Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2157 E. 2020/1693 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/2157
KARAR NO: 2020/1693
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2018
NUMARASI: 2016/729 E – 2018/831 K
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan )
KARAR TARİHİ: 01/12/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili 28/12/2007 tarihinden günümüze kadar … abone numarası ve 212.16.45.00.00 işletme kodu ile davalı şirketten elektrik alımı yapmakta olduğunu, Elektrik alımı yapılan tekstil atölyesinin … Mah. … Sk. No:… Güngören -İstanbul adresinde olduğunu, Atölyede 40 adet iş makinesi bulunduğunu, Müvekkili elektrik alım sözleşmesini imzaladıktan günümüze kadar elektrik kullanımını aşırı ölçüde arttıracak bir tasarrufa girmediğini, işyerindeki makine sayısını arttırmadığını, Buna rağmen 24/04/2013 tarihine kadar 2.000,00 TL civarı gelen elektrik faturası 24/04/2013 tarihinden itibaren fahiş miktarda 5.498,40 TL civarında geldiğini ve elektrik faturası bazı dönemlerde 8.595 TL’ ye kadar yükseldiğini, 22/09/2015 tarihine kadar müvekkilinin fahiş miktarlarda elektrik faturasını ödediğini, Elektrik tüketimi etkileyen faktörlerin sabit kaldığı düşünüldüğünde, faturadaki fahiş farkın tek sebebinin elektrik sayacının bozuk olması olduğunu, Müvekkilinin elektrik alımı yaptığı işletme ile emsal işletmelerin tespiti ve emsal işletmelerin elektrik faturalarının tespitini, 22/09/2015 tarihinde elektrik sayacının bozuk olmasından şüphelenen müvekkilinin durumu davalı kuruma bildirdiğini, Davalı kurumun … numaralı elektrik sayacını kontrol ederek sayacın fazla sayım yaptığına bozuk olduğuna kanaat getirip bozuk sayacı incelemek üzere alarak yerine bozuk olmayan … seri numaralı elektrik sayacını verdiğini, Bu eski -yeni sayaç değişikliği sonrasında müvekkilinin yeni makine yapmamasına rağmen elektrik faturaları düzelmiş ve fahiş miktarda elektrik faturası gelmemiş olduğunu, bu sebeplerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; şimdilik 1.500,00 TL Müvekkilinin bozuk elektrik sayacı nedeniyle fazladan ödemek zorunda kaldığı miktarın tespitiyle, davalı tarafa ödediği fazla tutarın müvekkile geri ödenmesine karar verilmesine, ayrıca yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir. Davacı vekili 12/06/2018 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Her ne kadar dava dilekçesinde talepleri 1.500,00 TL olarak belirtilmiş ise de taleplerini 123.522,91 TL yükselterek ıslah talepleri doğrultusunda 125.022,91 TL ‘nin fazladan ödemiş oldukları her ay için son okuma tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak müvekkile ödenmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu bakımından itiraz ettiklerini, Davacı vekilinin Sayın Mahkeme huzurundaki davayı belirsiz alacak davası olarak açtığını, Oysa davanın istirdat hükmünde olduğunu ve dava miktarının belirlenebilir nitelikte olduğunu, Dolayısıyla davanın belirsiz olarak değil, asıl miktar üzerinden açılması gerektiğini, Davacı taraf ile abonelik sözleşmesi yapılmış olup Müvekkili şirket yetkililerince yapılan tahakkuklar EPDK ve ilgili yasal düzenlemelere uygun olduğunu, Abonelik sözleşmesinin davacı adına olup, yapılan tahakkuklarda ve tanzim edilen fatura bedellerinde herhangi bir hata söz konusu olmadığını, Bu nedenle davacının borçtan dolayı sorumlu olmadığı yönündeki iddiasının haksız ve reddi gerekmediğini, bu nedenlerle, öncelikle davaya miktar yönünden itiraz ettiklerini, Müvekkili şirket tarafından yapılan işlemler yürürlükteki mevzuata uygun olduğundan, aleyhimize haksız olarak açılan iş bu davanın reddine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacıya aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme tarafından; 01 Mart 2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 20.maddesi ve 08 Mayıs 2014 günlü resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 14. maddesi hükümlerine uygun olarak Davacı …’ın Davalı …’a 2013/5-2015/9 arasındaki dönemlerde fazladan ödediği tutarın vergiler ve fonlar dahil 125.022,91 TL (yüzyirmibeşbinyirmiikiliradoksanbirkuruş) olduğu, ancak davacı tarafın faiz talebi olmadığı anaparanız anapara hesabı yapıldığı anlaşıldığından davanın kabulü ile 125.022,91 TL ‘nin her ay için son okuma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile;Yönetmeliğin 13. maddesine göre 12 aydan daha fazla süre için hesap edilemeyeceğini ancak bilirkişi tarafından daha fazla süre için hatalı hesaplama yapıldığını, yerel mahkeme kararının infazda tereddüt oluştuğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla temerrüt dava tarihinden olduğundan faizde ödeme tarihinden değil dava tarihinden istenebileceği, dava dilekçesinde faiz istenmemesine rağmen ıslah dilek dilekçesinde istenmesi nedeniyle faiz talebinin usule aykırı olmasına rağmen Mahkeme tarafından kabul edilmesi nedeniyle mahkeme kararı istinaf edilmiştir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu; Dava, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinden kaynaklanan fazla elektrik faturası ödendiği gerekçesi ile istirdat talebidir. Davaya konu yerin ticarethane olduğu, içinde içinde 40 adet iş makinesi olduğu, 24/04/2013 ile 22/09/2015 tarihleri arasında makine sayısında ve elektrik kullanımında herhangi bir artış olmamasına rağmen faturaların fahiş geldiği gerekçesi ile ödediği fazla bedelin iadesini talep etmektedir. Mahkeme tarafından iki kişilik teknik bilirkişi heyetinden rapor alınmış ;davacı tarafın 2013-2014-2015 tarihli ticari defterlerin incelenmesi sonucu davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığı tespit edilmiştir. Bilirkişi heyeti somut olaya 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 08 Mayıs 2014 günlü resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği Sayaç hiç veya doğru tüketim kaydetmemesi halinde tüketim miktarının tespiti başlığı altında 14. madde hükmü uygulanarak 26/04/2013-23/09/2015 tarihleri için hesaplama yaparak davacı tarafın 2013/5-2015/9 ayları arasındaki dönemler için vergiler ve fonlar dahil toplam 125.022,91 TL fazladan ödeme yapıldığı tespit edilmiştir. Duruşmada dinlenen davacı tanıkları ortak ve uyumlu beyanları ile makine sayısında ve dolayısıyla elektrik kullanımında bir artış olmadığın beyan etmişleridir. 8 Mayıs 2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 13/2 maddesinde “bu madde kapsamındaki hatalara karşı, tüketici tarafından ödeme bildiriminin yapıldığı tarihten itibaren bir yıl içerisinde görevli tedarik şirketine itiraz edilebilir” maddesi ile kullanıcının itiraz süresinin 1 yıl olduğu belirtilmiş davacı tarafından da ,davalı şirkete bu durumu 22/09/2015 tarihinde bildirmiş ,davalı şirket tarafından yapılan incelemeler sonucu 13/12/2016 tarihli raporda; 30181541 seri numaralı sayacın, saat bilgisinin hatalı, sayaç pilinin bitik, mikro işlemcinin arızalı olduğu ve sayacın (toplam) değeri (Tl, T2, T3) ile eşit olmadığının tespit edilmiştir. Yani süresi içinde itiraz edilmiştir. Tutulan bahse konu 13/12/2016 tarihli tutanak ile teknik bilirkişi heyetinin raporu ili davaya konu 30181541 seri numaralı sayacın hatalı tüketim kaydettiği doğrulanmıştır. Dava tarihi itibarıyla 8 Mayıs 2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği göre hesaplama yapılarak 26/04/2013 -23/09/2015 tarihleri arasındaki tüketim miktarı ,aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak fark miktarı üzerinden dönemlere ait tek zamanlı aktif tüketim hesabı tablo halinde hesaplama yapılarak toplam 125.022,91 TL fazla ödeme yapıldığı tespit edilmiştir. Kısmen ıslaha başvuran tarafta HMK’nın 181. maddesi uyarınca, ıslah ettiği usul işlemini yapması için 1 haftalık süre verilir. Bu süre içinde, ıslah edilen işlem yapılmazsa ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir. Dolayısıyla ıslah edilecek usul işlemin yapılabilmesi için 1 haftalık kesin süreye tabii kılınmıştır. Bu sürenin geçmesi ile birlikte ıslah hakkı 1 kereye mahsus olduğu için tükenecek ve dava ıslah edilmeden kaldığı yerden devam edecektir. Burada yeri gelmişken belirtilmelidir ki, kısmi davada dava konusu edilmemiş olan alacak kısmının bu dava devam ederken davaya dahil edilmesinde, ek dava açılabileceği gibi ıslah yoluna başvurulması seçeneği kullanılabilir. Sözü edilen halde işlerlik kazanacak olan ıslah türü, davanın tamamen ıslahı değil kısmen ıslahıdır. Çünkü talep sonucu değiştirilememekte sadece tutar artırılmakta yani genişletilmektedir. (YİBBGKK 2017/8 Esas 2019/3 Karar) Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacı tarafın dava dilekçesi ile faiz talep etmemesi nedeniyle ıslah dilekçesiyle de faiz talep edemeyeceği mahkeme yönünden bu şekilde karar verildiğinden, kararın hatalı olduğu bildirilmiş ise de yukarıda bahsi geçen YİBBGKK 2017/8 Esas 2019/3 Karar kararı gereği HMK 181 madde uyarınca kısmi ıslahta da dava dilekçesinde konu edilmiş alacak kısmı devam ederken dava konusu edilmemiş bir alacak ek dava açılarak ya da ıslah yoluna başvurarak istenebileceği belirtildiğinden, mahkemenin ıslah dilekçesi uyarınca faiz kabulünün yerinde olduğu tespit edilmiştir. Ancak “son okuma tarihinden” ibaresi nedeniyle infaza tereddüt oluşturacağından ve temerrüt her fatura için “son ödeme tarihinde” olduğundan hükmün bu yönüyle düzeltilmesi gerektiğinden davalı vekilinin istinaf talebinin 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulüne karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin istinaf taleplerini HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. 1- Davanın kabulü ile 125.022,91 TL’nin her fatura için son ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Alınması gerekli 8.540,31 TL karar ve ilam harcından (peşin alınan 29,20 TL+ ıslah harcı 2.190,46 TL) olmak üzere toplam 2.219,66 TL harcın düşümü ile eksik kalan 6.320,65 TL harcın davalıdan tahsili ile maliyeye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 12.751,83 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 4-Davacı tarafça yapılan (ilk masraf 33,50 TL + peşin harç 29,20 TL + ıslah harcı 2.190,46 TL + bilirkişi ücreti 1.200,00 TL + 167,25 TL posta masrafı ) toplam 3.620,41 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davalının istinaf aşamasında yapmış olduğu 31,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/12/2020