Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2161 E. 2020/1447 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/2161
KARAR NO: 2020/1447
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2018
NUMARASI: 2014/957 E – 2018/110 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 10/11/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile davacının … abone nolu elektrik aboneliğinin bulunduğu 03.01.2014 tarihinde yapılan kontrolde kaçak tutanağı düzenlendiği ve davacı aleyhine son ödeme tarihi 06.02.2014 olan 1.620,33 TL kaçak elektrik faturası ile 16.304,88 TL ek tüketim faturasının düzenlendiği, davacı tarafça kaçak kullanım söz konusu olmadığı, kaçak kullanım olsa bile düzenlenen faturanın fahiş olduğu, yine ek tüketim faturasının da fahiş olarak düzenlendiği iddiasıyla davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, öncelikli olarak zamanaşımı, husumet, hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davacıya ait tesisatta 03.01.2014 tarihinde yapılan kaçak kullanım tespiti işleminde sayaç kapağının açılmaması için konulan kulak mühürü diye adlandırılan mühürlerin kesilmiş olduğunun görüldüğü, bu nedenle davacı hakkında işlem yapıldığı, yapılan işlem neticesinde dava konusu faturaların düzenlendiği iddiasıyla açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece ,”Davanın kısmen kabulüne ; davaya konu kaçak elektrik kullanımı nedeniyle davalı tarafça davacı adına düzenlenen 1.620,33 TL kaçak elektrik, 16.304,88 TL ek tüketim bedeline ilişkin faturalar toplamı olan 17.925,21 TL ‘den dolayı davacının davalıya 7.325,54 TL borçlu olmadığının tespiti ile, davacı tarafça davalıya ödendiği anlaşılan bu bedelin 2.309,17 TL ‘sine 27/05/2014 , 2.481,56 TL ‘sine 27/06/2014 , 2.534,81 TL ‘sine 08/08/2014 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine” karar verilmiştir. Sözkonusu kararı davalı vekili istinaf etmiş olup, ileri sürülen istinaf sebepleri ,öncelikle davanın yetki yönünden reddi gerektiği ,bu hususun incelenmediği, kararın eksik inceleme ile tesis edildiği, beyanlarının ve özellikle son bilirkişi raporuna ilişkin itirazlarının incelenmediği, yeni rapor alınması talebinin karşılanmadığı,, bilirkişi heyetince kaçak bedeli ile kaçak eksik tüketim bedellerinin ve bu bedellere ilave edilecek vergi, fon ve tarife bileşenlerinin ayrı ayrı hesaplanması gerekirken tek tabloda gösterilmesi doğru olmadığı gibi, hesaplamada esas alınan 140 kWh/gün günlük ortalama tüketim miktarı doğru olmamış; kaçak eksik tüketim tahakkukunda esas alınan süreye itirazlarının da karşılanmadığı,müvekkili şirketçe yapılan hesaplamada, sayacın son okuma tarihi olan 03.01.2014 tarihi referans alınarak 03.01.2014-18.12.2013(tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih) tarihleri arası 16 gün için 16 X 191,5 = 3064 kWh tüketim üzerinden hesaplama yapıldığı,eksik tüketim hesabının da mevzuat hükümleri gereği (622 Sayılı Kurul Kararı B)Süre) geriye dönük 1 yıl esas alındığı, müvekkili şirket tarafından yapılan toplam 17.925,11-TL tahakkukun doğru olduğu, bilirkişi heyetince hesaplamada 6719 sayılı kanun uyarınca dağıtım bedeli, iletim bedeli, PSH bedeli dahil edildiği,, ancak kayıp bedelleri dahil edilmeden hesaplama yapılmasının hatalı olduğu,davacının ödeme yaptığı ve fazla ödediği iddiasına ilişkin olarak, bir an için haklı olduğunun kabulü halinde dahi, davacının öncelikle ihtirazi kayıtla ödeme yaptığını da ispatlaması gerektiği ileri sürülmüştür. İstinaf sebepleriyle sınırlı inceleme sonucunda; Davacının ticarethane sahibi olduğu, kaçak tutanağının ticarethane (iş yeri) için düzenlendiği gibi, elektrik abone sözleşmesinin de işyeri için düzenlendiği, elektrik abonman sözleşmesinin ifa yerinin Bağcılar olması nedeniyle, davalı tarafın yetki itirazı yerinde olmadığından, bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. İlk derece mahkemesindeki yargılama sırasında davacı tarafça dosyaya sunulan 03/10/2017 tarihli dilekçe ve …’dan gelen 06/10/2017 havale tarihli dilekçeler kapsamında davacı tarafça davalı adına düzenlenen 1.620,23 TL lik kaçak tahakkuk bedeli ve 16.461,15 TL lik kaçak ek tahakkuku bedelinin davacı tarafça davalıya ödendiği anlaşılmış olup, davacı tarafça dosyaya sunulan 12/02/2018 tarihli dilekçede ise ödenen bedellerin dilekçede belirtilen tarihlerden itibaren faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesi talep edilmiştir. Davacının … abone nolu tesisat ile davalının elektrik abonesi olduğu, davalı tarafça 03/01/2014 tarihinde yapılan kontroller nedeniyle davalı elemanları tarafından sayacın kulak mührünün olmadığı belirtilerek davacı hakkında kaçak elektrik tutanağının düzenlendiği ve davalı tarafça bu tutanak üzerine davacı aleyhine davaya konu 1.620,33 TL kaçak elektrik faturası ve 16.304,88 TL ek tüketim faturasının düzenlendiği anlaşılmıştır. Mahkemece, bilirkişi heyetinden raporlar alınmış, 28.02.2017 tarihli ek bilirkişi raporunda, 6719 sayılı yasanın 21 ve geçici 20.maddesi hükümleri karşısında yapılan değerlendirmelere göre kaçak elektrik ve kaçak ek elektrik bedelinin 7.325,54 TL’lik kısmının yerinde bulunduğu, davacı tarafça bu bedelinin 1.620,33 TL’lik kısmının 06.02.2014 tarihinde ödenmiş olduğundan davacı borcunun 06.02.2014 tarihi itibariyle 8.979,34 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Bilirkişi kurulu ,kaçak elektrik kullanıldığını gerekçeleri ile raporlarında açıklamışlardır. Davacının tutanak tarihinden önceki ve sonraki tüketim ekstreleri bilirkişi heyetince karşılaştırılmıştır.Sayacın kulak mühürünün kopuk olduğuna dair tutanak ve imzacı tanık beyanları dikkate alınmıştır.Bilirkişi raporunda kaçak ve ek tahakkuk sürelerinin hesabında yönetmelik ve dosyadaki bilgilere göre süre ve miktar hesabında hata bulunmamaktadır. Davalı tarafça tanzim edilen fatura içeriği ile karşılaştırıldığında , bilirkişi raporunda ,kayıp kaçak bedellerinin hesaba dahil edilmediğine ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Yargılama sırasında ödeme yapılmış olmakla ihtirazi kayıt ileri sürülmesine gerek bulunmadığından,bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde olmayıp, böylece davalı tarafın istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esasten reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı tarafın istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 54,40 TL nisbi istinaf karar ve ilam harcının davalı tarafça peşin olarak yatırılan 125,10 TL istinaf karar harcından mahsubu ile fazla 70,70 TL karar harcının talebi halinde davacıya iadesine , İstinaf yargılama giderinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/11/2020