Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/206 E. 2018/780 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/206
KARAR NO : 2018/780
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2017
NUMARASI : 2015/443 E- 2017/306K
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ :21/06/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Müvekkili şirketin davalılar ile arasında abonelik sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşme gereğince müvekkili olan şirkete 2010-2013 tarihleri arasında davalı … A.Ş.’nin , 2013-2014 tarihleri arasında davalı …. A.Ş. tarafından her ay abonesi olduğu davalı şirketlerin, kullandığı elektrik tüketim miktarına göre fatura tahhakkuk ettirildiğini, bu faturalarda kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli olarak gösterilen kalemlerle haksız tahsilatlar yapıldığını belirtmek suretiyle, müvekkilinden haksız olarak …. A.Ş. tarafından alınan şimdilik 2.000,00 TL nin, … A.Ş tarafından alınan şimdilik 2.000,00 TL nin işleyecek avans ( faiz uygulanmak suretiyle alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin 6719 sayılı yasa ile maliyet unsuru olarak düzenlendiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Söz konusu kararı davacı ile davalı AYEDAŞ vekili istinaf etmiştir.Davacı taraf , dava konusu bedellerin Yargıtay içtihatlarına ve hukuka aykırı olarak tahsil edildiğini, mahkemenin yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın Anayasa’ya aykırılığı ile ilgili olarak yapılan başvuruların sonuçlanmasının beklenmediğini , bu yasanın getirdiği düzenlemenin kanunların geriye yürümezliği şeklindeki Anayasal ilkeyi de ihlal ettiğini, ,dolayısıyla kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için 6719 sayılı Kanunla yürürlüğe giren düzenleme gereğince ,mahkemelerin yargı yetkisinin EPDK kararlarına uygunlukla sınırlı olacağı düşünülse dahi, bu yönden bilirkişi incelemesi yaptırmadan ve delilleri toplamadan karar verilmesinin de hukuka aykırı olduğu ,istinaf sebepleri olarak ileri sürülmüştür.
Davalı vekili ise, davanın reddi gerektiği , müvekkili şirketin yasaya aykırı herhangi bir tahsilatı bulunmadığından yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, davacının davanın açıldığı sırada haklılığından bahsedilemeyeceğini, 6719 Sayılı Kanun’un daha önceden de maliyet kalemleri olan davaya konu fatura bileşenlerinin Yargıtay tarafından vergi ve benzeri mali yükümlülük olarak adlandırılmasından kaynaklanan tereddütün giderilmesi amacıyla çıkarıldığının yasanın genel gerekçesinde açıkladığını ileri sürerek ,kararın kaldırılmasını ,davanın reddi ile davalı yararına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.
HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Bu sebeplerle,davacı taarfın bu hususlara yönelik istinaf talebi yerinde görülmemiştir.Diğer istinaf sebeplerine gelince,davacı tarafça dava konusu bedellerin haksız alındığı iddia edilmiş olup, mahkemenin taleple bağlılığı dikkate alındığında bilirkişi raporu alınmamasının hukuka aykırı olmadığı gibi ,talebin ileri sürülüş şekline göre davaya katkı sağlamayacağı kanaatiyle ,davacının yerinde görülmeyen istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı tarafın istinaf sebeplerinin incelenmesiyle ,davacı mevzuat değişikliği sonrası haksız çıkmış olsa da, dava tarihi itibariyle, uygulamanın haksız olduğu iddiası ile açmış olduğu bu davasında, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Zira, davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur.Bu itibarla ,davanın yasa değişikliği sebebiyle reddine karar verildiği de gözetilerek, davalı taraf lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi mümkün olmadığından, davalı tarafın istinaf talebi de yerinde görülmemiş ve HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı ve davalı AYEDAŞ ‘ın istinaf taleplerinin ayrı ayrı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine,
Harçlar Yasası gereğince taraflardan ayrı ayrı alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harçların mahsubu ile bakiye 4,50 TL nin taraflardan ayrı ayrı ilk derece mahkemesince alınarak Hazineye irat kaydına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 361. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/06/2018