik sistem altyapı ve iletimi esnasında doğan kayıpların telafisi anlamına geldiğini, davacının faiz talep etme hakkının hukuken bulunmadığını, davacının tacir olup söz konusu faturalara yasal süresi içinde itiraz etmediğini, fatura ve içeriğini kabul ettiğini, davacının aldığı hizmetlerin bedelini ödemekle yükümlü olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …San. A.Ş.vekili cevap dilekçesinde; yerel mahkemenin halen yürürlükte bulunan kurul kararına istinaden tesis edilen işlemi hukuka aykırı bulmasının hukuk kuralları uyarınca mümkün olmadığını, bu görevin kanun açık hükmü gereğince Danıştay’da olduğunu, öncelikle görev yönünden itirazlarının kabulü ile davanın reddini, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının iradesine uygun ve bilinçli bir sözleşme yaptığını, davalı müvekkilinin sözleşmeye ve mevzuata uygun olarak mevzuatın kendisini yükümlü kıldığı üzere kayıp kaçak, iletim ve dağıtım bedellerini davacıdan tahsil ederek ilgili dağıtım şirketine ödediğini, davacının bu bedelleri ilgili faturalara itiraz etmeden ödediğini, bu kapsamda taraflarına bu davada husumet yöneltilemeyeceğini, diğer taraftan yapılan işten sözleşmeye ve kanuna uygun olduğundan davanın reddi gerektiği gibi davacının faturalara süresinde itiraz etmemesi nedeniyle de talep hakkı bulunmadığını beyanla davanın öncelikle görev, husumet, zaman aşımı, belirsiz alacak davası itirazları yönünden reddine, her halükarda davanın esasa ilişkin beyanları nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dilekçede açıklanan sebeplerle; öncelikle zaman aşımı, görev hak düşürücü süreye yönelik ve husumet itirazlarını tekrarla bu yönden davanın reddine karar verilmesini, kayıp kaçak tahakkuklarının EPDK ve mevzuat içtihatlarına uygun olup haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme tarafından; 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen;Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan bu yasa değişiklikleri ve emsal Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’ nin 2016/20106 E. 2017/9319 K. Sayılı kararı birlikte değerlendirildiğinde; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan (ve halen derdest olan) davalar, (açıklanan yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte) konusuz kalmıştır. Açıklanan bu sebeplerle dava konusuz kalmış olmakla esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. ‘Konusuz kalan dava hakkında esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına’ karar verilmiştir.Davalı …A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle ;mahkeme tarafından 17.06.2016 tarihli 6719 sayılı kanun ile yapılan değişiklik ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin doğru olmadığı, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin kısmın kaldırılması gerektiği belirtilerek Mahkeme kararı istinaf edilmiştir.HMK 355.maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme soncu ;Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak, bedellerinin istirdatı istemine ilişkindir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 Karar Sayılı ilamıyla; 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesi ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verildiği, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun bu maddeye dayanarak 11.08.2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliği” yayımladığı, lisans sahibi şirketlerinde bu tebliğe uygun olarak tüketiciden kayıp-kaçak bedeli adı altında bedel tahsil ettikleri, ancak anılan madde ile Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisinin verilmediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararları ile bu bedelin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenleme ve yukarıda açıklanan Hukuk Genel Kurulu kararı doğrultusunda, Dairemizce; kayıp-kaçak bedeli gibi dağıtım şirketleri tarafından faturalara yansıtılan dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin, tüketicilerden tahsil edilemeyeceği kabul edilmiştir.Ne var ki, 17/06/2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,Geçici Madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.Yukarıda açıklanan bu yasa değişiklikleri birlikte değerlendirildiğinde; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan ve halen derdest olan davalar, bu yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte konusuz kalmıştır.Davalı vekilinin istinaf incelemesi sonucu; davalının, davanın açılmasına sebebiyet verip vermediği, bu bağlamda davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.Yargılama harç ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan tarafa, eş söyleyişle aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir (HMK m. 326/I). Bu cümleden olarak, davayı kazanan taraf, davayı bir vekil aracılığı ile takip etmişse, haksız çıkan taraf, yargılama gideri olarak vekalet ücreti ödemeye de mahkum edilir (HMK m. 323/1-ğ).Bir tarafın, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkmış olması halinde, yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği kuşkusuzdur.Burada önemle vurgulanmalıdır ki, bir kimseye diğer tarafın dava giderlerinin yükletilmesinin nedeni, o kimsenin diğer tarafın gider yapmasına haksız olarak sebebiyet vermiş olmasıdır. İşte bu nedenledir ki, dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında meydana gelen mevzuat değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden sorumlu tutulması olanaklı değildir. Dosyamızda davacı, davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Eş söyleyişle, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Davacı tarafından, davalıdan kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti ve sayaç okuma bedellerinin tahsilinin talep edildiği davada, “karar verilmesine yer olmadığına” dair verilen karar, yargılama sırasında yürürlüge giren yasa değişikliğinin bir sonucudur. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.Bu durumda; Dava 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesibu yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte konusuz kaldığından bu davada karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Yukardaki açıklamalardanda anlaşılacağı üzere dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmiş olup ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalılardan tahsiline ve davalı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/11/2020