Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/21 E. 2018/1919 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/21
KARAR NO : 2018/1919
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2017
NUMARASI : 2017/216 E – 2017/504 K
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 26/12/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen 2014-2015 aralığına ait elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, 35.094,84 TL’nin faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde özetle;hükme dayanak 6719 sayılı yasanın Anayasa’ya ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, dava devam ederken yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın olaya uygulanmaması gerektiğini, kanunların geriye yürümezliği ilkesi gereği dava tarihindeki yasal duruma göre karar verilmesi gerektiğini, Anayasa Mahkemesi karar sonucunun beklenmediğini, bilirkişi incelemesi yapılmadığını, davacının dava açmakta haklı olduğunu, davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmediğini beyanla, öncelikle davanın kabulü gerektiğini, aksi takdirde de lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdiri gerektiğini belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.
Davacı red kararını, kabulü gerektiği gerekçesiyle istinaf ettiğinden davacı vekilinin istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ilk derece mahkeme kararının incelemesiyle;yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür. 6719 sayılı Kanunun yürürlük tarihi 17.06.2016 tarihinden önce kayıp-kaçak bedeline dayalı açılan davalarda, çok sayıda mahkeme, 14.03.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 26. maddesiyle eklenen geçici Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddenin Anayasa’nın Başlangıç’ı ile 2., 5., 10., 35. ve 36. maddelerine aykırılık iddialarını ciddi bularak, 14.03.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Kanunun 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddenin (1) numaralı fıkrasının iptaline karar verilmesi için Anayasa Mahkemesine başvurmuştur. Yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın 04.06.2016 yürürlük tarihi gözetildiğinde çok sayıda mahkemenin Anayasaya aykırılık başvurularının, karar tarihi itibariyle yasal karara bağlama süresinin geçtiği ve karar tarihinde henüz sonuçlanmadığı anlaşılmaktadır.
Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar (Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2). Aksi halde, Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve onun kararını beklemekte olan mahkeme, beklemeye son vererek, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırabilir. Dolayısıyla, mahkemenin, Anayasanın m. 152,III; Any. Mah.Kuruluş Kn m. 28,IV c,2 gereğince, Anayasa Mahkemesine başvurunun esastan incelenmesini beklemeksizin, yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması hukuka aykırı bulunmamıştır.Dosyanın istinaf incelemesi esnasında da, İlk derece mahkemesinin karar tarihinden sonra da, Anayasa Mahkemesi, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. geçici 19. ile 20. maddelerinin Anayasaya aykırılık başvurularını incelediği ve nihayetinde, Elektrik Piyasası Kanunu’nun (EPDK) kayıp-kaçak bedellerinin tüketiciden tahsil edileceğine dair tüm hükümlerin iptal istemini reddederken, EPDK tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin sadece kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğunu öngören kural, hak arama özgürlüğüne ölçüsüz bir müdahalede bulunduğundan, bu kuralın iptaline, kayıp kaçak bedellerine ilişkin dava konusu düzenlemelerin büyük çoğunluğunun Anayasaya’ ya aykırı bulmayarak iptal talebinin reddine karar verildiği, Anayasa Mahkemesince 28 Aralık 2017 tarihinde yapılan müzakere sonucu verilen ret ve bazı hükümlerin iptal kararının, 15/02/2018 tarih ve 30333 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı (E.2016/150, K.2017/179, T.28/12/2017), böylece iptal kararının 15.02.2018 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak, hüküm doğurduğu anlaşıldığından mahkeme kararının dayandığı deliller ve bu doğrultuda 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen maddelerin olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmemesine göre, kararın bu yönden usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının 6719 sayılı yasa yönünden Anayasaya aykırılığa yönelik istinaf başvurusunun yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Davacı tarafın bilirkişi incelemesi yaptırılması talebi yönünden ise, davacı tarafın dava dilekçesindeki talebi dava konusu bedellerin haksız alındığı, alınmaması gerektiği iddiasına dayalı olduğundan, ayrıca dava konusu yapılmayan hususların istinaf sebebi olarak ileri sürülemeyeceği gözetilerek, iddianın ileri sürülme şekli, mahkemenin taleple bağlılığı ilkesi çerçevesinde, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasının davaya katkı sağlamayacağı açıktır.Dairemizce verilen 2017/24 E. sayılı ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/382 E. sayılı bu konudaki istinafla sınırlı yaptığı inceleme sonucu, red kararını, muhafaza ederek sadece vekalet ücreti ve yargılama giderini düzelterek verdiği kararının Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/12005 E ve 2017/13884 E sayılı onamaları da emsal alındığında, davacının, konusuz kalma nedeniyle karar verilmesi yolunda bir istinaf talebi olmadığı da dikkate alınarak, istinaf talepleri ile sınırlı inceleme sonucu red kararı muhafaza edilerek, mahkemece, yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine dair karar, davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar gibi vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden aynı hukuki etkiye sahip olacağı, davacı mevzuat değişikliği sonrası haksız çıkmış olsa da, davacı dava tarihi itibariyle, uygulamanın haksız olduğu iddiası ile açmış olduğu bu davasında, dava tarihinde haklılığı (Baki Kuru dördüncü cilt sayfa 3687) göz önünde tutulduğunda, 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesi kapsamında davasında mevzuat değişikliği sonrası haksız duruma düşen davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceğinden, 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesi gereğince, davacı lehine yargılama gideri ve maktu vekalet ücreti takdir edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf talebinin kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca hükmün red kısmı muhafaza edilerek, istinaf sebepleri ile sınırlı inceleme sonucu hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında; “davacı lehine 1.980,00 TL maktu vekalet ücreti ile yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, sair istinaf talebinin reddine” karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca, red kararı muhafaza edilip, karar düzeltilerek yeniden esas hakkında;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 31,40 TL maktu harcın peşin alınan 599,34 TL harçtan mahsubu ile bakiye 567,94 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT gereğince 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 430,75 TL yargılama gideri ile 31,40 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına ve davalı tarafça yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına
6-Taraflardan alınan ve kullanılmayan gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Sair istinaf sebeplerinin reddine,
Davacı taraftan istinaf sebebiyle peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden davacıya isteği halinde iadesine,
Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 77,25 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/12/2018