Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2052 E. 2020/1689 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/2052
KARAR NO: 2020/1689
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/10/2017
NUMARASI: 2015/210 E – 2017/1081 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 01/12/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin sanayi grubu abonesi olduğunu, indirimli tarifeden yararlandığını,davacı tarafça 05.05.2008-05.02.2009 dönemi arasında sanayi vizesinin dolduğu ve bu dönem faturalara ait sanayi sicil belgesinin ibraz edilmediği gerekçesiyle 39.838,20-TL fark çıkarttığını, Mayıs 2008 tarihinde fahiş fatura gelinceye kadar fark edilmeden ticarethane tarifesinden ödenmeye devam edildiğini, davacı firmanın vize yenilenmesi için gerekli belgeleri sehven davalı şirketin yanlış birimine teslim ettiğini, İstanbul 35.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/239 E sayılı dosyasında 39.838,20-TL borçlu olmadıklarına hükmedilerek kararın kesinleştiğini, elektriğin kesilmemesi için faturalardaki farkların ödendiğini, sanayi sicil belgesinin ibraz edilip sanayi elektriğinin kullanılması her yıl sonunda ibraz edilen belgelerle başladığından yaklaşık 5 aylık farkın sebepsiz yere ödendiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla fazladan ödenen 5 aylık farkın belirlenerek sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesine (10.000,00-TL’lik ) karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olmasını kabul etmediklerini, davacı şirketin Sanayi Sicil Belgesinin vize süresinin dolması ve davacı tarafça müvekkil şirkete vize için gerekli belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle mevzuat gereği tüketimleri ticarethane abone grubu tarifesinden faturalandırılmaya başlandığını, davacı taraf mevzuat gereği 2. faturanın son ödeme tarihine kadar itiraz etmediğinden müvekkil şirket kararını kabul ettiğini bu nedenle geriye yönelik hak talep edemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, yargılamada alınan bilirkişi raporu doğrultusunda , davalının davacının kullanımındaki aboneliğin sanayi elektriği olduğu gözden kaçırılmak suretiyle tarife uygulamalarına aykırı olarak tahsilat yaptığının anlaşıldığı ,bu sebeple davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği, reddedilen kısma yönelik düzenlenen faturaların ve yapılan tahsilatların sanayii tipi elektriğe ilişkin tarifelerce belirlenen fiyatlandırma çerçevesinde olduğu, TL bazında tüketim ekstrelerine yansıyan sanayi tarifesi üzerinden tahakkuk ettirilen faturaların usule uygun olduğu , şeklindeki gerekçe ile “davacının davasının kısmen kabulü ile, 94,87TL alacağın 31/05/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazla istemin reddine ” karar verilmiştir. Kararı davacı vekili ile katılma yolu ile davalı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda eksik ve hatalı hesaplama yapıldığı, itirazları doğrultusunda yeniden rapor alınması gerekirken mevcut haliyle hatalı karar verildiğini , davalı tarafın dahi cevap dilekçesinde bahse konu bedellerin ödenmediğine, bu denli fark olmadığına dair hiçbir itirazda bulunmadığı,ödenen bedelleri kabul etmiş olup, yalnızca bu bedellerin geri istenemeyeceğine ilişkin itirazda bulunduğu, buna rağmen bilirkişilerin fark faturası olarak bu hesaplamaları yapmış olmalarının hatalı olduğu , somut olayda hukuki ihtilafın müvekkili şirkete kesilen fark faturasının usulüne uygun olup olmadığı noktasında olduğu, müvekkili şirketin vizesinin yenilendiğini 24.03.2008 tarihinde davalı şirketin müşteriler müdürlüğüne ibraz etttiğini ,ilgili birimce kaşe üzerine tahakkuk şefliğine yönlendirildiğine ilişkin paraf mevcut olduğunu ,vizesi yenilenmiş Sanayi Sicil Belgesinin de dosyada bulunduğunu ,daha sonraki yıllarda da aynı şekilde müracaatlarını yaptığı ve tarifesinin sunduğu belgeye göre düzenlendiğini ,davalının bunun aksini iddia edecek ve fark faturası çıkartılmasını gerektirecek herhangi bir belge ve delil sunamadığını,takip ve icra kanalı ile ödeme olmadığından zamanaşımı veya hakdüşürücü süre aşımının da sözkonusu olmadığı , Mayıs 2008 tarihinde fahiş fatura gelinceye kadar, yani yanlışlığı farkedinceye kadar ticarethane tarifesinden faturaların ödenmeye devam ettiği , konu ile ilgili İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/239 E. sayılı dosyası ile görülen, davada , müvekkil firmanın 39.838,20 TL’lik borcu olmadığının tespitine karar verildiği ve kararın kesinleştiğini,bu nedenle 2008 yılı Ocak ayından Mayıs ayına kadar ticarethane vasfında farkedilmeden fazla gelen faturaların ödenmiş olduğu ,05.05.2008 ile 05.02.2009 arası sekiz aylık dönem için ise Mahkeme kararıyla sözleşmenin sanayi elektriği sözleşmesi olduğu tespit edilip, borcun iptal edildiğini ,ancak ilk 5 aylık dönem için de fahiş faturalar ödendiği ve sanayi kuruluşu gibi değerlendirilmediğinin anlaşıldığı ileri sürülerek,kararın kaldırılması istenmiştir. Katılma yoluyla istinaf eden davalı vekili dilekçesinde ,davanın tümden reddi gerektiği,davacı şirketin Sanayi Sicil Belgesinin vize süresinin dolması ve davacı tarafça müvekkili şirkete vize için gerekli belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle, mevzuat gereği tüketimleri ticarethane abone grubu tarifesinden faturalandırılmaya başlandığı, davacı tarafın mevzuat gereği 2. faturanın son ödeme tarihine kadar itiraz etmediğinden müvekkili şirketin kararını kabul etmiş olduğu , bu nedenle geriye yönelik hak talep edemeyeceği ,davacı yanın ihtirazi kayıt koymadan ödemede bulunduğu bedellerin geri iadesini talep etme hakkı bulunmadığından bu kalem istemin reddine karar verilmesi gerekirken,kısmen kabul kararı verilmesinin hatalı olduğu ileri sürülmüştür. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava ,şartları bulunmasına rağmen,sanayi tarifesi yerine ,ticarethane tarifesinden yapıldığı bildirilen tahakkuklar sebebiyle , fazla ödemenin iadesi talebine ilişkindir. Somut olayda uygulanması gereken,21 Dağıtım Şirketi İçin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul Ve Esaslar-abone grupları ve tanımı , “Sanayi” başlıklı maddesi :6948 sayılı Sanayi Sicili Kanununda tanımı yapılan ve ilgili resmi kuruluşça onaylı sanayi sicil belgesini ibraz eden sanayi işletmeleri bu abone grubu kapsamındadır. Sanayi abone grubu tarifesi uygulanması bakımından sanayi sicil belgelerinin, ilgili resmi kuruluş tarafından yayımlanan tebliğ çerçevesinde geçerliliği esas olup, ilgili resmi kuruluş tarafından vize edilen sanayi sicil belgelerinin onaylı bir sureti eş zamanlı olarak dilekçe ekinde ibraz edilir. Sanayi sicil belgelerinin vize bitim tarihinin içinde bulunduğu fatura döneminden sonraki ilk fatura dönemi sonuna kadar yenilenerek dilekçe ekinde ibraz edilmemesi halinde tüketimleri ticarethane abone grubu tarifesinden faturalandırılır.” şeklinde düzenleme içermektedir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre , davacı sanayi vizesinin yenilendiğine ilişkin belgeyi 24.03.2008 tarihinde davalı şirketin müşteriler müdürlüğüne ibraz etmiştir. İlgili birimce kaşe üzerine tahakkuk şefliğine yönlendirildiğine ilişkin paraf mevcuttur.Vizesi yenilenmiş Sanayi Sicil Belgesi de dosyada mevcuttur. Daha sonraki bir tarihte ibraz edildiğine ilişkin dosyaya delil bulunmamaktadır. 05.05.2008 -05.02.2009 arası sekiz aylık dönem için İstanbul 35. ATM tarafından , sözleşmenin sanayii elektriği sözleşmesi olduğu tespit edilip, fark faturası usulsüz düzenlendiğinden,davacının borçlu olmadığına karar verilmiştir. Davacı bu davada ise , 2008 yılı Ocak ayından Mayıs ayına kadar ticarethane vasfında farkedilmeden fazla gelen faturaların ödendiği, bu 5 aylık dönem için sanayii kuruluşu gibi değerlendirilmediği yönünde iddialar ileri sürülerek,iadesi istenmektedir.Mahkemece alınan 02/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda , … tesisat nolu abonelik için davaya konu olan süre için bir faturalandırma yapılmadığı, … ve … tesisat nolu abonelikler için sanayi tarifesi üzerinden fatura kesildiğinden dolayı herhangi bir fark hesaplanmadığı, … nolu tesisat nolu abonelik için 2008 yılının Ocak, Şubat ve Mayıs ayları için faturalandırma yapılmış olup, ticaret ve sanayi abonelikleri için oluşan 2008 yılı fiyatları için hesaplanarak 94,87TL bulunduğu rapor edilmiştir.Bilirkişi raporu ,hüküm kurmaya elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.Davacı tarafın istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Davalı tarafın istinaf sebeplerinin incelenmesiyle ;davada uygulanacak zamanaşımı süresi , sözleşme bulunduğundan TBK’daki genel süre olan 10 yıl olmakla dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresi dolmamıştır.Diğer yandan ,bilirkişi raporu ile tesbit edilen miktara hükmedilmesinde yukarıda açıklanan sebeple hukuka aykırılık bulunmamaktadır,Yargıtay 3. HD’nin ESAS NO: 2020/25 KARAR NO: 2020/1964 sayılı ,”6098 sayılı TBK’nın 39/son maddesine göre; aldatma veya korkutmadan dolayı bağlayıcılığı olmayan bir sözleşmenin onanmış sayılması, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz. Tahakkuk yapıldığı tarihteki mevzuat hükümlerine uymayan bir ödeme yapıldığı iddia edildiği taktirde, ödeme sırasında ihtirazi kayıt ileri sürmese dahi ödeyen; zamanaşımı süresi içinde bu bedelin istirdadını talep edilebilir. Buna göre; davacının dava konusu kaçak tahakkuk bedelinin ödemesini yaparken ihtirazi kayıt koymasına gerek yoktur. davacının haksız olarak ödediğini iddia ettiği kaçak tahakkuk bedelinin iadesini, ihtirazı kayıt ileri sürmemiş olsa bile, zamanaşımı süresi içinde isteyebileceği ” şeklindeki içtihadına göre ,ihtirazi kayıtla ödeme yapılmaması,alacak hakkını ortadan kaldırılamdığından,bu sebeplerle davalı vekilinin istinaf talebi de yerinde görülmemiştir. Bu sebeplerle ,davalı ve davacının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı ve davacının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/12/2020