Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2175 E. 2020/925 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/2175
KARAR NO: 2020/925
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/05/2018
NUMARASI: 2017/474 E – 2018/325 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 23/09/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşme gereği, davacı adına düzenlenen dava konusu faturada kullanım bedeli olmayan tutarlar ile yanıca kayıp enerji bedeli ibaresi ile sözleşme harici başkaca tahakkuklar yapıldığını, yapılan bu tahakkkuk bedellerinin toplamının 47.097,80-TL olduğunu, 31/03/2015 tarih … nolu 62.783,10 TL tutarlı elektrik faturasının fahiş olduğunu ve önceki aylarda yansıtılan fatura bedelleri arasında tutarsızlık bulunduğunu beyan etmesine rağmen davalı şirket tarafından davacıya bu konuda somut bir delil sunulmadığını, bunun üzerine Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesine 2015/1122 Esas sayılı dosyası ile açmış oldukları menfi tespit davasında dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 12.600,00-TL talep edildiğini, dava dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunda davacı hakkında kayıp enerji bedeli de dahil borç adı altında tahakkuk ettirilen miktarın 62.783,10-TL, tahakkuk ettirilmesi gereken miktarın 16.090,50-TL olduğu, davacıya fazla tahakkuk ettirilen 46.692,60-TL’nin ise hukuki dayanağının bulunmadığının tespit edildiğini,davayı ıslah ettiklerini, ancak ıslah dilekçesinde sehven bilirkişi raporunda belirtilen borç miktarı olan 16.090,50-TL yazıldığından davayı ıslah etmelerine rağmen mahkemece sehven bilirkişi raporunda belirtilen borç miktarı olan 16.090,50-TL üzerinden davanın kabulüne karar verildiğini belirterek, öncelikle davanın ek dava olması dikkate alınarak davacının işletmesinin sürdürebilirliği için zaruri olan elektrik ihtiyacının kullanıma kapatılmasının tedbiren önlenmesine ve davacı icra tehdidi altında olduğundan davacı aleyhine icra takibi yapılmasının durdurulmasına, Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1122 Esas sayılı dosyasındaki bilirkişi raporu doğrultusunda davacının söz konusu faturadan dolayı 30.692,00-TL tutarında davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının … numaralı elektrik tesisatı abonesi olduğunu, davacının kullanmış olduğu elektrik tüketim bedelinin 139.346,650 kWh miktarın tahsil edilemeyeceği, fatura döneminde eksik tüketim bedeli 2015/03 dönem faturasına yansıtıldığını, davacının Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1122 Esas sayılı dosyası ile açmış olduğu davanın karara bağlandığını, kararı istinaf ettiklerini ve henüz kesinleşmediğini, öncelikle delil listesinde yer alan … nolu tesisata ait “tesisat cari endeks dökümü”, ” tesisat kullanım dökümü” abonman karton bilgileri ile kurulu güç bilgilerinin celbinin gerektiğini, diğer taraftan davacıya tahakkuk ettirilen faturanın ayrıntılı dökümü ve neye göre bu faturanın tahakkuk ettirildiğinin de davalı kurumdan sorulması gerektiğini, davacının dayandığı bilirkişi raporunun yetersiz olup eksik inceleme sonucu düzenlendiğini, diğer taraftan kayıp kaçak-dağıtım bedeli- TRT payı vs. diğer bedellerin son değişen kanun gereğince faturaya dahil edilmesinin uygun olduğunu, yine aynı şekilde KDV hesaplamasının da faturaya yansıtılması gerektiğini, ancak bilirkişinin beyana ve tahmine dayanarak elektrik faturalarında olması gereken diğer tüm yasal kalemler göz ardı edilerek yasal kalemler dahil edilmeden hesaplama yaptığını, bu nedenle bilimsel ve hukukçu bilirkişiden oluşan heyetten rapor alınması gerektiğini, davacı taleplerinin kanun, yönetmelik ve içtihatlara aykırı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece ,açılan dava, davacının işyerinde kurulu bulunan … numaralı tesisattan dolayı tahakkuk ettirilen 31/03/2015 tarihli … nolu 62.783,10 TL’lik elektrik faturasından 30.692,00 TL borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin ek dava niteliğinde olduğu,aynı faturayla ilgili Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1122 esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında benimsenen 14/03/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda ıslah dilekçesi de dikkate alınarak davanın kabulüne, dava konusu 31/03/2015 tarih, … nolu, 62.783,10 TL tutarlı faturanın 16.090,50 TL’lik kısmından davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar veridiği, anılan kararın İstinaf incelemesinden geçerek 26/01/2018 tarihinde kesinleştiği, bu kesinleşmiş kararın somut davadan güçlü delil niteliğinde olduğunu,kesinleşen karara dayanak olan 14/03/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunun bu davada da benimsendiğini,davalı tarafça davacı tarafa tahakkuk ettirilmiş olan 31/03/2015 tarihli fatura incelendiğinde endeks esasına dayalı olarak 16/02/2015 ile 25/03/2015 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan 51,163,50 kWh aktif tüketim ve endeks hesaba dayalı olmadığı tespit edilen 139,346,650 kWh tüketim miktarının toplanarak 190,346,650 kWh tüketim miktarının davacı tarafa fatura edildiği, toplam tüketim miktarı üzerinden PSH, sayaç okuma, iletim ve dağıtım bedellerinin faturaya yansıtıldığı ve bahse konu tüketim miktarı üzerinden yasal vergi kalemleri TRT payı, enerji fonu, BTV(Belediye Tüketim Vergisi)’nin faturada yer aldığı, toplam miktara KDV eklenerek 62.783,10 TL fatura bedeli hesaplandığı tespit edilmekle,bilirkişi kurulu ile yapılan inceleme ve hesaplama neticesinde faturadaki endeks esasına dayalı olmadığı tespit edilen 139,346,650 kWh tüketim miktarının neye istinaden faturaya yansıtıldığı davalı tarafça açıklanamamış olup, bu miktardaki tüketimin endeks hesabına dayalı olmadığının anlaşıldığı,bilirkişi kurulunca bu sebeple gerçek tüketim miktarı üzerinden yapılan hesaplamanın doğru olduğu, raporda 6719 sayılı yasa ile getirilen düzenleme sebebiyle maliyet unsuruna dahil edilen kayıp kaçak vs.bedellerin de hesaplamaya dahil edildiği, enerji fonu, KDV eklenmek suretiyle yapılan hesaplama ve tespitlerin yöntemince yapıldığı, dava konusu fatura dönemindeki gerçek tüketim miktarının sayaç endeksine dayalı olarak tespit edilen 51.163,650 kWh olması gerektiği, bu nedenle davacıya tahakkuk etttirilen 62.783,10 TL tutarındaki faturanın hatalı olduğu, gerçekte davacı tarafa tahakkuk ettirilmesi gereken bedelin 16.090,50 TL olduğu, 46.692,60 TL tutarındaki fazlalığın hukuki bir dayanağının bulunmadığını, borçlu olunmayan 46.692,60-TL’den kesinleşen mahkeme kararına göre hükmolunan 16.090,50-TL tenzil edildiğinde, davacının bu davada 30.602,10-TL borçlu olmadığı gerekçesiyle, “1-Davanın Kısmen Kabulüne, Dava konusu 31/03/2015 tarih ve 454663 nolu 62.783,10-TL bedelli faturanın 30.602,10-TL lik kısmından daha davacının davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, Söz konusu karara karşı davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.İstinaf dilekçesinde; davaya konu faturanın neye göre tahakkuk ettirildiğinin davalı kurumdan sorulması ve yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerekirken itirazları değerlendirmeden ve yeni davada hiç bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verilmesinin usul ve hukuka aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava ek dava niteliğindedir.İlk dava aktif tüketim ve kayıp kaçak vs tutarlarına ilişkin 62.783,10 TLlık faturanın şimdilik 12.600,00 TL.lık kısmından dan borçlu olmadıklarının tespiti talebinin içerdiği ,alınan bilirkişi raporunda davacının bu faturadan dolayı 46.692,60 TL borçlu olmadının belirlenmesi sonrası ,davacı tarafça arttrılan bedel yönünden zuhulen 16.090,50 TLlık arttrımın ıslah dilekçesi adı altında yapıldığı,mahkemece de Bakırköy 6 ATM 2015/1122 E.sayılı dosya ile bu tutara hükmedildiği,ek dava olarak açılan bu davada ise bakiye 30.602,10 TL hakkında da menfi tespit talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davaya dayanak yapılan asıl davanın istinaf incelemesinden geçerek BAM 3.HD 2017/1451 E.2018/99 K.sayılı ilamı ile davalının istinaf talebinin reddine karar verilerek kesinleştiği,asıl davadaki bilirkişi raporunun taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine uygun olduğu görülmekle, somut ek dava yönünden ise ,asıl davadaki kararın ve kararın dayandığı bilirkişi raporunun güçlü delil niteliğinde olduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle,mahkemenin söz konusu 62.783,10 TLlık faturanın hüküm altına alınmayan bakiye 30.602,10 TLlık kısmı için davanın kabulüne ilişkin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur.Ayrıca tazminat talebinin olmamasına rağmen, tazminat talebinin reddine dair davada kısmen kabul kararı verilerek, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş isede, davacının buna dair istinafı olmadığı anlaşılmakla ,bu konuda istinaf incelemesi yapılmamıştır. Yeni bir bilirkişi incelemesinin davaya katkı sağlamayacağı açıktır. Bu nedenlerle davalının istinaf talebinin HMK 353/1b-1.madde gereği reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf talebinin HMK 353/1b-1.madde gereği reddine, Alınması gereken 2.090,42 TL istinaf karar ve ilam harcının, peşin alınan 522,60 TL harçtan mahsubuna, bakiye 1.567,82 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/09/2020