Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2073 E. 2020/1267 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2073
KARAR NO : 2020/1267
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2018
NUMARASI : 2015/165 E – 2018/100 K
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde taraflar arasındaki sözleşme gereği 13/02/2005 – 13/02/2015 dönemlerini kapsayan faturalarda kayıp kaçak, dağıtım , iletim sistem kullanım , parekende satış bedeli ve sayaç okuma bedeli adı altında haksız tahsilat yapıldığını belirterek şimdilik 20.000,00TL alacağın bilirkişi marifeti ile tespiti ile ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davada usul şartları, yargı yolu, görev ve husumet yönünden reddini, davanın esasına girildiğinde ise faturadaki bedellerin EPDK tarafından belirlendiğini, yapılan tahsilatın mevzuata uygun olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme, alınan rapor ve ek rapor kapsamında alınan bedellerin dayanağının kanun, tebliğ ve yönetmelikler olduğu ,ayrıca hesaplamalarında da yürürlükteki tarife ve işlemlere uygun olduğunun belirlendiğini, 6719 sayılı yasa gereği , yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedel içerisinde yer alan kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim bedelleri ile ilgili olarak dahi açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalar da) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17., geçici 19. ile 20. maddeleri ile Anayasa Mahkemesi’nin 28.12.2017 tarihli 2016/150 E.sayılı kararı gerekçesiyle “Açılan davanın reddine ” ayrıca yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davalı lehine vekalet ücretine karar vermiştir.Karara karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.İstinaf dilekçesinde;davacının dava açmakta haklı olmasına rağmen yargılama giderinin davacı üzerinde bırakıldığı ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilen kararın usule aykırı olduğunu,davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti taktiri gerektiğini,ayrıca Anayasa Mahkemesinde açılan pekçok iptal davası nedeniyle bu davaların sonucunun beklenmesi gerekirken beklenmeden karar verildiğini beyanla, bu yönlerden kararın kaldırılmasını istemiştir.İstinaf sebepleriyle sınırlı olarak ilk derece mahkemesinin kararının incelemesiyle; 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, geçici madde 20; “kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Hal böyle olunca, dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişiklikleri, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalarda) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. geçici 19. ile 20. maddeleri, iptal edilmedikleri veya yürürlükten kaldırılmadıkları sürece uygulanacaktır. O halde, davalı dağıtıcı şirket, mevcut yasal düzenleme ile dava konusu bedellerin tahsilini talep edebilecektir.6719 sayılı Kanunun yürürlük tarihi 17.06.2016 tarihinden önce kayıp-kaçak bedeline dayalı açılan davalarda, çok sayıda mahkeme, 14.03.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesiyle eklenen geçici Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddenin Anayasa’nın Başlangıç’ı ile 2., 5., 10., 35. ve 36. maddelerine aykırılık iddialarını ciddi bularak, 14.03.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Kanunun 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddenin (1) numaralı fıkrasının iptaline karar verilmesi için Anayasa Mahkemesine başvurmuştur.Anılan yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiasına ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırması hukuka aykırı bulunmamıştır. Kaldı ki, 28/12/2017 de Anayasa Mahkemesi bu konudaki muhtelif mahkeme başvurularını reddetmiş olup, Anayasa Mahkemesince anılan yasanın eldeki davalara da uygulanacağına ilişkin hükmü iptal edilmediğinden, davalı tarafın bu bedelleri maliyet unsuru olarak talep edebileceği hususu kesinleşmekle, yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişiklikleri ile, dava konusu hakkın özü ortadan kalktığı için dava konusuz kalmıştır.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin benzer davalarda, eldeki davalara yönelik, yürürlüğe giren bu yasa nedeniyle davanın konusunun kalmadığına dair karar verilmesi gerektiği yolundaki emsal 2017/13140 E- 2017/16544 K sayılı ve 2017/13142 E- 2017/16545 K sayılı kararlarındaki gibi davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına ve yasa değişikliği nedeniyle davacı davasında haksız çıktığından, lehine maktu vekalet ücreti takdirine, yaptığı yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline, aynı gerekçelerle, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği halde, davanın reddi ile ayrıca davalı lehine vekalet ücreti ve masrafların davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi hukuka uygun bulunulmamış ve karar bu nedenle HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek aşağıdaki şekilde yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında; 1-Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,2-Alınması gereken 54.40 TL harcın, peşin alınan 341,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye fazla alınan 287,15 TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,3-Davacının alınan 54,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-Davacının yapmış olduğu 3.631,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5-Davacı kendisini vekil ile temsi ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,6-Davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,7-Taraflarca yatırılan gider/delil avanslarının kullanılmayan kısımlarının karar kesinleşince taraflara iadesine,İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 75,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesineİstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/10/2020